Tekrarlanan İstanbul seçimlerinden üç gün önce PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Kürtlere yönelik ‘tarafsızlık‘ mektubunu basına okuyan Munzur Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Kemal Özcan görevden uzaklaştırıldı.
2019 yerel seçimlerinden sonra muhalefetin desteklediği CHP adayları Ankara, İstanbul, Mersin, Adana, Antalya gibi büyükşehirleri kazanmıştı. Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı seçimleriyse tartışmalı şekilde iptal edilerek 23 Haziran 2019’da yeniden yapılmasına karar verilmişti.
Bu süreçte Kürt oylarını almak isteyen iktidar Abdullah Öcalan’ın ‘tarafsızlık’ mektubunun iktidara yakın kanallarda okutulmasına izin vermiş; bu mektubu Doç. Dr. Ali Kemal Özcan okumuştu.
Özcan, mektubu basına okurken yaptığı röportajlar da devlete ait basın kuruluşlarından Anadolu Ajansı ve TRT6’da yayınlanıyordu. Öcalan’ın mektubunun okutulması muhalefetin tepkisini çekmişti.
Şimdilerdeyse Özcan hedefte. Hakkında ‘terör örgütü liderini övmek’ten soruşturma açılan Özcan, Munzur Üniversitesi’ndeki görevinden uzaklaştırıldı.
‘Sol-faşist Kemalistler’i suçlayan Özcan, Twitter’dan şu mesajı paylaştı:
Sol-faşist Kemalistlerin ihbarı üzerine hakkımda açılan soruşturma sonucu tedbiren görevimden uzaklaştırıldım… henüz benim haberim yokken haberinin duyulması üzerine arayan gazetecilere yaptığım açıklamanın aslı aşağıdaki gibidir:
*Hakkımda ihbar olduğu gerekçesiyle emniyete çağrıldım. Orada savunmamı yaptım. Rektörlük de soruşturmanın selameti açısından tedbiren hakkımda görevden uzaklaştırma kararı vermiş ve karar bugün tarafıma tebliğ edildi.
*Ben, 2005 yılında Tunceli’de henüz üniversite yokken Türkiye’ye geldim. Öcalan üzerine akademik çalışmalar yapmış biriyim. Ben, şiddetle siyaseti bir daha geri dönmemek üzere birbirinden uzaklaştırmak gibi zor bir işle uğraşacağımı bilerek Türkiye’ye geldim. Yani barış işinin savaştan çok daha zor ve bir o kadar da tehlikeli olduğunu bilerek geldim. Üniversite işi ondan yaklaşık 5 sene sonra önüme geldi.
*Remzi Kartal ile de 2 sene önce yurtdışında 8 saate yakın görüştüm. Bunları da yaklaşık 2 ay önce X hesabımdan paylaştım zaten. Onlar, Öcalan’ın içeride ölümünü bekliyorlar. Çünkü Öcalan içeride ölürse Türk-Kürt ilişkileri sorununu çözecek ikinci bir kişi bulunamayacağını biliyorlar. Onlar da bu sorunun çözülmesini istemiyorlar.
*İyi olan taraf; devletin en tepesi ile örgütün en tepesi hâlâ çözüm istiyor, ancak yolunu bilmiyorlar. Bilmeyince de çözüm bulamıyorlar. Eğer hakikî bir ‘derin devlet’ aklı ortaya çıkmaz ise, Türk-Kürt ilişkilerinin çözümsüzlüğü bu devleti tümden yok etmeye götürebilir. Yani önce Türk-Kürt bölünmesi sonra yok oluş.