HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Anaya Mahkemesi’nin (AYM) partilerinin kapatılması istemli davada, sözlü savunma dahil tüm yargılama faaliyetlerinin cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri sonrası bir tarihe ertelenmesi talebini reddetmesine tepki gösterdi. “AYM’nin bu kararı, sarayın baskısı altında aldığını çok iyi biliyoruz. AKP-MHP kumpas ittifakı, AYM eliyle seçim sürecine siyasi müdahalede bulunma hazırlığı içerisinde” ifadesini kullanan Buldan, gizli tanık ifadeleriyle partilerinin Hazine yardımına el konulmasını da, “Tam bir tezgâh! Tam bir organize işler! Tam bir kumpas!” diye değerlendirdi.
Buldan, “AYM’nin kayyum gibi hareket eden iktidarın küçük ortağı da şunu iyi bilsin ki; sizin siyasetiniz çökecek, HDP daha da güçlenerek yoluna devam edecektir. HDP sandığınız gibi küçük bir lokma değildir. Boğazınızda kalacak bir lokmayla uğraşmaktan bir an önce vazgeçin” ifadelerini kullandı.
Buldan, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığıyla ilgili de, “Anayasaya göre üçüncü kez aday olamazsın Erdoğan. Olamazsın! Bu çok açık ve nettir. Adaylığı meşru değildir. Buradan tarihe not geçmek istiyorum; aday olduğu takdirde meşruluğu olmayan bir adayla karşı karşıya kalacağımızı, Türkiye halkları bilmeli ve görmelidir” dedi. Erdoğan’ın, “Kronometre 2018’de sıfırlandı” sözünü atıfta bulunan Buldan, “2018 öncesi yaptığı cumhurbaşkanlığı görevini kendisi yok saydı. Kendi cumhurbaşkanlığını kendisi tanımıyorsa halk sizi hiç tanımaz. Sıfırlamak için kendinizi bu kadar yormaya gerek yok halk zaten sizi sandıklarda sıfırlayacak. Ve anayasayı sağa sola bükerek aday olacağınıza gelin bu işten vazgeçin çünkü sandıklarda halkın iradesini asla bükemeyeceksiniz. Cumhurbaşkanı olamayacaksınız, halk size sandıkta izin vermeyecek” diye konuştu.
Partisinin grup toplantısında konuşan Buldan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Karşımıza dev dalgalar çıksa da bu gemi demokrasinin kıyısına mutlaka ulaşacaktır. Çünkü bizim rotamız bellidir, yol haritamız nettir, demokrasidir. Türkiye’yi içine sürüklendiği bu alacakaranlıktan kurtaracağımıza bu kürsüden söz veriyorum. HDP’nin duruşunu ve gündemini değiştirmeye bir belirsizlik ortamı yaratarak umutsuzluğu pompalamaya çalışanlar kesinlikle başaramayacaklardır. Bizim siyasetimizin karşısına kumpaslarla çıkanlar kendi komplolarıyla baş başa kalacaktır.
AYM tepkisi
AYM, başvurumuzu reddetti. AYM’nin bu kararı sarayın baskısı altında aldığını çok iyi biliyoruz. AKP-MHP kumpas ittifakı AYM eliyle seçim sürecine siyasi müdahalede bulunma hazırlığı içerisindedir. O nedenle kapatma davasına Hazine bulmuş gibi dört elle sarıldıklarını hep birlikte gördük.
“Tam bir tezgâh! Tam bir organize işler! Tam bir kumpas!”
Bir günde gizli tanık buldular. Gizli tanıkla yakından uzaktan alakası olmayan, tamamen komploya dayanan 100 sayfalık bir ifade kurguladılar. Bunu da ışık hızıyla AYM’ye servis yaptılar. Hukukun temel ilkelerine göre hareket etmesi gereken AYM de gizli tanığın servis yapılan gerçek dışı ifadelerine dayanarak HDP’nin Hazine yardımına bloke kararı koydu. Tam bir tezgâh! Tam bir organize işler! Tam bir kumpas! Savcıları, hakimleri, kolluk güçlerini, valileri, imamları, bürokratları seçim kampanyasında Truva atı gibi kullanan AKP-MHP bunlarla yetinmemiş olacak ki gizli tanıkları da seçim kampanyasına kattıklarını görüyoruz.
“Boğazınızda kalacak bir lokmayla uğraşmaktan bir an önce vazgeçin”
AYM’nin kayyum gibi hareket eden iktidarın küçük ortağı da şunu iyi bilsin ki; sizin siyasetiniz çökecek, HDP daha da güçlenerek yoluna devam edecektir. HDP, sandığınız gibi küçük bir lokma değildir. Boğazınızda kalacak bir lokmayla uğraşmaktan bir an önce vazgeçin. Bizi kendinizle kesinlikle kıyaslamayın. HDP’nin mücadele geleneği ve Kürt halkı tarih boyunca öyle oyunlar ve öyle tuzaklar gördü ki, sizin bu kumpaslarınıza asla yabancı değildir.
