Abdullah Gelir, eşi tutuklandıktan sonra kardeşlerine bakmak zorunda kalan ve epilepsi hastası olan kızı Sümeyra’nın, geçen yıl şubat ayında okulda geçirdiği krizin görüntülerini başta AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin olmak üzere, partili tüm milletvekillerine gönderdiğini ama hiçbirinden cevap gelmediğini söyledi.
Vefatıyla her kesimden insanı üzen 15 yaşındaki Sümeyra Gelir’in babası Abdullah Gelir ile yapılan röportajın ikinci bölümü yayınlandı.
TR724’ten Sevinç Özarslan’a konuşan Abdullah Gelir, “Ben AK Parti’deki milletvekillerine 60 hafta mail attım. Belki daha fazla. Meclis’teki mail adreslerine açıp baksınlar. Utanmıyorlarsa baksınlar. Ne olur eşimi tekrar yargılayın diye her cuma, her bayram mail yazdım. Bolu milletvekillerine telefon ettim. Bana sadede HÜDA Par’dan Zekeriya Yapıcıoğlu’nun danışmanı döndü. Eşime de DEM Parti’den Ömer Faruk Gergerlioğlu. Eşimi bırakın demedim, ayrıcalık istemiyorum dedim. Çocuklu anneler için çektiğiniz yasayı tekrar gündeme alın, yasa çıkartın, tekrar yargılanma yolunu açın diye yalvardım. Elimden geleni yaptım.” dedi.
“KIZIM OLMADAN ARTIK YAPILAN HİÇBİR DEVLET DESTEĞİNİN ANLAMI YOK”
Sümeyra vefat ettikten sonra Aile Bakanlığı’ndan, sosyal hizmetlerden, vakıflardan görevlilerin evine geldiğini belirten Gelir, “Bakın ben birçok dilekçe yazdım bu kurumlara. Dedim ki, en azından benim oğlumun kreş parasını verir misiniz, çünkü asgari ücret alıyorum, Fatih’in kreş parası 5 bin lira. Beni hep reddettiler. En son gittiğimde oradaki görevli kadın nezaketen ‘Abdullah bey muhtemelen kızınızın durumundan dolayı reddediyorlar’ dedi. Sümeyra’nın vefatından sonra bana telefon ettiler, eve geldiler, ‘Çocuklara devlet bakımı ister misiniz?’ diye sordular. Artık bir şey istemiyorum. Bugün Aile Bakanlığı’ndan iki hanım geldi, bilgi aldı. Bir yardım ister misiniz diye sordular. Onlara da hayır dedim. Kızım olmadan bizim göreceğimiz bir bayramın, bayramlığı yok artık.” diye konuştu.
SON GÖRÜŞ GÜNÜNDE SÜMEYRA’NIN ANNESİNE SORDUĞU SORU: “ANNE BEN CENNETE GİDEBİLİR MİYİM?”
Kızının, annesine 2 Nisan 2025’te yaptığı son açık görüşte “Anne ben cennete gidebilir miyim?” diye sorduğunu da aktaran Gelir, “Kızının kendisine de son aylarda sürekli amel defteriyle ilgili soru sorduğunu belirten Abdullah Gelir, “Vefat etmeden önce annesine yaptığı son ziyarette ‘Anne ben cennete gider miyim?’ diye sormuş. Annesine hep bu konuları sormuş. Son aylarda bana da ‘Baba amel defterim açıldı mı? Örtünmeli miyim?’ diye sorardı. ‘Zihin olarak buna hazır olman lazım, bir gün kapanır sonra açılırsan o da gönlünü kırar’ diye cevap vermiştim. Bizim ev namaz kılınan bir ev olmamasına rağmen kaç çocuk annesine, babasına amel defterini sormuştur. Vefat etmeden önce yatsı namazını kılıp uyumuş. O hafta kaza namazlarını sordu bana.” ifadelerini kullandı.
“BİZ EVLADIMIZA LAYIK OLAMADIK”
Abdullah Gelir şunları aktardı:
“Sümeyra’nın bir dayısı 19 yaşında vefat etmişti. Diğer dayısına o akşam sürekli vefat eden dayısını sormuşlar, kuzenleriyle birlikte. Dayım nasıl bir insandı diye. O gece lahmacun almışlar, Sümeyra önce en küçük kardeşine sarıp vermiş, sonra Mustafa’ya, en son kendisine sarıp yemiş. Bir yere giderdik, bir gözü kardeşlerindeydi hep… Biz layık olmadık evladıma. Melek gibiydi.
