Kamuoyunda, Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı’yla ilgili Gezi iddianamesini hazırlayan savcı olarak tanınan Adem Meral, sahte MİT görevlisi ve sahte polisin Gülen cemaati bağlantılı olduğu öne sürülen bir iş insanına kurdukları tezgahı anlatan iddianame yargının çürümüşlüğünü gözler önüne serdi. Çakarlı araçla yanındaki kişilerle birlikte tahsilata giden savcının görüntüleri de iddianameye girdi.
Halk TV’den Seyhan Avşar’ın haberine göre; 24 Şubat tarihinde 112 çağrı merkezine bir ihbar düştü. Arayan Alkar Plaza isimli şirketin avukatıydı. Geçen günlerde müvekkilinin ofisine biri Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubu, biri cumhuriyet savcısı ve biri ise polis olmak üzere 3 kişinin geldiğini, müvekkilinin o gün deprem bölgesinde olması nedeniyle o şahıslarla telefonla görüşerek, “Firmama neden geldiniz?” diye sorduğunu, bu şahısların ise “Buraya gelin sizinle görüşeceğiz” şeklinde yanıt verdiğini, bu şahısların işyeri çalışanlarına ise ’10 milyon TL alacak konusu’ olduğunu söylediklerini aktardı. MİT görevlisi olarak kendini tanıtan kişinin bugün telefonla aradığını ve “öğleden sonra tahsilata geleceğini” söyleyen avukat polis ekibi talep etti.
SAVCI, SAHTE MİT’Çİ VE SAHTE POLİS…
İhbarını ardından Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği’nde görevli polisler söz konusu işyerine giderek inceleme yaptı. 11 Şubat tarihinde Çarşı iddianamesini hazırlayan Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Adem Meral ve yanında bulunan biri kadın iki kişinin araçlarıyla Alkar Plaza’ya gittikleri tespit etti. İşyerine girdikten sonra işyeri sahibinin nerede olduğunu sordular. Bu esnada Adem Meral kendisinin savcı olduğunu belirtti. Yanındaki kadın ise polis kimliği gösterdi. Diğer erkek şahıs ise kendisini MİT görevlisi olarak tanıttı. İşyerinin sahibinin şehir dışında olduğunun öğrenilmesi üzerine sözde MİT görevlisi olan şahıs, “iş yerinin sahibinden 10 milyon TL alacakları” olduğunu söyledi. Bununla da yetinmeyen sahte MİT görevlisi ve sahte polis iş yerinde bulunan çalışanların üzerlerini aradılar.
GÜLEN CEMAATİ BAĞLANTISI NEDENİYLE PARA KOPARMAYA ÇALIŞTILAR
Emniyetin incelemesi sonucu kendini polis olarak tanıtan kadının Arzu S., MİT görevlisi olarak tanıtan şahsın Anar K. olduğu tespit edildi. Evlerine operasyon düzenlenen bu şahıslar gözaltına alınıp, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Arzu S. ifadesinde, Muharrem K. isimli bir şahıstan bahsederek, “Bu şahıs ‘Alkar Plaza’nın sahibinin FETÖ ile bağlantısı olduğunu, para kaynağı olduğunu, 62 adet şirket yönettiğini’ söyledi” dedi. Arzu S., kendileriyle beraber işin içinde olan diğer şahısların isimlerini verdi.
SAVCININ DOSYASI AYRILDI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede şüphelilerin usulsüz olarak kamu görevini üstlendikleri, iş yerinin girilemez olan bölümü mutfağa girdikleri iş yeri dokunulmazlığını ihlal ettikleri, kendilerini polis ve MİT olarak tanıtarak aldatıcılık etkisi kullanarak menfaat elde etmeye çalıştıkları anlatıldı. İş yeri sahibin ve çalışanlarının aralarında olduğu 4 kişi iddianamede müşteki olarak yer alırken 4 kişi ise şüpheli olarak yer aldı. Şüphelilerin, “Kamu görevini usulsüz üstlenme, işyeri dokunulmazlığını ihlal etme, kişinin kendini kamu görevlisi olarak tanıtmak suretiyle dolandırıcılık, haksız arama” suçlarından cezalandırılması istendi. Savcı Adem Meral’in dosyası ise ayrıldı.
‘DEVLET SIRRI’ SAVUNMASI
Halktv.com.tr’ye konuşan Adem Meral kendisine karşı bir kumpas kurulduğunu belirterek bazı bilgilerin devlet sırrı olması nedeniyle paylaşamayacağını öne sürdü. Meral, “İşyeri sahibine devleti ilgilendiren önemli bir konuyla ilgili bilgi almak için mesaj attım. Ancak onun gelmemesi üzerine işyerine gittim. Orada şüphelilerden Anar saçma sapan şeyler konuşunca ben onu mutfak bölümüne çağırıp kızdım” dedi.
ÇARŞI GRUBUNA ‘SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ’ SUÇLAMASI YÖNELTTİ
Bakırköy Adliyesi’nde görev yapan Adem Meral kamuoyunun bir dönem yakından tanıdığı bir savcıydı. Çünkü Gezi direnişinin ardından Beşiktaş takımının taraftar grubu olan Çarşı grubu hakkındaki terör iddianamesini hazırlayan isimdi kendisi. Adem Meral’in hazırladığı Çarşı iddianamesinde 35 isim şüpheli olarak yer alırken, Çarşı grubu liderleri olarak tanınan Erol Özdil, Cem Yakışkan ve Numan Bülent Ergenç’e, ‘Hükümeti yıkmaya teşebbüs’ ve ‘Silahlı terör örgütü kurma’ suçlamaları yöneltiliyordu. Diğer şüphelilere ise, “hükümeti yıkmaya teşebbüs” suçlamasının yanı sıra, ‘Çarşı grubunun liderlerinin kurduğu silahlı örgütün üyesi olmak’, ‘kamu görevlisine direnmek’, ‘kanuna aykırı toplantı ve gösteri düzenlemek’, ‘ruhsatsız silah bulundurmak’ gibi suçlamalar yöneltiliyordu.