CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “partiye kayyım atanmasını engellemek amacıyla” aldığı karar doğrultusunda bugün Ankara’da gerçekleştirilen 21. Olağanüstü Kurultayı’nda yaptığı konuşmada önemli mesajlar verdi. Saraçhane protestolarından önce yapılan anket ortalamalarında CHP’nin birinci parti çıktığını söyleyen Özel, “Bugün Türkiye’yi; seçimden, rakibinden, milletten korkan bir cunta yönetmektedir” diyerek iktidara yüklendi. CHP’nin cumhurbaşkanı adayı göstereceği İmamoğlu hakkında hazırlanan “dosyaların tamamının içinin boş” olduğunu söyleyen Özel, dava sürecinin TRT’de canlı yayınlanması çağrısında bulundu.
“Erdoğan’ı dünya tarihinin en büyük güvensizlik oyu için mücadeleye eden” CHP lideri, 13 Nisan’da Samsun’dan mitinglere başlayacaklarını, her Çarşamba günü İstanbul’da bir ilçede gece mitingi yapacaklarını, 19 Mayıs’ta da İzmir’de olacaklarını duyurdu.
Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın’dan boşalan yere Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan “Her şey çok güzel olacak” sloganının mimarı Berkay Gezgin’in Parti Meclisi anahtar listesinde yer alacağını açıklayan Özel, anahtar liste için de “o listeyi yandaş basının ağzına tıkmak üzere size emanet ediyorum” ifadelerini kullandı.
Özel’in CHP’nin Kürtlerin de partisini olduğunu söylemesi de gündem maddelerinden biri oldu. “Kent Uzlaşısı” da denen, kendilerinin “Türkiye İttifakı” dedikleri süreçle ilgili tüm sorumlulukları üstlenen Özel, “Ekrem başkana kurulan kumpas bir yanıyla Kürtlerin seçilme ve seçme hakkına kurulan kumpastır” diyen Özel, “Kürtler CHP’ye güvenebilirler ama kendilerini defalarca kandırmış her fırsatta suçlamış, cezalandırmış, zulmetmiş bu AK Parti iktidarına en kuvvetli yanıtı yine kendileri vereceklerdir. Kürt meselesinin çözümü Türkiye’nin demokratikleşmesinden geçer” mesajını verdi.
Özel, “Bu mücadelede Ümit Özdağ, Demirtaş, Yüksekdağ’ın özgürlükleri de, Can Atalay’ın özgürlüğü de Kürt’üyle Türk’üyle tüm siyasi tutsakların özgürlüğü de mücadelemizin önündeki ilk ve en öncelikli hedeflerindendir. Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” diye konuştu.
Öte yandan CHP lideri parti içine de mesaj vermeden geçmedi.
Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Bu kurultay yapılamasın diye bir cuma akşamüstü kayyım tebliğ etmek üzere kurulan kumpası boşa çıkarıp bu kurultay yapılamasın diye arena salonuna cevap süresini bekletip kurultay ilanını boşa çıkarmaya çalışıp, yıllar önce kendi onayladıkları tüzüğe rağmen sabah tam 10’da hazırun olmazsa kurultayı iptal ettiririz hesaplarını boşa çıkarız 81 ilden bir Pazar sabahı buraya gelip tertemiz iradelerini lekelemeye çalışan kumpasçılara karşı CHP’nin tarihini bugününü yarınını iradesini ve geleceğe yönelik olarak bu ülkeni teminatı olduğu gerçekliğini tüm Türkiye’ye gösteren sevgili yoldaşlarım hoş geldiniz.
“19 Mart darbesine direnmek için sokaklara inen on milyonlara, hukuksuzca hapiste tutulan Ahmet Özer’e, Rıza Akpolat’a, Alaattin Köseler’e, Resul Emrah Şahan’a, Mehmet Murat Çalık’a, Silivri zindanlarında tutulan belediye meclis üyelerimize, bugünlerde tekrar hak arayacaklar olursa onlara gözdağı olsun diye 3 sefer beraat etmelerine rağmen Gezi davasından hepimiz adına orada tutulan Çiğdem Mater’e, Mine Özerden’e, Osman Kavala’ya, Can Atalay’a, canım kardeşim Tayfun Kahraman’a, diğer siyasi partilerden tutsak olan tüm siyasilere ve Silivri Cezaevi’nde yatan yiğidime, aslanıma TC’nin bir sonraki cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na merhaba.
