Özel güvenlik amiri Birol Yıldırım’ın karakolda ölümüyle ilgili 12 polisin tutuksuz yargılandığı davada gerekçeli karar açıklandı.
Mahkeme, öldürülen Birol Yıldırım’la darp edilen Barış ve Alihan Uysal’ın yaralanmalarının ‘basit tıbbi müdahaleyle giderilebilir ölçüde hafif nitelikte olması, yaralanma olan bölgelerin yoğunluğunun az olması’ sebebiyle işkence suçunun oluşmadığını savundu.
Polislerin eyleminin ‘işkence‘ suçunu oluşturabileceği gerekçesiyle ağır ceza mahkemesine gönderilen dosyada mahkeme, altı polise ‘bilinçli taksirle ölümüne neden olma’ suçundan indirimli üç yıl dokuz ay hapis cezası vermişti. Yıldırım’ın iş arkadaşı ve oğlunu döven polislerden altısına da ‘kasten yaralama’suçundan indirimli 3 ila 6 bin TL adli para cezası verilmiş, ama hükmün açıklanması geri bırakılmıştı. Mahkeme, beş polisin de tüm suçlardan beraatine hükmetmişti.
İşkence fiilinin sistematik olması gerekliymiş
Bakırköy 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin 108 sayfalık gerekçeli kararında işkence suçlamasıyla ilgili şu yorum yapıldı:
“İşkence suçuna konu olan fiiller, ani olarak değil sistematik bir şekilde ve belli bir süreç içerisinde işlenmekle birlikte işkenceye konu fiilin, mağdurun psikolojisi, ruh sağlığı, algılama ve irade yeteneği üzerinde tahrip edici etkilerinin olması gereklidir.”
Mahkeme, öldürülen Birol Yıldırım ile darp edilen Barış ve Alihan Uysal’ın yaralanmalarının ‘basit tıbbi müdahaleylegiderilebilir ölçüde hafif nitelikte olması, yaralanma olan bölgelerin yoğunluğunun az olması’ sebebiyle işkence suçunun oluşmadığını savundu.
Gerekçeli kararda, polisler İsmail Alperen Salman, Muhammed Cihan Karakuş, İsmail Gökşen, Muhammed Şahin, Mustafa Şahin ve Erdoğan Kahraman’ın Birol Yıldırım’ın hayatını kaybettiği mutfağa sürekli olarak girip çıktığı belirtildi. Darp edilen Barış ve Alihan Uysal’ın da bu polisleri kesin ve net bir şekilde teşhis ettiğini kaydeden heyet, bu polislerin Birol Yıldırım’ın ölümüne sebep olan yaralama fiilini gerçekleştirdiğini aktardı.
Fotoğraflamak için girmiş
Kararda, beraatına hükmedilen polislerden Bilal Karpuz’un Alihan ve Barış Uysal tarafından teşhis edilmediği belirtildi. Bilirkişi raporuna göre, polis Karpuz’un çok az bir süre mutfakta kaldığı, ‘sanığın eyleminin daha çok olayın gerçekleştiği mutfak bölümünü fotoğraflamak üzerine yoğunlaştığı’ aktarıldı. Heyet, sanık Karpuz’un atılı suçu işlediğine dair her türlü kuşkudan uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı başkaca delil elde edilemediğinden beraatına karar verildiğini açıkladı.
İddianame ve yargılama süreci
İddianamede aralarında tutuklu polis Salman’ın da bulunduğu yedi polisin, Yıldırım’a yönelik ‘bilinçli taksirle ölümüne neden olma’ suçlamasıyla üç yıldan dokuz yıla kadar, Yıldırım’ın iş arkadaşı ve iş arkadaşının oğlunu dövdükleri için de beş polisin ‘basit yaralama’ suçlamasıyla 16 aydan dört yıla kadar hapisleri talep edilmişti.