“Bu satrançta HDP’nin yapacağı büyük hamleler karşısında şah-mat olacaksınız”
HDP’siz bir seçim süreci tasarlayanlar bilsin ki tasarılarınız çöp olacak. Biteceksiniz siyaseten silinip gideceksiniz. Oylarınız da anketlerde görüyoruz ki günden güne erimekte. Sandıklarda da bu erime mum gibi eriyecektir. Onların alınlarına yapıştırmış oldukları Kürt düşmanlığı gerçekliği de ileride anılacak. Siz hileli zararla oynamaya devam edebilirsiniz. Ama bu satrançta HDP’nin yapacağı büyük hamleler karşısında şah-mat olacaksınız.
“Hukuk ve anayasa Ankara’da askıdadır, İmralı hukukun sıfır noktasıdır”
AKP-MHP ittifakının seçim kampanyasının birinci ayağı siyasi kumpaslardır. Diğer ayağı ise savaş politikalarıdır. Mart başlarında seçim kararı kesinleştikten sonra Suriye’ye yönelik yeni bir operasyon başlatma hazırlığı yaptıkları artık bir sır değildir. Çünkü seçim meydanlarında halka verecekleri vaatleri kalmamıştır. Topluma yaşattıkları açlığın, yoksulluğun üzerini savaş siyasetiyle örtmek istediklerini biliyoruz. Tüm kamuoyu ve muhalefet bu gerçeğin farkına varmalıdır. Türkiye’de kurulacak seçim sandıklarının kampanyasını Suriye üzerinden yürütmeye hazırlanan bir iktidar ve ortağıyla karşı karşıyayız. Bizim sürekli tecrit politikasın dikkat çekmemizin önemli bir nedeni de budur. İmralı’da Sayın Öcalan’a yönelik geliştirilen ve dalga dalga bütün ülkeye yayılan bir hukuksuzluk sistemini yarattıklarını hep birlikte görüyoruz. Mesele elbette ki sadece İmralı değildir, bütün ülkedir. Bütün Türkiye halklarıdır. Bütün toplumu kuşatan karanlık sistemi İmralı tecridi üzerinden yürüttüklerinin hepimiz farkındayız. Hukuk ve anayasa Ankara’da askıdadır, askı altına alınmıştır. Asıl İmralı sistemi ile devreye sokulan özel bir hukuk ve özel bir anayasa ile ülkeyi yönettiklerinin farkındayız. İmralı hukukun sıfır noktasıdır.
“Suriye’den Beştepe’deki Saray’a iktidar tüneli inşa etmeye isteyen bu savaş lobisinin oyunları karşısında herkes uyanık olmalı”
Suriye’den Beştepe’deki Saray’a iktidar tüneli inşa etmeye isteyen bu savaş lobisinin oyunları karşısında herkes duyarlı ve uyanık olmak durumundadır. Özellikle seçimlerin ve sandıkların güvenliği için iktidarın kumpaslarına oyunlarına karşı demokratik güç birliğinin yapılması tarihi bir öneme sahiptir. Bu seçimleri iktidar blokunun değil demokrasi güçlerinin yönettiği bir zemine evrilmeliyiz. Ne bu ülkede ne de komşu ülkelerin topraklarında savaş istemiyoruz. Bu ülkenin koltuk savaşına heba edilecek gençleri, ekonomik kaynakları yoktur. Buradan tüm demokratik kamuoyuna ve yurttaşlarımıza sesleniyorum; her gün yeni paketlerle vergi aflarıyla hayal tüccarlarıyla halkın karşısına çıkan bu iktidarın bu ülkeye sunabileceği hiçbir çözüm yoktur.
Erdoğan’a adaylık tepkisi: Olamazsın, olamazsın!
Anayasaya göre üçüncü kez aday olamazsın Erdoğan. Olamazsın! Bu çok açık ve nettir. Adaylığı meşru değildir. Buradan tarihe not geçmek istiyorum; aday olduğu takdirde meşruluğu olmayan bir adayla karşı karşıya kalacağımızı Türkiye halkları bilmeli ve görmelidir. Ama anayasayı takmayacakları ortadadır. AKP Genel Başkanı, yeniden aday olabilmek için, ‘Kronometre 2018’de sıfırlandı’ dedi. 2018 öncesi yaptığı cumhurbaşkanlığı görevini kendisi yok saydı. Bu çok açık bir şekilde ifade edildi. ‘Bu sayılmaz’ diyor. Yani kendi kendisini sıfırlıyor. Sıfırlamada usta olduklarını biliyoruz. Bugünkü Erdoğan, 2018 öncesi cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üstünü bir kalemle çizdi. Kendi cumhurbaşkanlığını kendisi tanımıyorsa halk sizi hiç tanımaz buradan bir kez daha ifade ediyoruz. Ben de diyorum ki sıfırlamak için kendinizi bu kadar yormaya gerek yok halk zaten sizi sandıklarda sıfırlayacak. Ve anayasayı sağa sola bükerek aday olacağınıza gelin bu işten vazgeçin çünkü sandıklarda halkın iradesini asla bükemeyeceksiniz. Cumhurbaşkanı olamayacaksınız, halk size sandıkta izin vermeyecek.
