İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’ye gelen her ABD büyükelçisinin Türkiye’ye zarar vermeye çalıştığını ifade ederek, “Amerikan Büyükelçisi’ne buradan söylüyorum, hangi gazetecilere yazı yazdırdığını biliyorum, pis ellerini Türkiye’nin üzerinden çek, çok net söylüyorum, pis ellerini Türkiye’nin üzerinden çek. Neleri yaptırdığınızı, hangi adımları attırdığınızı, Türkiye’yi nasıl karıştırmak istediğinizi net bir şekilde biliyorum” dedi.
Soylu, Antalya’da Kundu Turizm Bölgesi’ndeki bir otelde düzenlenen İl Göç İdaresi Müdürleri Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Soylu, yaptığı konuşmada, Türkiye’nin göç konusunda başarılı bir stratejisi uyguladığını belirtti. Türkiye’nin bir yandan topraklarından, evlerinden, yurtlarından ayrılmak zorunda kalan mağdurlara insani şekilde davrandığını bir yandan da kurallara uygun bir göç yönetimi sergilediğini anlatan Soylu, şu bilgileri verdi:
“Ülkemizde hâlâ 3 milyon 506 bin 784 Suriyeli kardeşimiz var”
“Ülkemizde hâlâ 3 milyon 506 bin 784 Suriyeli kardeşimiz var. 5 yıldır sayı 3 milyon 500 bin bandındadır. 2011’den itibaren 850 bin yeni doğum olmasına rağmen 3 milyon 506 bindir. Bunun yanı sıra 1,3 milyon da ikamet eden yabancı var. Bunların içerisinde öğrenci var, kısa süreli ikametli olan var, tedavi için ülkemizde bulunanlar var ve bunların içerisinde öğretim üyesi var, beyaz yakalılar var, Avrupa’dan gelip özellikle sahil kesimde hayatını devam ettirenler var. Kaçak göçle mücadelede ise 2016’dan bu yana kadar sınırda engellenenlerin toplam sayısı 2 milyon 760 bindir. Ülke sınırları içerisinde yakalananların toplamı 1 milyon 653 bin kişidir. Yani 4 milyon kaçak göçmene müdahale edilmiştir. 2022 sonu itibarıyla yakaladığımız kaçak göçmen sayısı 285 bindir, sınır dışı edilen kaçak göçmen sayısı da son 12 ayda 130 bin 195’tir.”
Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin ne kadarı suç işledi?
Ayrıca 19 bin 600 kişinin de çıkış işlemlerinin devam ettiğini dile getiren Soylu, son 12 ayda 70 binin üzerinde Afgan’ın da ülkelerine gönderildiğini kaydetti. Yakalanan her iki kişiden birinin sınır dışı edildiğini ifade eden Soylu, dünyada bu rakamları gerçekleştirebilen ülkenin olmadığını söyledi.
Soylu, 543 bin Suriyelinin de gönüllü olarak geri dönüş yaptığını aktararak, Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin sadece 1,9’luk bölümünün asayiş olayına karıştığını, yüzde 98,1’inin bu ülkenin kurallarına uyarak yaşadığını bildirdi.
“Biz ölüme iten bir ülke değiliz, tam tersi ölümden kurtaran bir ülkeyiz”
Türkiye’nin Akdeniz ve Ege’de yardıma ihtiyacı olan düzensiz göçmenler de dahil olmak üzere 171 bin 647 insanı denizden sağ olarak kurtardığını vurgulayan Soylu, “Biz ölüme iten bir ülke değiliz, tam tersi ölümden kurtaran bir ülkeyiz. Vicdanlı bir ülke ve milletiz” dedi.
Soylu, Avrupa’nın ise göç politikasında başarısız olduğunu belirtti.
“Her gelen Amerikan büyükelçisinin derdi, ‘Türkiye’ye nasıl zarar verebilirim’ oldu”
Türkiye’ye gelen tüm göçmenlerin biyometrik verilerinin alındığını ve Dışişleri Bakanlığı’yla bir biyometrik veri entegrasyonu sağlandığını aktaran Soylu, Afrika’dan birisinin Türkiye’ye vize için müracaat ettiğinde konsolosluğa geldiği andan itibaren biyometrik verilerinin anında tüm sisteme düştüğünü kaydetti.
