Tahrip edilen yerler peribacalarıyla sınırlı değil. Uzmanların uyarılarına rağmen iktidarın ‘yaptım oldu’ ve rant anlayışı ülkenin dört bir tarafındaki doğal, tarihi ve kültürel mirasları yok ediyor.
UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Kapadokya’daki yol çalışmaları tepkilere rağmen sürüyor. BirGün gazetesinden Gökay Başcan’a konuşan Kapadokya Çevre Platformu Sözcüsü Mükremin Tokmak, konu hakkında şöyle dedi:
“16 buçuk metre genişliğindeki yolu 3 buçuk metre daha genişlettiler. Kapadokya’nın ortasından 20 metre genişliğinde yol geçiriyorlar. Hiçbir planları yok” dedi. 10 milyon yılda ortaya çıkan peribacalarına 1 ayda zarar verdiklerini belirten Tokmak, “Kapadokya Alan Başkanlığı sözde burayı korumak için yapıldı. Ancak bu tahribata ortak oluyor.”
Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu ve Mimarlar Odası Ankara Şubesi Kent İzleme Merkezi, Nevşehir’de ağır iş makineleriyle tarih ve kültür katliamı yapılan bölgede incelemelerde bulundu. “Bu katliamı acilen durdurun” çağrısı yapan Mimarlar Odası suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Yol çalışmaları Göreme Açık Hava Müzesi başta olmak üzere peribacaları oluşumlarını, yeraltı zenginliklerini, Saklı Kilise’yi ve arkeolojik sit alanlarını tehdit ediyor. Çok sayıda peri bacası, manastır ve şapel yol çalışmalarıyla yıkılmış. Saklı Kilise’ye çıkan tüm yollar kayaların kesilmesi sonucu kapatılmış ve yol giderek genişliyor. Kapadokya yok ediliyor.”
Uzmanların uyarılarına rağmen doğal güzelliği bozulan, tahrip edilen doğal ve tarihi güzelliklerden bir kısmı şöyle:
– Kapadokya: Dünyanın dört bir tarafından ziyaretçinin geldiği, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Kapadokya’daki yol çalışmaları tüm tepkilere rağmen 1 aydır sürüyor. Arkeolojik ve doğal sit statüsünde olan bölgedeki çalışmaların tarihi yapılara ve doğal güzelliğe zarar verdiği belirtildi. Binlerce insan peribacalarının yanında çalışan iş makinelerinin yer aldığı fotoğraf ve videoları paylaşarak tepki gösterdi. Eski yolun kapanmasının yanlış olmadığını ancak yeni yolun da yanlış yere yapıldığını belirten Kapadokya Çevre Platformu Sözcüsü Mükremin Tokmak, “Burası Kapadokya, dolayısıyla birinci derecede tarihi ve doğal sit alanı. Bölge sanki bu statülerle korunmuyormuş gibi devasa iş makineleriyle yol çalışması yapıyorlar” dedi.
– Hasankeyf: UNESCO’nun 10 kriterinden 9’unu yerine getiren ve 12 bin yıllık tarihe sahip olan Hasankeyf’ tarihi dokusundan kopartıldı. Uzmanların uyarılarına rağmen Ilısu Barajı ve HES projesi hayata geçirildi, Hasankeyf sular altında kaldı. Gezi Davası’ndan tutuklu Mücella Yapıcı 2020 yılında yaptığı açıklamada, “Yanlış politikalar sonucu bugün en az 12 bin yıllık tarihe sahip antik Hasankeyf Kenti ile birlikte 289 höyük ve 80’i tümüyle olmak üzere 199 köy ve mezra sular altında bırakılıyor. Dicle Vadisi boyunca tufan ve talan devam ediyor. Her geçen saniyede bir canlı, bir ev, bir tarihi alan sular altında kalıyor” dedi. Barajın yapımıyla birlikte evleri sular altında kalan bölge halkı göç etmek zorunda kaldı. Tarihi bölgenin üstüne gezi tekneleri indirildi.
– Assos: Assos’ta, bölgedeki kaya düşmeleri gerekçe gösterilerek AFAD tarafından bir yıla yakın süreyle inceleme yapıldı ve hazırlanan rapor doğrultusunda alan “afet bölgesi” ilân edildi. Ayvacık Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği, 26 Mart 2021’de “Ayvacık İlçesi Assos Kaya Islahı Yapım İşi”ni ihale etti. İnşaat ihalesini şirket Nisan 2021’de işe başladı. Alan, Çanakkale Valiliği tarafından turizm faaliyetine ve girişlere 500 gün süreyle kapatıldı.
Yapılan çalışmaları görüntüleyen Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği ve Assos Dostları, çalışmaların çok ciddi tahribat ve yıkıma neden olduğuna dikkat çekerek Ayvacık Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
– Diyarbakır Sur: 2 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağı sürecinde yaşanan çatışmalarda, Diyarbakır Surları büyük zarar gördü. Diyarbakır’ın Suriçi bölgesinde 2015 Eylül’de çatışmanın başladığı dönemde bölge tamamen boşaltıldı. Çatışmalar 9 Mart 2016’ya kadar sürdü. İnsan hayatına ve günlük yaşama darbe vuran bu süreç, Sur’un tarihi dokusunu da tahrip etti. Çatışmaların hemen öncesinde 4 Temmuz 2015’te UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınan Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri yıkımdan sonra eski haline dönemedi. Sur’da 6 mahalle yıkıldı. Sur yapılan ihalelerle tekrar inşa edildi ancak eski haline dönemedi.
– Uzungöl: Başka bir talan ve rant hikayesi ise Trabzon’un Çaykara ilçesinde bulunan Uzungöl’de yaşandı. 2003 yılında “Özel Çevre Koruma Bölgesi” ilan edilen Uzungöl 2004 yılında şantiyeye çevrildi. Doğal güzelliğini bozma girişimlerinin ardından devreye TOKİ de girdi. TOKi’ye Çaykara yolunun Uzungöl’e yakın bölümünde 6’şar daireli 15 bloktan oluşan bir konut projesi sunuldu. 2014 yılında “kentsel dönüşüm” yağmasının yeniden planlanmasının da önü tekrar açıldıktan sonra artık ortada Uzungöl’ün güzelliği diye bir şey kalmadı.
– Salda Gölü: Burdur’un Yeşilova ilçesi sınırlarında bulunan ve turkuaz renkli suyu, beyaz kumsalı nedeniyle ‘Türkiye’nin Maldivleri’ olarak anılan Salda Gölü’ne yapılması planlanan ‘Millet Bahçesi’ projesini yürüten yüklenici firmaya ait iş makinesi ve kamyonlar, alandaki kumsalı talan etti. Normalde kumsalın özelliğini yitirmemesi için araç girişinin yasak olduğu ve ayakkabıyla dahi basılmaması gereken alandan geriye iş makinesi ve kamyonların lastik izleri kaldı. Alınan kumlar nedeniyle 1 metrelik kot farkının oluştuğu dikkati çekti.