Türk Kızılay Kan Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Saim Kerman, ulusal kan stokunun asgari seviyenin altına düştüğünü belirterek, “Büyük bir deprem yaşadık. 2 aylık bir kesinti oldu. Bugün sabaha 20 bin 600 ünite kanla başladık. Yani üç günlük kan stokumuz var diyebiliriz” dedi. Dr. Kerman, Türk Kızılay’ın kan satışı yaptığına dair iddialarla ilgili de, “Devletimiz 2007’de çıkarmış olduğu kanunla beraber kişiye kan satışlarını kaldırmıştır. Artık sosyal güvenlik kurumunun ödeme yapmasından başka bir yöntem söz konusu değil” diye konuştu.
Kan stoklarının asgari düzeyde olduğunu açıklayarak kan verme çağrısında bulunan Dr. Kerman, Türkiye’nin minimum kritik stokunun 52 bin ünite olduğunu hatırlattı. Dr. rman, “Her yıl Ramazan ayında rutin olarak ve ayrıca temmuz, ağustosta bizim kan stokumuz özellikle düşmeye başlıyor. Bunun çeşitli nedenleri var. Özellikle iklim koşulları gibi. Ama Ramazan ayında özellikle insanların orucum bozulur diye korkmalarından kaynaklanan sebeplerle veya güçsüz kalırım, hastalanırım gibi endişelerle doğal olarak bir kaçınmaları söz konusu. Bu Ramazan’da da yine böyle oldu” dedi.
“Potansiyel kan bağışçılarımızı kaybettik”
Ayrıca 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin yaşandığına dikkati çeken Dr. Kerman, şunları söyledi:
“Çok büyük yıkım gerçekleşti, birçok ilimizde ve biz potansiyel kan bağışçılarımıza kaybettik. Aynı zamanda bölgede yaşayan personelimiz de depremzede konumuna geldiler. Onları da büyük oranda görev yapamaz hale geldikleri için kullanamıyoruz. Dolayısıyla bütün mart boyunca, şubat boyunca biz bölgemizden kan son derece düşük düzeyde almaya başladık. Diğer bölgelerimizin yapmış olduğu takviyeyle bölge hastaneleri kan ihtiyaçlarını düzenli bir şekilde almaya başladılar. Fakat bahsettiğim diğer sebep, Ramazan ayı devreye girdiğinde ise diğer bölgelerimizin katkısı da azalmaya başladı.”
“Günlük binden fazla kan bağışı kaybımız var”
Dr. Kerman, Türk Kızılay’ın 18 bölgeden aylık bazda 300 bin ünite kan bağışı aldığını belirterek, “Her bölgemizin yaklaşık bin 500 ünitelik kan kaybını yaşadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Adana, çok büyük bir bölge, burada kayıp daha fazla. Malatya daha küçük bir bölge. Antep çok büyük bir bölge ve nihayet Diyarbakır oldukça büyük önemli bir nüfusa sahip. Bu bölgedeki yaşayan çalışanlarımızın da devreden çıkmasıyla günlük binden fazla kaybımız olmaya başladı. Bu kaybı diğer bölgelerden telafi etmekten başka şansımız yok. Diğer bölgedeki vatandaşlarımızın tıpkı deprem günlerinde olduğu gibi hassasiyetli davranmalarını rica ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Bugün sabaha 20 bin 600 ünite kanla başladıklarını söyleyen Dr. Kerman, “Yani üç günlük kan stokumuz var diyebiliriz. Gelenleri saymadan konuşuyorum; 5 bin 500 ünite günlük kan gelişi oluyor aşağı yukarı. Bu sayıyı biz 7 bin 500, 8 binlere kadar bile çıkarsak bir pozitif değere ulaşacağız” dedi.
“Kan ücreti söz konusu değil”
Dr. Kerman, Türk Kızılay’ın kan satışı yaptığına dair iddialarla ilgili de, “Devletimiz 2007’de çıkarmış olduğu kanunla beraber kişiye kan satışlarını kaldırmıştır. Artık sosyal güvenlik kurumunun ödeme yapmasından başka bir yöntem söz konusu değil” diye konuştu.
Bazen kendilerine de hastanelerde Türk Kızılay’a gönderilmek üzere kan karşılığı para talep edildiğine ilişkin ihbarların geldiğini belirten Dr. Kerman, “Bu kanunda da sosyal güvenlik tebliğinde de çok net bir şekilde yasaklanmış bir hükümdür. Kan bileşenlerinden hiçbir şekilde ne ad altında olursa olsun farkı talep edilemez. Bunu biz duyduğumuzda zaman mutlak suretle bakanlığımıza yazılı şikayette bulunuyoruz. Bu da bir çağrımız olsun; eğer herhangi bir hastaneden kendilerine Kızılay’a ulaştırılmak üzere kan parası talebi yapılıyorsa lütfen bunu bir ihbar haline getirsinler” diye konuştu.