6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli yaşanlar depremler sonrasında sivil toplum kuruluşları alandan topladığı bilgiler ve gözlemlerle olası risk alanları ve mevcut duruma ilişkin bir ön gözlem raporu hazırladı.
Gözlem heyeti, afet koordinasyonu, acil müdahale ve insani destekle görevli AFAD, UMKE, KIZILAY ve diğer resmi yapıların ilk iki gün deprem bölgesinde ya hiç bulunmadığı ya da az sayıda ekip bulundurduğu, bölgedeki bazı köylere ise rapor tarihine kadar hiçbir arama/kurtarma/destek ekibinin gitmediği tespitinde bulunuyor.
Bununla birlikte yaşamını kaybedenler bakımından gerçek sayının resmi olarak açıklananın çok üzerinde olduğu ve de yaşam kaybının artmasında arama kurtarma çalışmalarına geç başlaması ve iyi yönetilememesinin de etkili olduğu ifade ediliyor.
Depremler sonrasında, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği, Eşit Haklar için İzleme Derneği, FİSA Çocuk Hakları Merkezi, Hakikat Adalet Hafıza Merkezi, Adil Yargılanma Hakkına Erişim Derneği, Yurttaşlık Derneği temsilcileri Kapasite Geliştirme Derneği ve bağımsız uzmanların katılımıyla bir sivil toplum heyeti oluşturuldu.
Bu heyet ; 11-14 Şubat 2023 tarihleri arasında Adana, Adıyaman, Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş, Malatya, Osmaniye, Şanlıurfa illeri ile, Elbistan, İskenderun, Kırıkhan, gözlem ziyareti gerçekleştirdi. Ziyaretler, depremzede bölgenin dört ayrı yöresine ve eş zamanlı olarak yapıldı.
‘Kimlik tespitinde standart yok’
Yapılan gözlemlerden biri yaşamını kaybedenlerin kimlik tespiti ve defin işlemleri bakımından tüm deprem bölgesinde geçerli standardize edilmiş bir sistem oluşturulmadığı yönünde.
Yine deprem sonrasında hayatta kalanların tedavi hizmetlerine ulaşamadığı, bazı yerleşim yerlerinde hastanelerin yıkıldığı ve kurulan sahra sağlık çadırlarında yeterli teknik donanımın olmadığı, ağır hasarlı sağlık merkezlerinde sağlık personelinin gerekli müdahaleleri yapma sevk, yer gösterme, ilaca erişim konusunda ciddi sorunlar olduğu tespiti söz konusu.
Rapora konu olan diğer sorunlar ise deprem bölgesinin genelinde barınma, tuvalet, elektrik, su, ısınma, hijyen koşullarının sağlanmasının en acil ve temel sorunlar olduğu ve bu sorunların köylerde daha da ağır yaşandığına yönelik…
Deprem bölgelerinde gözlemler yapan sivil toplum heyetine göre, ağır yıkımlara rağmen en sistemli çalışmalar belediyeler, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları tarafından yürütüldü.
Buna rağmen geçici barınma alanlarının hızla oluşturulamadığı ve geçici barınma ihtiyacı çerçevesinde kışlık çadırın, çadır zeminlerinin gözetilmediği ve güvenli ısınma araçlarının sağlanamadığı da raporda dikkat çekilen önemli bir bir diğer başlık.
‘’Yaş, cinsiyet, engellilik, farklı ihtiyaçlara sahip grupların ihtiyaçları ve talepleri görmezden gelinerek “genel bir yardım” mobilizasyonunu gerçekleştiği de geçici barınma ihtiyacı çerçevesinde kışlık çadırın, çadır zeminlerinın gözetilmediği, güvenli ısınma araçlarının, yakıt, gıda çeşitliliğinin,bebeklere yönelik mama tedarikinin kız çocukları ve kadınlar için ped ihtiyaçlarının düzenli ve sürekli temin edilemediği, yetişkin bezlerinin, çadır izolasyonunun, battaniye, yatak, çocuk alanları ve oyun setlerinin, kitap ve ortak alan çadırların öncelikli ihtiyaçlar olarak öne çıktığı, geçici barınma alanlarında yaş gruplarına özgü düzenli sağlık ve psikososyal mekanlarının oluşturulması gerekliliği sağlanamamıştır.’’