“Biz bugün kazandığında nasıl davranan kaybettiğinde nasıl davranan bir anlayışı hep birlikte mahkum etmek için buradayız”
“Demokrasiye olan inancımız sonsuzdur, millet karar vermiş partimiz 47 yıl birinci parti olamamıştır, millet karar vermiş AKP 23 yıldır ülkeyi yönetme yetkisi almıştır. Demokraside asıl olan milletin kararına saygıdır. CHP bu saygıyı duymuş hata kusuru kendinde aramış 47 yıl sonra yine bir başarı elde ettiyse demokratik sınırlar içinde elde etmiştir. Kimin demokrat olup olmadığına kaybettiğinde ne yaptığına bakarak karar verilir. Biz bugün kazandığında nasıl davranan kaybettiğinde nasıl davranan bir anlayışı hep birlikte mahkum etmek için buradayız.
“O gençlerin umudu için buradayız”
“O gece şunu söylemiştim; kafasında bavullarını toplayıp gitmeye karar veren gençler bir seçim daha bizi beklemeye karar verdi demiştim, işte o gençlerin umudu için buradayız.
“Meydanları kitleleri üyeleri gençlerimizi sokağa mitinge eyleme hazırladık ve her geçen gün örgütümüzün bu kabiliyetlerinin hızla artmakta olduğunu, organizasyon yeteneklerini hızla geliştirdiklerini, özellikle 18-25 yaş arası gençlerin partiye üye oldukları gelişmeleri memnuniyetle takip ettik. Milletin sandıktaki mesajını doğru okumaya gayret ettik. Karşımızdaki partileri seçmenlerine duyduğumuz saygıyı gözeterek zaman zaman diplomatik ilişkilerle aman zaman liderleri aşıp onların seçmenleriyle konuşan bir dili ortaya koyup arkasında durduk. Partimizi birinci parti olarak tutmaya devam ettik. Geçen yıl temmuz ayı itibariyle 6 büyük firmanın ortalamasında yerel seçimde aldığımız oy oranında bugün genel seçim olsa tercihi CHP olacaktır cevabıyla ulaştık.
“İktidar partisi kaybetmenin sınavından geçemedi”
“Karşımızda muhataplarımız ne yaptı? Demokrasi sınavı kazandığında değil kaybettiğinde verilir. İktidar partisi ilk kez kaybettiği seçimlerden sonra yaptıklarıyla kaybetmenin sınavından geçemediğini tüm dünyaya göstermiştir.
“Ellerindeki iktidar yetkisini kötüye kullanan despot bir rejimi kurmak için…”
“Kamu gücünü rakiplerine karşı kullanarak rakiplerini ve bizi sindirme gayretine giriştiler. Milleti kutuplaştırarak koltukta kalabileceklerini hesap ettiler ancak attıkları her adımda daha da zayıfladılar. Ülkemizdeki yoksulluğu daha da derinleştirdiler. Yasakları yoksulluğu yolsuzluğu daha da ileriye götürdüler. Demokrasiyi işine geldiğinde binilecek bir tren gibi görenler yenildikleri seçimden sonra hızla o trenden inmeyi tercih ettiler. Ellerindeki iktidar yetkisini kötüye kullanan despot bir rejimi kurmak için adımları planlı ve sistematik bir şekilde atmaya başladılar.
“CHP Türkiye’nin birinci partisi”
“Yaşadığımız saraçhane sürecinden önce yapılmış tüm anketlerin dün açıklanan mart ayı ortalamasında CHP kurulduğu gün olduğu gibi bugün de Türkiye’nin birinci partisi.