“Yeter artık sesini öyle bir dalgalandıralım ki, sarayın koltukları sallansın”
Hukuku hiçe sayan halkın kaynaklarıyla kendilerine imparatorluk yaratmak isteyen bu iktidara karşı dur demek tarihi bir sorumluluktur. Ekmeği umudu çalınan her bir yurttaşımız bir olursak ortak bir yolda buluşursak bu gidişatı tersine çevirmek mümkündür. ‘Yeter artık’ sesini öyle bir dalgalandıralım ki sarayın koltukları sallansın.
“Bu ülke iki kutuplu siyasete mahkum değil”
Bizler bu ülkenin iki kutuplu siyasete mahkum olmadığını biliyoruz. Yıllardır bunun mücadelesini veriyoruz. Bu ülkenin tek bir sokağı olduğunu o sokağın da kendilerinden oluştuğunu sananlar iyi bilsin ki bu toprakların başka bir sokağı da var. Orada iradesini yok saydığınız Kürtler, Aleviler, Ermeniler, Süryaniler, Rumlar, Lazlar, Pomaklar, Romanlar, kadınlar, emekçiler, gençler var. Başka bir ülke mümkün diyen milyonlar var. İşte bu güç HDP ile ve emek özgürlük ittifakıyla ortaya çıktı ve en güçlü toplumsal ittifaka dönüşmek için de çalışmalarını yürütmektedir. Hem emek ve özgürlük hem de Kürt ittifakımız bu toprakların en köklü mücadelelerinin birleştiği en köklü ittifaktır. Seçimlere ülkeyi büyük değişime ulaştıracak en geniş güç birliğiyle yani Emek ve Özgürlük İttifakı ile yürüdüğümüzün altını çizmek istiyorum. Buradan tüm ülke halkına bir kez daha seslenmek istiyorum; kendi gücümüzle kendi mücadelemizi yeniyi emekten ve özgürlükten yana olanı yeni bir yaşamı beraber kazanabilir beraber inşa edebiliriz. Geleceği biz kuracağız. Bu yürüyüşü büyütmek bizim bu ülkenin halklarına karşı tarihi bir sorumluluğumuzdur.
“Karne harçlıklarını yollayan çocuklarımıza bu kürsüden başarı sözü veriyorum”
HDP ile dayanışma kampanyamız çığ gibi büyümektedir. Öncelikle tüm halkımızı demokratik dayanışma içinde olan teşekkürü bir borç biliyorum. Dayanışma karanlığı dağıtır. kampanyamıza dünyanın farklı yerlerinden binlerce cevap verdi. Tiyatrolar HDP için oynanmakta, konserler HDP için düzenlenmekte, her masada bir yer HDP için açılmaktadır. Herkes bir gününü HDP’yer vermektedir. Kumpaslarla HDP’yi durdurabileceklerini sananlar bizleri tanımıyorlar, tanıyacaklar. Birkaç örnek vermek istiyorum. İlk bağışçımız 20 TL ile öğrenciden bu kadar diyen Özgür arkadaşımız oldu. Van’da bir anne partimize ulaşarak iki koyununu sattığını ifade etti. Kocaeli’den bir ailenin çocukları karne harçlıklarını yollamışlar arkadaşlarımız arayıp görüştüler geleceğe umut olan bu çocuklara hepimiz adına başarı sözü verdiler. Bu başarı sözünü bu kürsüden de vermek istiyorum. O kadar çok destek geliyor ki Hakkâri’de bir anne tüm il binası için keledoş yapmış sevgili arkadaşlarım. Annemizin eline sağlık emeği var olsun. Kumbarasını bağışlama kararı alan küçük Rojava’nın gözlerinden öpüyorum. Yemin ederim son paramdı diyen arkadaşa sesleniyorum buradan vallahi onların da son seçimidir artık.
Kumpasçılar kulaklarını iyi açsın. Okul harçlığını partisine bağışlayanların iradesi ile baş edemeyeceksiniz. ‘Ceketimi satarım yine partimi ayakta tutarım’ diyen bir iradeyi durdurmayacaksınız. ‘Safımız demokrasiden yana’ diyenleri asla engellemeyeceksiniz.”