Raporda yer alan bir diğer husus ise mülteciler ile ilgili. Heyet, mültecilerin akıbetleri belli olmayacak şekilde araçlara doldurularak gönderildiğini ifade ediyor.
Ve bu süreçte kendileriyle ilgili çıkan genelge vb. düzenlemeler konusunda yeteri kadar bilgi sahibi olmadığı, kendilerini büyük bir belirsizlik içinde hissettikleri, mültecilere yönelik nefret söylemlerinin etkisi ile kriminalize edildiklerine dair bir tespitte bulunuyor.
Ayrıca depremzedelerin tahliyesi konusunda da sorunların olduğu, kimliklerini kanıtlayamayanlar bakımından sıkıntı yaşandığı, bir doğrulama ve güvenlik sistemi kurulmadığına dikkat çekiliyor.
‘’Yıkılmamış binalarda emniyet şeridi, uyarı levhaları vb. hiçbir önlem alınmamış olduğu, depremden sağ kurtarılanların daha sonraki arama kurtarma çalışmalarında yaşamlarını kaybettiği, bu konuda genel olarak bir düzensizlik ve sistemsizlik olduğu, Tüm koordinasyonun sağlanmasında olumlu bir fark yaratabilecek yerel sivil toplum kuruluşlarının şehirlerin girişlerinde saatlerce bekletildiği, çeşitli engellemelerle karşılaştığı; Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) gibi uluslararası kurumların İçişleri Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı gibi kurumlara yaptığı resmi başvurularına ise yanıt verilmediği tespit edilmiştir.’’
Heyete göre ; 6 Şubat tarihli depremlerin etkilediği illerin İl Afet Risk Azaltma Planı (IRAP) çalışmaları kapsamında yapılan risk analizleri incelendiğinde ortaya çıkan temel sorunların başında yapı stoğu ve bu stoğun nitelikleri konusunda yeterli bilginin hiçbir il bakımından mevcut olmaması geliyor.
Raporda diğer ortaklaşan sorunlar aşağıda sıralanıyor :
• Alüvyon zemin olan zayıf zeminlerde ve sıvılaşma riski olan yerlerde yapılaşmanın yoğun olması, Kentsel dönüşümün bina bazında olması ve zemin özellikleri dikkate alınmadan yapılması, Deprem Yönetmeliğinin pratikte uygulama problemlerinin olması,
• Kaçak, denetimsiz yapılarla mücadelenin eksikliği,
• Sanayi tesislerinin fay hatları üstünde ya da yakınında kurulmuş olması,
• İmar barışı/affı sonucu oturum izni alan binaların tam olarak depreme dayanım koşullarının sağlayıp sağlamadığının bilinmemesi,
• Yapıların deprem dayanıklılık testlerinin ücrete tabi olması ve yaptırılmasının vatandaşın isteğine bırakılması,
• Bazı yüksek katlı binaların 1999 yılı öncesinde yapılmış olması, İkincil afetlere sebebiyet verecek tesislerin varlığı,
• İl merkezlerinde yapılan yerleşime uygunluk çalışmalarının ilçelerde yapılmamış olması, Teknik eleman yetersizliği.
• Yukarıda sıralanan riskleri ortadan kaldıracak eylem programlarının sorumluluk dağılımlarının, genel zaman çerçeveleri içerisinde yer aldığı görülmektedir… Zamana dayalı somut eylemler ve parasal kaynakları tanımlanmamış durumdadır.
• Planların durum tanımlamalarında hassas gruplara yönelik güncel veriler ve nasıl etkileneceklerine dair analizler almamakta, bazı il planlarında yer alan veriler ise güncel durumu yansıtmamaktadır.
• Afet müdahale planları bakımından yaptığımız incelemede 81 ilin sadece ikisinde Afet Müdahale Planı olduğu görülmüştür.