“Temel amaçları rdoğan’ın adaylarını mağlup eden İmamoğlu’nun önünü kesmek”
“Gezi benzeri sokakta toplanma gibi işlerin 12 yıl sonra bile devlet tarafından cezalandırılacağı hissini yaymak üzere özel tasarımlı operasyonlar yaptılar. Bunun içine RTÜK’ü de TRT’yi de devletin tüm kurumlarını alet ettiler. AK Parti iktidarına muhalefet etmeyi tek suç olarak resmileştirdiler. Oysa uyuşturucu baronlarını mafyaları milletin üzerine çökerken onlara ses etmeyenler, af talep edenler milletin ak parti iktidarına muhalefetini tek gözaltına ve tutuklama sebebi olarak gördüler. Temel amaçları Beylikdüzü’nde 1 İstanbul’da 3 kez Erdoğan’ın adaylarını mağlup eden İmamoğlu’nun önünü kesmekti.
Ön seçim
“Her adımlarına hep birlikte kararlılık ve cesaretle mukabele ettik. Onlar adayı vatan emniyete götürdüklerinde artık sandık CHP üyelerinin değil bu darbe girişimine direnmek isteyenlerindir diyerek dayanışma sandığına davet ettik. Bu örgüt o gün 1 milyon 650 bin kişi 14 milyonun üzerinde yurttaşa, daha önce üyesi olmadıkları bir siyasi partinin kendi ön seçim sandığını dayanışma gösterebilecekleri bir demokrasi alanı gösterebilecekleri, 104 yaşında sandık başına koşan dedeyi, anasının karnındaki 3 aylık bebeği oraya taşıyan motivasyonu sağlayan her bir bireyin alnının ortasından öpüyorum.
“1 milyon 200 bin kişiyle 19 Mart darbe girişimini hep birlikte geri püskürttük”
“Ön seçim motivasyonu 19 Mart darbe girişiminin olduğu gün, her darbenin bir hedefi şüphesiz İstanbul’un seçilmişi, bir sonraki cumhurbaşkanı adayımız bir hedef mekanı İstanbul’un emaneti Saraçhane’ye kayyım atamak olduğunu sabah gördüğümüz sözde terörle ilişkilendirilen dosyadan gördük. Ona İstanbul’da sokağa çıkmak neredeyse yasaklandı. 3 kişinin bir araya gelmesi 5 günlüğüne yasaklandı. O yasağı duyduğumuzda verdiğimiz karar Saraçhane’ye gitmek, o İstanbul’un emanetine İmamoğlu olmadığı sürece emanet kabule dip gece gündüz sahip çıkmak ve İstanbulluyu davet etmek oldu. Bütün yolları kapattılar, tomaları koydular milletimizin bağrından kopmuş canım polislerimize milletimizin evlatlarını üniversiteden adıma atmaya, tarihi yarımadaya adım atmamaya talimat verdiler. Bin kişi toplanırsa gidecek yeri kendiniz belirleyin diye emniyetteki müdürleri tehdit ettiler. Saraçhane tarihinin en büyük kalabalığıyla 1 milyon 200 bin kişiyle darbe girişimini hep birlikte geri püskürttük.
“Tayyip Erdoğan’ın artık meşruiyeti yoktur; Türkiye bir avuç cuntacıdan büyüktür”
“Bugün Türkiye’de yine milletin çözeceği bir denge durumu mevcuttur. Cuntacılar yani darbeyi planlayanlar bir önceki seçimin sonuçlarından dolayı sarayda devlet dairelerindeki makam odalarına hapsedilmiş bir cunta olarak durmaktadırlar ama sokaklar irade halkındır, bizimle birliktedir.
O cunta arkadaşlarımızı esir tutmaktadır. Bugün Türkiye’yi seçimden korkan, rakibinden korkan, milletten korkan bir cunta yönetmektedir. Tayyip Erdoğan halkın desteğini arkasına alan bir cumhurbaşkanı değil, halkın desteğini alanları kendine rakip olabilecekleri hedef alan bir cunta başkanına dönüşmüştür. Artık meşruiyeti yoktur, seçimden, sokaktan korkmaktadır. Bugün bu salondaki irade o cuntayı dağıtacak iradedir. Türkiye bir avuç cuntacıdan büyüktür.