ÖĞRETMENLERİ: BİZE HİÇBİR ŞEY SÖYLEMEDİ
Sümeyra’nın öğretmenleri geldi. ‘Durumunu hiç mi söylemez, hiç mi belli etmez’, dediler. Sümeyra konuşmazdı. ‘Kızım daha kötü durumda insanlar var, bizim gelip geçecek’ diye dertleşirdik aramızda. Onun için söylemezdi. Kimseyi üzmek istemezdi. Allah’tan olduğuna inanırdı. Evde bazen kızardı. ‘Kardeşlerimin anneye ihtiyacı var’ derdi. Kendisi için bir şey istemezdi.
“ÇOCUKLARI 5 AY GÖRÜŞE GÖTÜREMEDİM”
Herkes arıyor, yardım etmek istiyor, çok sağolun. Evet ekmek alamadığım zamanlar oldu, bir şekilde doyduk, görüşe de 5 aylık bir süreçte götüremedim. Hem maddi zorluklar nedeniyle hem de başka şeyler oldu. Bir görüşte oğlum hasta oldu, gidemedik. Ayda bir gidiyoruz görüşlere. Kapalı görüşlere zaten götürmüyoruz, çok kötü etkileniyorlar. Birinde çocukların sınavları vardı, gidemedik. Birinde çok kar yağdı. Burası Bolu, 8 ay kış. Bir ay da paramız olmadı. Yardım etmek isteyenler oldu ama biz kimseden bir şey istemedik. Yoksa ben istemem mi evlatlarım annesini görsün. Ben şu an kızıma sadece dua istiyorum, başka bir şey istemiyorum. Kızıma kaç dua ederse Allah onlardan bin kere razı olsun, Rabbim onların ölmüşlerine merhamet etsin.
“ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞIYORUM, TANIDIĞIMIZ YOK, KİME GİDEYİM”
Asgari ücretle çalışıyorum, nereye koşayım, tanıdığımız yok kime gideyim. Bana çok dediler, eşin itirafçı olsun, ne anlatsın. Kimin ismini versin. Birlikte çalıştığı öğretmeni mi söylesin. Hiçbir şeyiniz olmadıysa da bir şeyin vardır diyenler…
Sümeyra yatağında ağlardı. Ben fark ederdim ama bana söylemezdi. Çok sardım, sarmaladım. İnanın. Bazen kızıyordum, şimdi onlara üzülüyorum. Sümeyra Yusuf kerim’e de çok üzülürdü. Kızım 9 yaşından beri annesinden uzak. Doğum günü görüntüsüne bakarsanız oradaki mahcubiyetini görürsünüz. Bir sevineyim, çığlık atayım… Yanındaki Fatih, o da üflesin diye bekliyor. Küçük oğlum Fatih, büyüğü Mustafa.
“BÜYÜK OĞLUM ABLASINA KALP MASAJI YAPILDIĞINI GÖRMÜŞ, ÜZÜLMEYEYİM DİYE BENİM YANIMDA AĞLAMIYOR”
Mustafa içine kapanık. Öğretmenleri çok ilgileniyorlar. Mustafa’nın rehber öğretmeniyle konuştuğunu daha dün öğrendim. Annesinin hapiste olmasına üzüldüğünü söylemiş. Üzülmeyeyim diye bana söylememiş.
Sümeyra’yı ilk anneannesi fark ediyor, kahvaltı için yanına gittiğinde. 112’yi arıyorlar köy olduğu için gelene kadar dayısına kalp masajını tarif ediyorlar. Ambulans gelene kadar dayısı masaj yapıyor. Mustafa ablasına kalp masajı yapıldığını görmüş mesela, üzülmeyeyim diye ağlamıyor yanımda. Biz kendi çektiklerimize değil, çocuklara üzülüyoruz. Ben de yetim büyüdüm, hayatım boyunca düzenli bir aile hayatının hayaliyle büyümüştüm, olmadı, bu da imtihanımız.
İlk duyduğumuzda Allahım biri görmedi mi, duymadı mı diye çok üzüldüm. Kafası yan düşse, ağzından sıvı akışı olsa belki kurtulurdu. Başının dik düşmesi çok küçük bir ihtimalmiş ama olunca oluyor. Epilepsi geçirip de kendine gelip kalkan insanlar oluyormuş. Ama önünde duramıyorsunuz.
“ÇOK MERHAMETLİ VE OLGUN BİR ÇOCUKTU”
Bir arkadaşıyla arası çok iyiydi. Onun da babası ihraçtı. Bir gün küstüler. Sümeyra bir yıl hiçbir şey söylemeden ağladı. Bir yıl sonra arkadaşı geldi özür diledi. Sümeyra hiçbir şey olmamış gibi ona çok sarıldı. Ona bile bir kere kötü laf söylemedi. Aramız iyi olsun diye hep dua etti. Herkesin çocuğu özeldir ama Sümeyra gerçekten çok farklı bir çocuktu. Allahım beni evladımla imtihan etme diye çok dua ettim. İnsan vefat edince daha iyi anlıyor.”