Depremin etkilediği illerde acilen yapılması gerekenler ise şöyle sıralanıyor:
- Geçici barınma ihtiyacı çerçevesinde kent merkezlerine ve köylere; kışlık çadır, güvenli ısınma araçları, yakıt, gıda çeşitliliği, bebeklere yönelik mama ve kız çocukları ve kadınlar için ped tedarikinin devamlılığının sağlanması, yetişkin bezleri, çadır izolasyon, battaniye, yatak, çocuk alanları ve oyun setleri, kitap, sosyal etkinlik çadırları öncelikli ihtiyaçların sürekli olarak giderilmesi,
- Geçici barınma alanlarında düzenli sağlık ve psikososyal mekânlarının oluşturulması, yaş gruplarına yönelik mekânsal ihtiyaçlar ve destek programlarının geliştirilmesi ve bu hizmtelerin bireysel farklılıklar göz önünde bulundurularak uygulanması,
- Sivil toplum, hak savunucuları ve yerel basın için güvenli mekan, ekipman ve teknolojik desteklerin (bilgisayar, kamera, powerbank, telefon vb) sağlanması,
- Yerel sivil koordinasyonlar için teknik desteğin verilmesi,
- Yasal süreçler için uzmanlık desteğinin (delil, davalama ve izleme süreçleri) sağlanması,
- Çevresel etki, kent planlama ve imarın yeniden başlaması için meslek odalarından uzmanlık desteğinin alınması.
- Kısa dönem ihtiyaçlarının karşılanması, uzun dönemde topluluk güçlendirme ve kalkınma süreçlerine başta hak ve özgürlüklere erişimde güçlük yaşayan gruplar olmak üzere herkesin dahil edilmesi için sivil toplum desteğinin yönlendirilmesi,
- Kamu personeline yönelik süpervizyon ve psikososyal destek mekanizmalarının oluşturulması,
- Meslek odaları, sendikalar ve kamu sendikalarına yönelik idari süreçlerinin normalleştirilmesi için destek çalışmalarının yürütülmesi,
- Tarım birlikleri ile ihtiyaç çalışması yapılması ve sonuçlarına göre destek sağlanması,
- Ticaret ve sanayi odaları ile birlikte yapılacak çalışmalara göre ihtiyaçların tespiti ve ticari hayatın normalleşmesi için gerekli planlamaların yapılması için teknik desteklerin sağlanması,
- Uluslararası, ulusal ve yerel sivil toplum örgütleri, kalkınma ve insani yardım kuruluşları için güvenli ortak çalışma alanları oluşturulması,
- AFAD personeline kamp yönetimi ve kamplarda katılımcı, insan haklarına dayalı bir hizmet sunumu için güçlendirici süreçlerin işletilmesi, bu konuda sivil toplumdan destek alınması,
- Yerel sivil koordinasyon birimlerinin oluşturulması,
- Travma ve yas süreçleri ile ilgili yaygın psikososyal çalışmaların başlatılması,
- Günlük ticari hayat ile ilgili hızlı ve ivedi normalleşme adımlarının atılması,
- Yoksul, yoksun, hak ve özgürlüklere erişimde güçlük çeken gruplar için orta ve uzun dönemli gıda bankası, giysi bankası, ilaç bankası oluşumlarının sivil toplum ve yerel yönetimler işbirliği ile kurulması ve işletilmesi,
- Prefabrik ve çadır kentlere yönelik düzenli ve ücretsiz ulaşım desteğinin sağlanması,
- Prefabrik ve çadırkentlerde katılımcı bir yönetim anlayışı çerçevesinde cinsiyet ve yaş gruplarına uygun katılım mekanizmalarının oluşturulması,
- Hak süreçleri ile ilgili kamu düzenlemelerinin düzenli aktarılması, çok dilli şekilde bilgilendirmelerin yapılması, bu çerçevede 7/24 hizmet verecek bir hat vb. merkezi uygulamaların yapılması,
- Kent dışında yaşamlarının sürdürenlere yönelik kamu erişim ve destek noktalarının kurulması, kentlerde yaygın yerleşimler dikkate alındığında mobil birliklere öncelik verilmesi,
- Çocuklara yönelik her türlü şiddetin, ihmal ve istismarın önlenmesine ilişkin, erişilebilir, güvenli mekanizmalarının ve izlem süreçlerinin kurulması,
- Göç edilen illerde yerleşik vatandaşların yaşam düzeylerinin bozulmaması için makro ekonomik ve sosyal tedbirlerin alınması, Kira, gıda ve benzeri ihtiyaç alanlarına kamu sınırlaması getirilmesi gerçekleştirilmelidir.