Türkiye İttifakı: Sorumlu benim!
“Adına kent uzlaşısı da deseler bizim Türkiye ittifakı dediğimiz bu süreçte belediye başkanlarımız ne ile suçlanıyorsa onu partinin genel başkanı olarak kendi talimatım olarak ilettiğimi ve sorumlunun ben olduğumu açıkça ifade ediyorum.
“Ekrem Başkana kurulan kumpas, Kürtlerin seçilme ve seçme hakkına kurulan kumpastır”
“Partimiz her kesimden olduğu gibi Kürtlerin de partisidir. Ama iktidar Kürtlerin belediye meclisinde temsil edilmesini suç saymaktadır. Biz barıştan yanayız. Barışa destek oluruz. Kendi önerilerimizi dile getiririz. Terör örgütünün silah bırakacağı, Kürtlerin sorunlarının demokratik yollarla aşılacağı her türlü girişimi yıllardır istikrarla savunduk. Savunmaya devam ediyoruz. Ama karşımızdaki iktidar, batıda seçimlere giren Kürtlere terör yaftası yapıştırmaktan çekinmiyor. Ekrem Başkan’a kurulan kumpas, bir yanıyla Kürtlerin seçilme hakkına ve seçme hakkına kurulan kumpastır. Kürtler, Cumhuriyet Halk Partisi’ne güvenebilirler ama kendilerini defalarca kandırmış, her fırsatta suçlamış, cezalandırmış ve zulmetmiş olan bu AK Parti iktidarına en kuvvetli yanıtı yine kendileri vereceklerdir. Eğer bugün hala kayyım varsa, seçilmiş siyasetçiler hala hapisteyse, çözüme dair söylenen her sözün altı boşaltılmaktadır. Kürt meselesinin çözümü, Türkiye’nin demokratikleşmesinden geçer. Türkiye demokratikleşecek, tüm sorunlarını hep birlikte çözecek, iktidarın çıkar hesapları alanından çıkarılacak bu sonucun TBMM zemininde şeffaflıkla, samimiyetle, toplumsal mutabakatla çözülmesi için her gayreti göstereceğiz. Kürtlerin de teminatı biziz ve onları değersiz görmeyen tüm siyasi partiler bizim için değerlidir. Ancak terör sürecinde en büyük bedeli ödemiş, şehitlerimizin analarının, evlatlarının ve gazilerimizin gözünün içine bakamayacağımız hiçbir işin de içinde olmayacağımızı açıkça ifade ediyorum.”
“Onları bu mevkilere getiren bir iktidarı 23 yıldır yenemediysek en büyük sorumluluk bize ait”
“İddiaları oluşturmak için bu kadar ahlaki zeminden uzaklaşmaları kendileri için bile değilse bu ülkede onları bu mevkilere getiren bir iktidarı 23 yıldır yenemediysek en büyük sorumluluk bize aittir, ne yapmak gerekiyorsa ilk seçimde kazanıp bu ülkeyi yeniden demokrasi ile tanıştırıp, yargıdaki bir avuç çeteyi eninde sonunda yargılandıkları günleri göreceğiz.
Özgür Özel’den “Yargılamalar TRT ekranlarında canlı yayınlansın” çağrısı
“(Akın Gürlek’e tepki) Talep eden sanıklar açısından canlı yayına açalım sizin iftiralarınızı, Akın’ın iftiraları, bunları teker teker çürüttüğümüz kanıtlar TRT ekranlarından canlı yayınlansın. Hodri meydan!
“Mehmet Şimşek Türkiye’deki cuntanın mali ayağı olan kişidir”
(Yurt dışı yasağı olan TÜSİAD yöneticilerine Euro Chambres daveti) Soruyorlar ne suç işlemişler diye; hükümeti eleştirmiş diyorlar. Mehmet şimşek o insanları ikna edip para bulmaya çalışıyor. Mehmet Şimşek dünyada demokrat görünen gerçekte Türkiye’deki cuntanın mali ayağı olan kişidir.
