CHP’nin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sözcü’de kaleme aldığı yazısında, Türkiye’de orta sınıfın görülmemiş bir saldırı altında olduğuna dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, “Tarih çöken orta sınıfın radikal hareketlerin önünü açtığını gösteren örneklerle doludur. Demokrasimizi korumak için, geleceğimizi korumak için, ekonomimizi korumak için, bizi biz yapan değerleri korumak için orta sınıfı korumak zorundayız. Siyaset kurumu bunun için vardır ve bugün siyasetin bir numaralı gündem maddesi de bu olmalıdır” dedi.
“Maalesef bugün toplumumuzu, demokrasimizi, ekonomimizi ve geleceğimizi ayakta tutan orta sınıf büyük bir saldırı altındadır. Bu saldırılar tek adam rejimine geçilen 2018’den bu yana giderek artıyor” diyen Kılıçdaroğlu, “Orta sınıfın temsil ettiği taleplere, değerlere ve sahip olduğu maddi imkanlara darbe üstüne darbe indiriliyor. Türkiye; rüşvetin meşrulaştığı, yalan söyleyenlerin itibar sahibi olduğu, adaletin çetelere teslim edildiği, ahlaki değerlerin yozlaştığı, toplumsal çürümenin adeta kanıksandığı, yoksullaşmanın kader olarak kabul edildiği, hak aramanın ise neredeyse suç sayıldığı bir sürecin içine girdi. Darbeler o kadar büyük ki, yaşananları saklamaya artık istatistik oyunları da yetmiyor” değerlendirmelerinde bulundu.
‘HAYAT PAHALILIĞI BİLEREK PATLATILDI’
Gelir dağılımındaki adaletsizliğe dikkat çeken Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Peki, 2021 ve 2022’de ne oldu da paylaşımdaki adaletsizlik şaha kalktı? Ne olduğu herkesin malumu… ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ denerek, bu ülkede hayat pahalılığı bilerek, isteyerek patlatıldı. Merkez Bankasının kasasından buharlaştırılan 128 milyar dolar ile yandaş şirketlerin kur riski, devletin sırtına taşınırken; patlatılan enflasyonla da şirketlerin borçları eritildi. Yetmedi yandaş şirketlere enflasyonun altında faizlerle, bolca kredi pompalandı.
Bu ülkede milletin sırtından, göz göre göre, korkunç bir servet transferi yapıldı. Bu servet transferinden en büyün avantayı alanlar da 5’li çeteler… Orta sınıfın kaşığından alınan lokma zenginlerin ve yandaşların, 5’li çetelerin tabağına kondu. Ve bugün ülkemizde orta sınıfın bir ev veya araba sahibi olması, çocuğunu özel okula göndermesi, ağız tadıyla bir tatil yapması artık hayal oldu. Toplumumuz korkunç bir yoksullaşmaya maruz bırakıldı. Bunların hepsi de taammüden, yani bilerek ve isteyerek yapıldı…
Zengin çıkar hesaplarıyla, fakir geçim kaygısıyla sesini çok çıkaramaz. Sesini çıkaracak tek kesim orta sınıftır. İşte bugün bu nedenle Türkiye’de orta sınıf görülmemiş bir saldırı altındadır. Tarih çöken orta sınıfın radikal hareketlerin önünü açtığını gösteren örneklerle doludur. Demokrasimizi korumak için, geleceğimizi korumak için, ekonomimizi korumak için, bizi biz yapan değerleri korumak için orta sınıfı korumak zorundayız. Siyaset kurumu bunun için vardır ve bugün siyasetin bir numaralı gündem maddesi de bu olmalıdır.”