CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısında medya üzerindeki baskılara, tutuklu gazetecilere ve basın özgürlüğü ihlallerine değinirken bugün gözaltına alınan Ayşenur Arslan’ın adını anmadı.
Pazar günü saat 09:30 sıralarında İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü önünde bombalı saldırı düzenlenmiş, iki saldırgan ölmüş, iki polis de hafif yaralanmıştı.
Dün bu saldırının tartışıldığı Halk TV’deki ‘Medya Mahallesi’ programında gazeteci Ayşenur Arslan, saldırganların kolay bir şekilde İçişleri Bakanlığı’nın önüne kadar gelmesini ve saldırıyı sorgulamıştı.
Bunun ardından sırasıyla RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin Halk TV hakkında inceleme başlatıldığını, Halk TV’nin patronu Cafer Mahiroğlu Arslan’ın programının sonlandırıldığını ve İstanbul başsavcılığı da Arslan hakkında ‘terör örgütü propagandası yapma’ ve ‘suçu ve suçluyu övme’ soruşturma açıldığını duyurmuştu.
Birkaç saat sonra Arslan gözaltına alındı.
Merdan Yanardağ’ı andı, Ayşenur Arslan’ı anmadı
Kılıçdaroğlu, bugünkü grup toplantısında sözü basın özgürlüğüne getirdi. “Gazeteci ağzını açıyor, içeri…” diye başlayan CHP lideri, uzun uzun iktidarın çeşitli yöntemlerle bağımsız medyayı nasıl baskı altında tuttuğunu anlattı.
Bu bağlamda Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) bir ceza infaz aygıtına döndüğünü belirten Kılıçdaroğlu, Tele1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın neden hapse atıldığını sordu. Buna karşılık daha bugün gözaltına alınan Arslan’ın adını anmadı.
Üstelik Yanardağ, TELE1’de yayınlanan ‘4 Soru 4 Yanıt’ programda sarf ettiği sözler nedeniyle 27 Haziran’da Arslan’la aynı gerekçelerle tutuklanmıştı. Yani ‘terör örgütü propagandası yapma’ ve ‘suçu ve suçluyu övme’.
Yanardağ’ın AKP’li Galip Ensarioğlu’nun ‘çözüm süreci’ sözlerini eleştirdiği programdan bir bölüm, yine AKP milletvekili Mehmet Ali Çelebi tarafından sosyal medyada paylaşılmıştı. Yanardağ, Çelebi’nin paylaşımı sonrası sosyal medyada hedef haline gelmişti. Çelebi’nin yayınladığı videoda Yanardağ şunları söylüyor: “Abdullah Öcalan’a uygulanan tecritin hukukta hiçbir yeri yoktur. Kaldırılması lazım. Ailesi ve avukatıyla bile görüşemiyor. Böyle bir infaz düzeni olabilir mi? Abdullah Öcalan; çok kitap okuyan, siyaseti doğru okuyan, doğru gören, çözümleyen son derece zeki bir kişidir.”
Yanardağ’ın 10,5 yıla kadar hapsi isteniyor.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
“Yeni bir yasama dönemine başlıyoruz. Bu yasama döneminin ülkemiz için insanlarımız için hayırlı olmasını diliyorum. Şundan herkesin emin olmasını isterim biz CHP olarak görüşü kimliği ve inancı ne olursa olsun adalet için yolda yürüyen adalet isteyen ve huzur isteyen herkesin yanında olacağız. Bizde ayrılık yoktur, iu çatı altında adalet olsun istiyoruz. bu çatı altında vatandaşın beklediği yasaların çıkmasını istiyoruz, bu çatı altında tasarruf mevduatı sigorta fonunda yolsuzluk yapanlar hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılamaz diye bir kanunun çıkmasını asla istemiyoruz. Adalet, hak istiyoruz.
Terör saldırısı
Geçtiğimiz Pazar günü Ankara’da bir terör saldırısı oldu. İki polis kardeşimiz yaralandı. Geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Kayseri’de şehit edilen veteriner kardeşimize de Allahtan rahmet diliyoruz. Bu ülke terörden çok çekti. Teröre karşı durmak hepimizin ortak görevidir. Nereden gelirse gelsin teröre karşı mücadele etmek bir insanlık görevidir. O nedenle teröre karşı ortak tepki vermek vatandaş olarak temel görevlerimizden biridir.
