ODTÜ’lü bilim insanları, 6 Şubattaki ilk depremde felakete neden olan yıkımların, kırılmanın üzerinden geçen 24’üncü saniyede fay hatlarının kesişmesiyle oluşan “enerji patlaması” sonucu oluştuğuna dair tespitlerini, Science dergisinde yayımladıkları makaleyle bilim dünyasına duyurdu.
ODTÜ’lülerin çalışması, 6 Şubat depremlerinin merkez üssü veya etrafı yerine 47,5 kilometre uzakta yıkıcı etkiler yaratması ve iki büyük depremin, 9 saat arayla, peş peşe gerçekleşmesi özelliğiyle, bilinen tüm depremlerden farklılar taşıdığını gösterdi. Makalenin yazarlarından ODTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erdin Bozkurt 6 Şubat’taki depremlerin, sadece Türkiye’de değil, dünyada da son yüzyılda oluşan en büyük depremler arasında bulunduğunu vurguladı.
Kahramanmaraş merkezli deprem dizisinin, Arap levhasının kuzeye doğru bir adım atması, Anadolu levhasının ise batıya sıçrayarak tepki vermesinin doğal bir sonucu olarak geliştiğini belirten Bozkurt, ancak 6 Şubat’taki ilk depremden 9 saat sonra ikinci büyük depremin peş peşe gerçekleşmesinin bilimsel olarak beklenen bir durum olmadığına işaret etti. Prof. Dr. Erdin Bozkurt, bu durumu bilimsel olarak incelemek üzere sahada çalışmalara başladıklarını anlattı.
Sahada dronla haritalama ve gözlem yaptılar
Sahada 5 hafta süren araştırmalarında çoğunlukla deprem üreten faylar üzerindeki deformasyonu, depreme kaynaklık eden faylar boyunca meydana gelen yer değiştirmeleri ve miktarlarını incelediklerini aktaran Bozkurt, dron görüntüleriyle haritalama ve gözlem yaptıklarını, ayrıca uydu görüntüleri ve dünyanın değişik kaynaklarında yer alan depreme ait kayıtları ayrıntılarıyla incelediklerini bildirdi.
Faydan topladıkları verileri analiz ettiklerini aktaran Bozkurt, “Çok farklı bir deprem olduğu için buradan elde edilen verilerin bilim dünyasıyla paylaşılması gerekiyordu. Science dergisinde yayımlanan makalemizle bu depremle ilgili pek çok soruyu yanıtladık ve bilim dünyasıyla paylaştık” diye konuştu.
Yıkım sırasında yerin altında yaşananlar saniye saniye anlatıldı
Prof. Dr. Erdin Bozkurt, “6 Şubat depremlerinin nasıl yaşandığını bilimsel verilerle saniye saniye makaleye yansıttıklarını” belirterek, Kahramanmaraş Pazarcık ilçesi merkezli 6 Şubat’ta, saat 04.17’de meydana gelen depreme ilişkin şunları kaydetti:
Enerji patlamasına neden oldu
Kırılma yaklaşık 90 saniye boyunca devam etmiş. Elde ettiğimiz verilere göre, Narlı fayında başlayan kırılmanın ardından 16 saniye sonra enerji giderek yükseldi ve kuzeydoğuya doğru ilerleyerek 24’üncü saniyede 47,5 kilometre uzaklıktaki Büyük Nacar köyü yakınlarında Doğu Anadolu fayı ile birleşti.
Bu kesişme, depreme farklı bir boyut kazandırarak makalemizde de belirttiğimiz ‘enerji patlaması’na neden oldu. Bu enerji patlaması da uzun zamandır sessiz olan yani deprem üretmeyen Doğu Anadolu fayını tetikledi.”
Bozkurt, 6 Şubat depremlerinin, diğer büyük depremlerden oluş farkını “Depremler sırasında oluşan en büyük yer değiştirmeler, yıkımlar ve hasar genellikle depremin merkez üssü ve yakın çevresinde gerçekleşir. 6 Şubat depremleri ise merkezden 47,5 kilometre uzakta yıkıcı etkiler yaratmış ve bu haliyle bilinenlerin dışındadır. Dolayısıyla bu makaleyle birlikte tarihi depremlerin merkez üslerini tanımlarken bu olguyu da dikkate almamız gerektiğini bilim dünyasına duyurmuş olduk” diyerek anlattı.
“Bilimsel açıdan ikinci deprem öngörülemezdi”
Bozkurt, deprem sırasında oluşan enerji patlamasının bilimsel açıdan pek çok bilinmezi içerdiğini, bunlardan ilkinin, iki fayın birleştiği alanda görülen maksimum hareket sonucu oluşan enerji patlaması olduğuna işaret ederek, “Bu durum bilim insanları olarak bizi çok şaşırttı. Çünkü bu, depremler hakkında bildiklerimizin dışında yani aslında olağan dışı bir olguydu. Çünkü biz maksimum hareketi, yani enerji patlamasını başka bir bölgede bekliyorduk” dedi.
Tüm bilim insanlarının ilk depremi öngördüğünü ancak ikinci depremin “öngörülemez” olduğunu ifade eden Prof. Dr. Bozkurt, depremin daha tali bir fayda başlaması ve çok daha büyük Doğu Anadolu fayını tetiklemiş olmasına ilişkin oldukça önemli bilimsel verileri elde ettiklerini bildirdi. Bozkurt, makalenin dünyanın en prestijli bilimsel dergisi Science’da yer bulmasının, bu verilerin ilk kez elde edilmesinden kaynaklandığını söyledi.
“Fay ve fay bölgelerinden uzak durulmalı”
Prof. Dr. Erdin Bozkurt, makalede yer alan verilerin bilim dünyasına etkisini “Bu makale gösteriyor ki depreme kaynaklık eden fay ve fay bölgelerinden uzak durmamız lazım. Özellikle halk dilinde çürük zemin diye tanımlanan, yıkımın çok fazla olduğu alanları tarımsal faaliyete bırakıp, biz daha çok kaya zeminlerde nitelikli binalar inşa ederek depreme hazır olabiliriz. Bu depremler geçmişte olduğu gibi, gelecekte de olmaya devam edecek. Sormamız gereken soru depreme hazır mıyız olmalı. Eğer biz bu sorunun cevabını evet olarak verebiliyorsak çok mutluyuz” diye anlattı.