Erdoğan’a İmamoğlu tepkisi: Hukuk güvencesini kaldırmak nedir!
“Bir yandan Türkiye’ye yabancı yatırım gelsin diye çırpınan biziz. AB’ye tam üyelik nedir hukuk devletini savunmak nedir, ama hukuk güvencesini kaldırmak nedir? Diploma iptal ediyorsun 30 yıl sonra, Türkiye’nin adını bilmeyenlerin adını bildiği İstanbul’un mazbatasını iptal ediyorsun ya! Hazmedemeyip kumpas kurup içeri atıyorsun!
“Ey sayın başsavcı, o soğuk cüzdanı kimin kullandığını biliyorum, günü geldiğinde hesabını soracağız Allah’ın izniyle”
“Kendileri 120 bin liralık maaş alıyorlar 90 milyon tl’lik lüks yatı gezip pazarlık yapıyorlar, sonra diyor ki 1300 telefon verilmiş, içinde soğuk cüzdan varmış, o soğuk cüzdanda da rüşvet paraları varmış. Bak bak bak kişi kendinden bilir işi, soğuk cüzdan neymiş biliyor musunuz, kirli para kriptoya dönüyormuş o cüzdana yükleniyormuş. Örneğin geçmişte yaptığı bir kamu görevinde bir büyük iş adamından büyük bir parayı rüşvet olarak alan birisi onu soğuk cüzdanda yurt dışına kaçırmayı bilir. Ey sayın başsavcı, bu salonda soğuk cüzdanı bilen de yok, alın teri olmadan telefon alan da yok. Ama o soğuk cüzdanı kimin kullandığını biliyorum, günü geldiğinde hesabını soracağız Allah’ın izniyle.
“Menfaat çukuruna düşen iş birlikçiden CHP’li olmaz. Bir partinin genel başkanına 1 Nisan’da gedecek diyenden 31 mart seçimlerinde zafer değil hezimet bekleyenlerin yaptığı işleri kimse CHP’ye mal etmeye çalışmasın. Bunu yaparsan bu salon ayağa kalkar haddini bildirir sana!
“Partimizin cumhurbaşkanı adayını destekleyen tüm partileri gelecekte kendi kararlarıyla verecekleri tüm kararlara sonuna kadar saygılıyız. Biz CHP olarak Ekrem İmamoğlu’nu bugün en kıdemli genel başkanı Altan Öymen ile benim aramda koltuğu ayrılmış. Onu oraya oturtan iradenin 15 milyonun iradesi olduğunu kabulleniyoruz. Mansur yavaş tüm süreçlerde olağanüstü özveriyle Ekrem başkana da bu partinin geleceğe yönelik tüm iddiasıyla sahip çıkmıştır. Hem ben hem Ekrem başkan hem Mansur başkan hem tüm büyükşehir belediye başkanlarımız, tüm yöneticilerimiz grubumuz bundan sonra bu büyük hukuksuzlukla mücadele ederek önce Ekrem İmamoğlu’nu özgürlüğüne kavuşturarak sonra seçim sandığını getirerek bu mücadeleyi sürdürürken bir yandan da aday ofisimizi oluşturacağız. Cumhurbaşkanlığı iletişim ofisi ile İmamoğlu’nun Türkiye’nin ihtiyaçları vizyonu çerçevesinde temaslarda bulunacak oluşacak toplumsal desteğin sürekliliğini sağlayacak milletimizin her bir ferdinin İmamoğlu ile duygu düşünce arzularını paylaşacağı mekanizmaları oluşturacak.