Davanın ilk duruşması 20 Eylül 2021’de Büyükçekmece 3’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmüştü. Bu duruşmada davanın seyri değişmiş, mahkeme, Birol Yıldırım’ın vücudundaki yara sayısı ve yaraların niteliğini göz önünde bulundurarak polislerin eyleminin ‘işkence suçunu oluşturabileceği’ gerekçesiyle dosyayı Bakırköy 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti. Komiser yardımcısı Salman’ın da tutukluluk halinin devamına hükmedilmişti.
Bu davada duruşma salonunun küçük olması nedeniyle tartışmalar çıkmış, yargılanan polislerle dayanışmak için adliyede bulunan rütbeli bir polis, Kanal D muhabiri İbrahim Konar’ı hâkimin huzurunda yaka paça dışarı atmıştı. Duruşma binasının dışında da polislerle birlikte duran ancak sivil kıyafetli kişiler Yıldırım’ın ailesini sözleriyle taciz etmişti. Bu kişiler hakkında gazetecileri sözlü bir şekilde taciz ve tehdit etmeleri nedeniyle suç duyurusunda bulunulmuştu, ancak suç duyurusu takipsizlikle sonuçlanmıştı.
Bakırköy 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde 13 Ocak 2022’de görülen ilk duruşmaya hiçbir basın mensubunun girmesine izin verilmemişti. Bir sonraki duruşma 28 Mart 2022’de yapıldı. Savcı, bu duruşmada tutuklu polis Salman’ın ‘suçun vasıf değiştirmesi ihtimali’ nedeniyle tahliyesine karar verilmesini istemişti. Mahkeme heyeti de oy çokluğuyla Salman’ın tutukluluğunun devamına hükmetmişti.
25 Nisan 2022’de görülen duruşmadaysa Salman’ın tutukluluğunun devamı yönünde oy kullanan hâkimin olmadığı görülmüştü. Bu duruşmada, Salman’ın oy çokluğuyla tahliyesine karar verildi, yurt dışına çıkışı yasaklanmıştı. Heyet, gerekçelerini ‘üzerine atılı suçun niteliğinin değişme ihtimali, yasada öngörülen ceza süresi, bilirkişi raporları ve adli tıp kurumu raporu, delillerin büyük oranda toplanmış olması, tutuklu kaldığı süre, kaçma şüphesinin bulunmayışı’ diye sıralamıştı.
Davanın 12 Haziran’da görülen yedinci duruşmasında savcı Oğuzhan Atamtürk Uyar esas hakkındaki mütalaasını açıklamıştı. Mütalaaya göre, kalp hastası olan Birol Yıldırım, polis merkezinin mutfak bölümünde tutuldu ve dövüldü. Yıldırım, kalbinde stent olduğunu söylemesine karşın polisler dayağa devam etti. Polislerin eylemi sonucunda Yıldırım’da fiziki olarak ölüme neden olacak bir yaralanma olmadı, ama varolan kronik kalp damar hastalığı sanık polislerin eylemleri sebebiyle aktif hale geldi ve sonucunda Yıldırım yaşamını yitirdi. Mütalaaya göre, bir kısım sanıklar da Yıldırım’ın ölümünü istemediler, ancak kalp hastalığını öğrenmelerine rağmen eylemlerine devam ettikleri için ‘bilinçli taksirle ölüme neden olmak’ suçundan sorumlulardı.
Savcı Uyar, sanık polislerden komiser yardımcısı İsmail Alperen Salman, polis memurları Muhammed Cihan Karakuş, İsmail Gökşen, Erdoğan Kahraman, Mustafa Şahin ve Bilal Karpuz’un Birol Yıldırım, Barış Uysal ve Alihan Uysal’a vurarak ‘darp cebir uyguladıklarının sabit olduğunu’ belirtti. Savcı, bu sanıkların ‘bilinçli taksirle ölüme neden olma‘ suçundan cezalandırılmalarını talep etti. Savcı, bu polislerin Barış Uysal ve Alihan Uysal’a yönelik ‘darp eylemleri’nden dolayı da ‘kasten yaralama’ suçundan mahkum edilmelerini istedi. Diğer sanık polisler Samet Yuluğ, Emre Gürbüz, Kamil Yerlikaya, Hasan Kocakavuk ve Cumhur Güleç’in eylemlerinin ise sabit olmadığını savundu ve beraatlerine karar verilmesini istedi.