Ülke içindeki yabancı teröristlerin tespitiyle ilgili Türkiye’nin önemli bir performans ortaya koyduğuna işaret eden Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’nin bir de şöyle bir talihsizliği var, Türkiye’ye gelen her Amerikan büyükelçisi, ‘ben Türkiye’de nasıl darbe yaparım, yaptırırım’ telaşı içerisindedir. Bu, Türkiye’nin temel bir talihsizliğidir. Her Amerikan büyükelçisinin, ‘Türkiye’de acaba ben ne yaparım, ne yaptırırım ve Türkiye’ye nasıl zarar veririm, babalarıma nasıl yaranırım’ dertleri budur. Türkiye’nin yıllardan beri en önemli talihsizliklerinden bir tanesi budur, hep de bu olmuştur. Diğer büyükelçilerini toplar, fıs fıs fıs, onlara akıl vermeye çalışır. Avrupa’da da aynısını yapıyorlar ya, onlar idare ediyorlar Avrupa’yı Amerikan büyükelçiliği. Avrupalılar üzülmez bu söze merak etmeyin. Onlar gerçeklerin ne olduğunu biliyorlar. Hakikaten biliyorlar, otururlar dizayn ederler, Türkiye’yi de dizayn edebileceklerini zannediyorlardı ama bir adam oyunlarını bozdu, Recep Tayyip Erdoğan. Onlar Türkiye’yi de böyle zannediyorlardı, oturacaklardı, fıs fıs fıs oyun, tezgah kuracaklar. Amerikan Büyükelçisi’ne buradan söylüyorum, hangi gazetecilere yazı yazdırdığını biliyorum, pis ellerini Türkiye’nin üzerinden çek, çok net söylüyorum, pis ellerini Türkiye’nin üzerinden çek. Neleri yaptırdığınızı, hangi adımları attırdığınızı, Türkiye’yi nasıl karıştırmak istediğinizi net bir şekilde biliyorum. O pis ellerinizi, o maskeli, sırıtan yüzlerinizi Türkiye’nin üzerinden çekiniz. Bu kadar açık.”
“Her türlü numarayı ortaya koyuyorlar”
Türkiye’de tespit edilen yabancı teröristleri de ülkelerine gönderdiklerini anlatan Soylu, “Adamı yakalıyoruz, ‘bu senin adamın’ diyoruz, utanmazlığın bir boyutu da şu, bunu bütün Türkiye bilsin. Adamı kendi ülkesine almamak için vatandaşlıktan çıkarıyorlar. ‘Bu benim vatandaşım değil’ diyorlar. Bir yüzlü değil, iki yüzlü değil, her türlü numarayı ortaya koyuyorlar. Çıplak gerçekleri ortaya koyunca onların Türkiye’deki mümessilleri çok üzülüveriyorlar” diye konuştu.
“AB ülkelerine bin 126 yabancı terörist gönderdik”
2016’da bir yabancı savaşçıyı sınır dışı ederken Hollanda ve Belçika’da ilgili makamları uyardıklarını anımsatan Soylu, şunları kaydetti:
“2011’den bu yana 150 ülkeden 111 bin kişiye ülkeye giriş yasağı koyduk. Çatışma bölgeleriyle irtibatlı olduğu tespit edilen 102 uyruktan 9 bin 319 yabancı terörist savaşçıyı sınır dışı ettik. Biz bu gayreti gösterirken onların tavrı bu kişileri vatandaşlıktan alelacele çıkarıp, meseleyi baştan savmak şeklinde hallederiz anlayışıyla olmuştur. Bugün bize konsolosluk kapatarak akıl vermeye çalışan ülkelerin aslında bu meseledeki yönetim becerisizliklerine bir örnek olması için paylaşmak istedim. Avrupa Birliği ülkelerine bin126 yabancı terörist gönderdik. Türkiye olarak onlara soruyoruz, ‘ne yaptınız? Tekrar bunlar yarın Türkiye’ye gelmeye çalışırlar mı veya çatışma bölgelerine giderler mi veya Avrupa’da bir şey yaparlar mı?’ diye. Ödleri patlıyor, kamuoylarına böyle bir şey söyleyecekler diye.”