İçişleri Bakanı’na “uyuşturucu baronları ve çetelerle yaptığı mücadele” dolayısıyla tebrik
Pazar sabahı içişleri bakanını aradım, öncelikle ivedilikle müdahale eden yaralanan ve orada görev yapan bütün emniyet mensuplarına teşekkür ederiz. İçişleri Bakanı’na uyuşturucu baronları ve çetelerle yaptığı mücadele dolayısıyla tebriklerimi ilettim.
“Kadın erkek eşitliğinde CHP olarak devrim yapacağız”
CHP olarak biz üzerimize düşeni mutlaka yapacağız. Eşitlik için geldiler burada arkadaşlar kadın arkadaşlar. Kadın erkek eşitliğinde CHP olarak bir devrim yapacağız. Kurultaya götüreceğim, fermuar sistemi gelecek, bir kadın bir erkek. Hiç endişe etmeyin.
Eğer bu ülkenin yarısını kadınlar oluşturuyorsa neden siyasette kadın sayısı az. Onların önündeki bütün engelleri kaldıracağım kararlıyım. Adaletse toplumun her kesiminin yararlanması lazım. Siyasete geliyoruz kadınlar en arkada bir yerde duruyor, seslerini çıkarınca başka şeyler oluyor. Dolayısıyla bunu bitireceğim, bir kadın devrimini gerçekleştireceğim. CHP’nin tarihine baktığınızda büyük devrimlerin büyük dönüşümlerin imzası CHP’ye aittir. Milli Kurtuluş Savaşını yapanlar, kuvayi milliyeyi kuranlar CHP’lilerdir. Halkla beraber öncülük yapmışlar bu mücadeleyi yediden yetmişe hiçbir ayrım yapmaksızın vermişlerdir. Fiiliyatta da eşitliği sağlamanı imzasını CHP atacaktır.
“Kim ki dün yüzükten bahsedip bugün 13 uçakla geziyorsa siyasette sorun var demektir”
Siyaset sorunları çözme sanatı. Siyasetçi ülkenin sorunlarını çözmek için yola çıkar. Siyasetçi belli bir makama geldikten sonra zenginleştiyse bilin ki topluma hizmet etmiyordur. Siyasette köşeyi dönmek olmaz. Kim ki dün yüzükten bahsedip bugün 13 uçakla geziyorsa siyasette sorun var demektir. Siyaseti de düzelteceğiz inşallah.
“Bu meclis, AKP ve MHP milletvekillerinin el kaldırıp indirdiği 19 mayıs hareketlerinin yapıldığı meclistir!”
Şu meclise gazi meclisi demiyorum. Niçin? Gazi meclis milli kurtuluş savaşını veren meclistir. Bu meclis saraydan alınan talimatla AKP ve MHP milletvekillerinin el kaldırıp indirdiği 19 mayıs hareketlerinin yapıldığı meclistir.
“Ahlaki ve siyasi meşruiyeti olmayan bir iktidara bir yönetime karşı mücadele ediyoruz”
Yolsuzluğu meşrulaştıran bir kanun TBMM’den geçti. Dünya tarihinde bir ilktir. O nedenle CHP’nin verdiği mücadele sıradan bir mücadele değildir. Hangi koşullarda mücadele verdiğimizin de herkes tarafından bilinmesini isterim. Ahlaki ve siyasi meşruiyeti olmayan bir iktidara bir yönetime karşı mücadele ediyoruz. Biz kıt kanaat seçim çalışmaları yaparken onlar devletin bütün imkanlarıyla bütün bütçeleriyle meydanlardaydı. Yarış eşit koşullarda olur. Eşit olmayan koşullarda bir mücadeleyi yürütüyoruz biz. Dolayısıyla eşit olmayan koşullarda yapılan bir mücadelenin bütün sonuçlarına da karlanmaya hazırız. Mahkeme mi gireriz, dava mı dava açsınlar. Hiçbir zaman inandığımız yoldan geri adım atmayacağız.