“Asla kibrin asla buyurgan ifadelerin kimseye patronluk etmenin değil adalet yürüyüşüne demokrasi yürüyüşüne Türkiye’nin bir kez daha dirilişine, başındaki cuntadan kurtuluşuna, yeniden kuruluşuna, ab üyesi, gençlerinin diğer ülkelerde değil, tüm dünyanın gençlerinin bu ülkede hayal kurdukları bir Türkiye’yi inşa etmenin rüyasını hep birlikte göreceğimize yürekten inanıyorum. Bu mücadelede Ümit Özdağ, Demirtaş, Yüksekdağ’ın özgürlükleri de, Can Atalay’ın özgürlüğü de Kürt’üyle Türk’üyle tüm siyasi tutsakların özgürlüğü de mücadelemizin önündeki ilk ve en öncelikli hedeflerindendir. Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz.
İlk miting Samsun’da başlıyor
“Bir otoriter, popülist liderin o ülkede barışçıl, sokaktan korkmayan, meydandan kaçmayan, şiddete bulaşmayan, yaratıcı fikirlerle, örneğin dayanışma sandıklarıyla, örneğin tüm üyelerle yapılan ön seçimle, örneğin gece mitingleriyle yasaklara rağmen milyonluk mitinglerle, ardından Anadolu’ya geçen milyonluk, 9 günlük tatille baltalanmak isteyen 2,2 milyonluk tarihin en büyük mitingini yapılmasıyla… Sonra her hafta bir büyük ilde… Ki ilki gelecek hafta Pazar günü Samsun’dadır. Samsun’a çıkıyoruz. Samsun’dan başlıyoruz. Büyük mitinglerle, 19 Mayıs’ta İzmir’de, İzmir tarihinin en büyük mitingiyle ve her Çarşamba akşamı İstanbul’da bir ilçede bir gece mitingiyle…
Şimdiye kadar kampanyada kaç imza atıldı?
Şu anda yürüttüğümüz dünya siyaset tarihinin en büyük imza kampanyasında an itibariyle 7 milyon imzadayız. Yarından itibaren bütün Türkiye’de Genel Merkezimizden koordine edilecek Call Center ile imza atmak isteyen kim varsa doğru yönlendirmelerle, Call Center’dan aradığımız 100 kişiden sorumlu bir kıdemli üyenin, ön seçimde yaptığımız ve çok başarılı olduğumuz gibi 100 üyeye, 100 gönüllüye ulaştırılacağı imza föylerinin tüm adreslere gidip, tüm Türkiye’deki insanlara imzaları için teklifte bulunulup, Türkiye’deki seçmen sayısının yarısından bir fazlasıyla Erdoğan’a dünya siyaset tarihinin en büyük gensorusu için, en büyük güvensizlik oyu için hepinizi mücadeleye, çalışmaya ve başarmaya davet ediyorum.”
“Çarşaf listeden asla taviz vermeyeceğiz”
“Parti Meclisi’nde zaman zaman ‘Efendim blok liste yapacaklar. Vurup geçecekler’ gibi anlamsız, tuhaf, tüyler ürperten, bu salonun duygusunu hiç kavrayamamış tuhaf tuhaf yorumlar yapıldı. Türkiye’de yapılan ön seçimlerde sevgili Adnan Keskin çok kızmıştı önceki rekor ona aitken Manisa’da kendisine kontenjan teklif edilmişken ‘Gideceğim, ön seçime gireceğim’ deyip yüzde 86 oyla seçilmiş, ön seçimden sonra gelmiş ve Grup Başkanvekili olmuş, yönetmeye çağırıldığı kongrelerde ‘Çarşaf liste yoksa beni çağırmayın’ demiş birinin blok listeyle kimi vuruyorsun, nereye geçiyorsun? Biz elbette çarşaf listeden asla taviz vermeyeceğiz. Ayrıca kayyımı kesmek için toplandığımız burada birbirimizi kesip biçeceğimize kim inanabilir? Böyle bir duyguyu kim taşıyabilir?
