TİP Sözcüsü Sera Kadıgil, ÇEDES projesiyle okullarda imamların derse girmesinin önünü açan Milli Eğitim Bakanlığı’nın, şimdi de okul öncesi eğitim kurumlarında mescidi zorunlu hale getirmesine tepki gösterdi. Kadıgil, Milli Eğitim Bakanı Yılmaz Tunç’un yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde “ÇEDES projeleri kapsamında ‘manevi danışman’ olarak görevlendirilen imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur’an kursu hocaları, MEB okullarındaki öğrencilere ‘değerler eğitimi’ adı altında yapılan faaliyetler, sarıklı ve cübbeli kişiler tarafından verilen eğitimlerle dağıtılan ‘İslamın kızı’ ‘iffet abidesi’ belgeleri, kız- erkek öğrencilerin ayrı sıralarda hatta ayrı koridorlarda eğitim almaları gibi pek çok örnekle aslında Anayasal suç işleyen ve varlık gerekçesini ödev ve sorumluluklarını yerine getirmeyen Milli Eğitim Bakanlığını lağvedip Diyanet İşleri Başkanlığına bağlamayı düşünür müsünüz?” diye sordu.
Türkiye İşçi Partisi Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul öncesi ve ilköğretim kurumlarında mescitleri zorunlu hale getiren düzenlemesini Meclis gündemine taşıdı.
Kadıgil, “Bakanlığın sorumluluklarını yerine getirmediğini söylediği önergesinde, bir süre önce sadece depremden etkilenen 11 ilde devam edeceği duyurulan okullarda bir öğün ücretsiz yemek ve temiz su” talebinin dahi sadece yarım dönem hayata geçirebilindiğinin altını çizdi.
Kadıgil; “Okullarda bir öğün ücretsiz yemek ve temiz su ihtiyacını sadece yarım dönem sağlamayı başarabilen Bakanlığınız, milyonlarca çocuğun okula aç gitmesine göz yumarken henüz soyut düşüncenin oluşmadığı, korku ve kaygıyı tolere edecek mekanizmaların gerçekleşmediği 57- 68 aylık çocukların ‘ibadet ihtiyaçlarını’ karşılamak için mescit açmaya ne kadar bütçe ayırmıştır?” ifadelerini kullandı.
Kadıgil önergesinde şu sorulara yanıt istedi:
1-Okullarda bir öğün ücretsiz yemek ve temiz su ihtiyacını sadece yarım dönem sağlamayı başarabilen Bakanlığınız, milyonlarca çocuğun okula aç gitmesine göz yumarken henüz soyut düşüncenin oluşmadığı, korku ve kaygıyı tolere edecek mekanizmaların gerçekleşmediği 57- 68 aylık çocukların “ibadet ihtiyaçlarını” karşılamak için mescit açmaya ne kadar bütçe ayırmıştır?
2-Düzenleme ile kaç okula mescit açılması planlanmaktadır?
3-Öngörülen mescitler yalnızca teneffüs saatlerinde mi açık olacak mıdır? Çocukların derslerde ve ders bitim saatinden sonra mescitte zaman geçirmesi için etkinlikler düzenlenecek midir?
4-Farklı dinlere ve mezheplere sahip çocukların ayrımcılığa uğramaması için nasıl bir yol izlenecektir? Her din ve mezhepten çocuk için ayrı bir ibadethane mi tahsis edilecektir? Örneğin Alevi çocuklar için Cem Evi, Hiristiyan çocuklar için Şapel veya başka ibadet mekanları da açmak planlanmakta mıdır?
5-ÇEDES projeleri kapsamında “manevi danışman” olarak görevlendirilen imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur’an kursu hocaları, MEB okullarındaki öğrencilere “değerler eğitimi” adı altında yapılan faaliyetler, sarıklı ve cübbeli kişiler tarafından verilen eğitimlerle dağıtılan “İslamın kızı” “İffet abidesi” belgeleri, kız- erkek öğrencilerin ayrı sıralarda hatta ayrı koridorlarda eğitim almaları gibi pek çok örnekle aslında Anayasal suç işleyen ve varlık gerekçesini ödev ve sorumluluklarını yerine getirmeyen Milli Eğitim Bakanlığını lağvedip Diyanet İşleri Başkanlığına bağlamayı düşünür müsünüz?