“Pirincin içindeki siyah taşlardan korkma beyaz olanlardan kork”
Bir Japon atasözü var, pirincin içindeki siyah taşlardan korkma beyaz olanlardan kork diyor. Bunu niye söyledim? Erdoğan, TBMM açılış konuşmasında yeni bir anayasa demokratik bir anayasa yapalım diye konuştu. Erdoğan samimi mi? Gerçekten ülkesini seviyor mu? Erdoğan gerçekten adaletten yana mı? Gerçekten de demokrasiden yana mı? Hayır. Ben de biliyorum. Bu Japon atasözünden yola çıkarak size anayasayı anlatacağım. Düşünce ve kanaat hürriyeti anayasa madde 25, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti anayasa madde 26, bilim ve sanat hürriyeti anayasa madde 27. Allah aşkına bana söyler misiniz düşüncesini açıkladı diye hapishaneler dolu ya!
“Merdan Yanardağ neden içeride, avukatlar neden içeride, 85 yaşındaki emekli paşalar neden içeride? Aydınlar niye içeride? Düşüncelerini açıkladılar diye. Demek ki Erdoğan gerçek anlamda bir sivil anayasa istemiyor. Onun kafasında başka şeyler var. Buradan yola çıkarak milleti nasıl kandırırız arayışı içinde. Ama unutma biz diğer siyasi parti gibi senin önünde biat eden kişilerden değiliz. Biz milliyetçi hareket partisi değiliz!
Anayasa madde 28, ‘basın hürdür sansür edilemez. basın evi kurmak izin alma şartına bağlanamaz. Devlet basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri almalı.’ Soru şu; devletin bankaları ilanları nereye veriyor? RTÜK, tam bir infaz kurumu. Havuz medyası ne yaparsa yapsın hiç onları görmez. Ama özgür medya bir yayın yağınca incelerler. Basın ilan kurumu aynı şekilde çalışıyor. Demek ki anayasadaki basın hürriyeti gereği yerine getirilmiyor.
Anayasa’da yürüyüş ve gösteri hakkı var. Cumartesi anneleri; evladının, eşinin mezarının nerede olduğunu öğrenmek için bir araya geliyor ama bu annelere ters kelepçe vuruluyor. Bu annelerin taleplerini neden dilemiyorsunuz? Bana demokrasiden bahsediyorlar, sen onu benim külahıma anlat.
Anayasa çocuğun korunması ve eğitim hakkını garanti altına alıyor. Öğrencilere bedava yemek vereceklerdi. Şubat ayında bu açıklandı ama 8 Eylül’de başka bir açıklama yapıp sadece deprem bölgesinde çocuklara yemek vereceklerini açıkladılar. Sen tasarruf yapacak başka bir şey bulamadın mı? 3-6 yaş çocuk eğitiminde 7 milyon çocuğun yeteri kadar beslenemediği yine devletin açıklaması olarak yansıdı.
Anayasa’da diyor ki kimse eğitim hakkından mahrum bırakılamaz. Çocukların okuma ve beslenme hakkı var ama bu hakkı vermiyorlar. Şanlıurfa’da 70-80 kişilik sınıflar var bu sınıflarda öğretmen öğrenciyle nasıl ilgilenecek?
Yeni anayasa açıklaması
Madde 45, çiftçinin korunmasıdır. Böyle bir kanun var. Çiftçiye her yıl bütçeden milli gelirin yüzde 1’i oranında pay verilir diyor. Hiçbir zaman bu işçiye verilmedi. Sen olan kanuna uymuyorsun, gel beraber demokratik bir anayasa yapalım diyorsun.
Diyor ki, mülakatı mülakat gibi yapacağız. Demek ki o zaman daha önce düzgün mülakat yapmamışlar. Anayasa sendika kurma hakkı veriyor. Sendika kuruyorsunuz ama kapının önüne konuyorsunuz. Saraydaki zat da bana diyor ki, gel seninle demokratik bir anayasa yapalım. Ben işçinin, alın teri dökenin yanında duracağım.
Madde 55, ücret emeğin karşılığıdır, devlet gerekli tedbirleri alır diyor. Asgari ücret 11 bin 402 lira, bir insanın hayatta kalması için yapması gereken harcama 17 bin lira. Yetim kız çocuğu aylığı 1805 lira. İnşaat sektöründe çalışanların yüzde 70’den fazlası asgari ücretle çalışıyor.