Mahkemenin hükmü
Mahkeme, 18 Eylül’de açıkladığı hükümle, Samet Yuluğ, Emre Gürbüz, Kamil Yerlikaya, Hasan Kocakavuk ve Cumhur Güleç’in atılı suçu işlediklerine dair kuşkudan uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden tüm suçlardan beraatine karar verdi.
Komiser yardımcısı İsmail Alperen Salman’ın ‘bilinçli taksirle ölüme neden olma‘ suçundan üç yıl dokuz ay hapsine karar verildi. Mahkeme, sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, pişmanlığını gösteren davranışları ve cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi gerekçelerle cezada indirim yaptı. Salman, dava kapsamında 21 Ağustos 2021’de tutuklanmış, 25 Nisan 2022’de tahliye edilmişti. Toplamda sekiz ay ceza evinde kalmıştı. Karar onanırsa Salman iki ay daha hapiste kalacak.
Mahkeme, Salman’la beraber gözaltına alınıp adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Muhammed Cihan Karakuş’a da ‘bilinçli taksirle ölüme neden olma’ suçundan üç yıl dokuz ay hapsine karar verildi. Mahkeme, sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, pişmanlığını gösteren davranışları ve cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi gerekçelerle cezada indirim yaptı.
Sanık polisler İsmail Gökşen, Muhammet Şahin, Mustafa Şahin ve Erdoğan Kahraman’ın da ‘bilinçli taksirle ölüme neden olma’ suçundan üç yıl dokuz ay hapsine karar verildi. Mahkeme, bu sanıklara verdiği cezada da aynı gerekçelerle indirim yaptı.
Sanık Bilal Karpuz’un Birol Yıldırım’a yönelik eyleminden dolayı kesin ve yeterli delil olmadığından beraatine hükmeden mahkeme, sanığın Barış Uysal’a yönelik eyleminden dolayı ‘kasten yaralama‘ suçundan 3 bin TL adli para cezasına çarptırılmasına karar verdi. Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, pişmanlığını gösteren davranışları ve cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi gerekçelerle bu cezada da indirim yapan heyet, hükmün açıklanmasını geri bıraktı.
İsmail Alperen Salman’a da Barış ve Alihan Uysal’a yönelik eyleminden dolayı ‘kasten yaralama’ suçundan toplam 6 bin TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar veren mahkeme aynı gerekçelerle cezada indirim yaparak hükmün açıklanmasını geri bıraktı.
Muhammed Cihan Karakuş’a da Alihan Uysal’a yönelik eyleminden dolayı 3 bin TL adli para cezasına hükmeden heyet, aynı gerekçeklerle cezada indirim yaptı ve hükmün açıklanmasını geri bıraktı.
Muhammet Şahin’e de Barış ve Alihan Uysal’ı dövdüğü için toplam 6 bin TL adli para cezası verildi, bu cezada da aynı gerekçelerle indirim yapıldı ve hükmün açıklanması geri bırakıldı.
Mustafa Şahin’e de Barış ve Alihan Uysal’ı dövdüğü için toplam 6 bin TL adli para cezası verildi, bu cezada da aynı gerekçelerle indirim yapıldı ve hükmün açıklanması geri bırakıldı.
Erdoğan Kahraman’a da Barış ve Alihan Uysal’ı dövdüğü için toplam 6 bin TL adli para cezası veren heyet, cezayı aynı gerekçelerle indirdi ve hükmün açıklanmasını geri bıraktı.
Sanıklar hakkındaki adli kontrol şartları da kaldırıldı.
KAYNAK: DİKEN – CANAN COŞKUN