Listedeki değişiklikler
Biz hep birlikte bugün bazı zorunlu değişiklikler dışında sizin kurultayda sandıktan çıkan iradenizi aynen koruyarak yol yürüyoruz. Nedir o zorunlu değişiklikler? Bugün yapıldığı için altı arkadaşımızı; üç arkadaşımızın yaşları büyüdüğünden kota dışında kalmaları yüzünden, o arkadaşlarımızı korumak gerektiği yerde başka fedakarlıkların önü açıldığı için, bir arkadaşımızın İBB’de çok önemli bir görev üstleneceğinden, Gençlik Kolları Genel Başkanımızın PM üyesiyken, PM’nin doğal üyesi seçildiği, 61 yerine 62 kişiyle çalışmak için PM’de görev almadığı ama ondan boşalan yeri de bu müjdeyi buradan Divan Başkanımın, Genel Başkanlarımın huzurunda söyleyeyim.
Berkay Gezgin Parti Meclisi anahtar listemizde olacak
Anahtar listede göreceğiniz bir isim Cem Aydın’ın yerine gelmiştir. Cem’den boşalan yeri şu anda kendi haberi yok, Silivri’de bu programı takip eden Berkay, ‘Her şey çok güzel olacak Berkay’, her şey çok güzel olacak. Listelerde aslında çok telkin ettiğiniz gibi ‘Fedakarlık yapalım, güçlü liste olsun, başka isimlerle güçlendirilsin.’ Gün, o gün değildir, gün, o günkü iradeye sahip çıkma günüdür. Gün, buradaki delegasyonun bize emanetine sahip çıkma günüdür.
Anahtar liste 52 kişiden oluşuyor
Listelerde birkaç zorunlu değişiklik ve birkaç hayatın doğal akışından kaynaklı değişiklik dışında hiçbir şey görmeyeceksiniz. Ancak o listeyi, üzerine de ‘Benim haberim yok arkadaşlar yapmış, benim haberim yok İl Başkanları yapar…’ Değil arkadaşlar, her şeyden haberim var. O liste de size emanet edilen liste, geçen yapılan anahtar listede olduğu gibi üzerinde ‘Özgür Özel’in anahtar listesi’ yazacak. 52 kişiden oluşan bu anahtarımızı ve kendimi siz değerli delegelerimize emanet ediyorum.
“O listeyi kullandıktan sonra kıvırıp yandaş basının ağzına tıkmak üzere emanet ediyorum”
“Bu listeyi siz geçen sefer ince eleyip sık dokuyarak bana emanet ettiniz. Bu sefer ben listeyi size, o listenin önüne değil arkasına bakarak, o listeyi kullandıktan sonra kıvırıp yandaş basının ağzına tıkmak üzere emanet ediyorum. Ağızlarına tıkmak üzere.
Erdoğan’a: Devleti kullanıyorsun, savcıları kullanıyorsun, emniyet teşkilatını kullanıyorsun, MİT’i kullanıyorsun
“‘CHP bölündü, CHP’de kavga, CHP’de şu, CHP’de bu’ değil, Cumhuriyet Halk Partisi birdir, bütündür. Önceki Genel Başkanlarıyla bütündür, Grubuyla bütündür, Parti Meclisi ile, belediye başkanlarıyla, delegeleriyle bütündür. Biz birisi gibi tek adamın değil, ama biz tek bir liderin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisiyiz. Buradan Erdoğan’a şu çağrıyı yapıyorum. Geçmişte milli irade dediklerinizi şimdi kirli irade ilan edip yerine kayyım atamaya kalktınız. Bu millet 1980’de asker ‘Şunu seçin’ dediğinde devlet milletin karşısına geçtiyse millet devleti yener, Kenan Evren’e göstermiştir. 15 Temmuz’da etle tırnak olduklarınız, ne istediyse verdikleriniz, aynı hedefe farklı yollardan yürüdükleriniz size darbeye kalkıştığında, önceden başta Kamer Genç hepimiz defalarca uyarmışken, tarihsel husumetimiz olan o çete, sizin şımarttığınız çete, size saldırırken demokrasinin arkasında durmayı, tanklar yürürken, uçaklar vururken kapalı Meclis’i açtırmayı, demokrasiyi savunmuş, milletle aynı safta durmuştur. 31 Mart’ta TRT’yi, Anadolu Ajansımızı bir ittifakın yayın organları haline getirirken, 31 Mart’ta valilerden il başkanı, kaymakamlardan ilçe başkanı performansı bekleyip aksini cezalandırırken, 31 Mart’ta şanlı ordumuzun neferlerini hiç gitmedikleri ve hiç gitmeyecekleri şehirlere kaydırıp orada oy kullandırtıp seçim manipülasyonu yaparken devlet milletin karşısındaydı, biz milletin yanındaydık, yine millet kazandı. Şimdi İstanbul’u helal oylarla, israf yerine hizmeti seçenlerin ya da Ankara’da Türkiye rekoru kıranların peşine düşüp onlara yargı operasyonları yaparak ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne darbe girişiminde bulunarak ilerliyorsun, devleti kullanıyorsun, savcıları kullanıyorsun, emniyet teşkilatını kullanıyorsun, MİT’i kullanıyorsun. Ama şunu unutuyorsun. Karşında yine millet var.
