1 Kasım 2017’de tutuklanan iş insanı ve insan hakları aktivisti Osman Kavala, tutukluluğunun altıncı yılında yayınladığı mesajda İsrail ile Hamas arasındaki çatışmaların son bulmasını diledi. Kavala, mesajında Türkiye’deki ‘hukuksuzluğu’ da vurgulayarak, “Ülkemde hukukun egemen olacağına dair umudumu kaybetmedim” dedi.
Kavala’nın mesajı şöyle: “6 yıl boyunca suç işlediğime dair hiçbir delil olmadan cezaevinde tutuldum. Bunun sona ermesini beklerken, Yargıtay kararıyla hukuksuzluğun onanması ile infaz koşullarım ağırlaştı. Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesinin, kendisi de hapis deneyimi yaşamış olan Vaclav Havel adına verdiği ödüle layık görülmem bana onur verdi. Ancak, Hamas’ın sivillere saldırı eylemi ve İsrail bombardımanının Gazze’de yarattığı felaket sevinmeme fırsat vermedi. Filistin’de büyük acılara sebep olan terör ve şiddet ortamını besleyen adaletsizliklere karşı tüm uluslararası kuruluşların daha fazla duyarlılık göstereceklerini ve uluslararası hukuk normlarına uygun biçimde barışın sağlanması için güçlü bir inisiyatif alacaklarını umuyorum. Havel’in dediği gibi, ‘En önemlisi umudu kaybetmemek.’ Ülkemde hukukun egemen olacağına dair umudumu kaybetmedim.”
NE OLMUŞTU?
İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi davasının 25 Nisan’daki karar duruşmasında Osman Kavala’ya ‘hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ten ağırlaştırılmış müebbet cezası verdi.
Duruşmada Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi hakkında da 18’er yıl hapis cezası ve tutuklama kararı verildi.
28 Aralık 2022’de istinaf başvurusunu değerlendiren İstanbul bölge adliye mahkemesi, Kavala ve ve diğer sanıkların cezalarını ‘hukuka uygun’ buldu.
Yargıtay, 28 Eylül 2023’te Osman Kavala’nın ağırlaştırılmış müebbet, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater Utku’nun 18’er yıl hapis cezasını onadı. Ali Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi ve Ayşe Mücella Yapıcı hakkında verilen 18’er yıl hapis cezalarıysa bozuldu.