Erdoğan’a: Sana ne halefini ne de bu milletin iradesini yedirmeyeceğiz”
“Saraçhane’de karşına çıkan milyonlar, Pazar günü sokağa dökülen 10 milyonlar ve 86 milyon vatandaşımız bugün büyük bir mücadelenin başlangıcına tanıklık ediyorlar. Sen ki demokrasiyi bir tren olarak görmüş, 31 Mart’ta oradan inmişsin. Bu demokrasiyi bu ülkeye getiren, bu ülkenin demokrasisini kuran, bu ülkeyi ileriye götürmekten başka hiçbir hedefi olmayan bizler, selefi özentilerle sandık düşmanlığına girişen ve halefine darbe yapan sana karşı, bu selefi darbenin karşısında sana ne halefini ne de bu milletin iradesini yedirmeyeceğiz.
“Adayımızı yanımızda, sandığımızı önümüzde istiyoruz”
“Cesaretin varsa, geleceksin. Eğer istiyorsan Haziranın ilk haftasında, en kısa takvimle. ‘Yok yetişemem’, o zaman görev sürenin yarısında, en son Kasım ayında, çıkacaksın ve adayımızla yarışacaksın. Bizler attığımız imzalarla sana dünya siyasi tarihinin en büyük güvensizlik oyunu ve tüm güvensizlik oylarının doğuracağı gibi tekrar milletin iradesine başvurmaya davet ediyorum. Sana meydan okuyoruz. Adayımızı yanımızda, sandığımızı önümüzde istiyoruz.
“Salon adamı Erdoğan!”
“Cumhuriyet Halk Partisi dostların, Cumhuriyet Halk Partisi canların, Cumhuriyet Halk Partisi yoldaşların, Cumhuriyet Halk Partisi hangi görüşten olursa olsun vatanına, milletine, bayrağına bağlı bütün vatandaşların partisidir. İşte bu parti milletin adayını belirlemiş ve sana meydan okumaktadır. Eğer korkmuyorsan, yiğitsen, mertsen, cesaretin varsa çık karşımıza. Millete niye güvenmiyorsun? Biz hırsızsak biz teröristsek, rüşvetçiysek, şaibeliysek millet bize niye oy versin? Milleti inandıracağını düşünüyorsan, bizi yenebileceğini düşünüyorsan biz milletten korkmuyoruz. Milletimizin önüne çıkıyoruz. Gurur duyduğumuz adayımızla, kadrolarımızla, cesaretimizle birlikte Türkiye’yi senden kurtarmaya hazırız. Salon adamı Erdoğan. Sana, bizim zorla mahkum edildiğimiz salona sıkışarak, birazdan yüz binlerle kucaklaşacağımız gerçek kurultay konuşmasını yapmadan hemen önce, bu salondan salon adamına sesleniyorum: Korkma, cesaretin varsa çık karşımıza. Seninle de cuntanla da hesaplaşacağız. Türkiye’yi bir kez daha kurtaracağız.”