Depremin beşinci gününe girildi ancak Hatay İskenderun’da birçok şey hala eksik. Özellikle gece eksilere düşen hava sıcaklığı nedeniyle barınma en önde gelen sorunlardan biri. Çadır kentler daha bugün kurulmaya başlandı. Birçok kişiyeyse çadır yetmedi.
İskenderun Mimarlar Odası Başkanı Koray Tanın ve CHP ilçe Başkanı Yusuf Mansuroğlu Diken’e konuştu.
Tanın, günlerdir yalnız bırakıldıklarını söyledi: “Arabası olan arabasına giriyor ama dışarda gariban halk var. Bir sobanın etrafında bir battaniyeye sarılıp geceyi geçiriyorlar. Kızılayı arıyoruz çadır verin diye. Çadır veremem diyor. Parayla satın diyoruz yine satmıyor.”
Mansuroğlu daha girilemeyen çok enkaz olduğunu söyledi: “Mezarlığımız yetişmiyor, gömmek için elemanımız yetişmiyor. Vatandaşlarımız kefensiz yıkanmadan savaş usuluyla gömülüyor. Bireysel olarak kişilere barınmaları için verebileceğimiz çadır hiç yok. Gıda sorunu büyük ölçü de çözüldü.“
Kahramanmaraş’ta 6 Şubat tarihinde ilki 7,7, ikincisi 7,6 büyüklüğünde iki deprem meydana gelmişti. Merkez üssü Pazarcık ve Elbistan olarak belirlenen depremler Hatay, Gaziantep, Osmaniye, Malatya, Adana, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adıyaman ve Kilis’i de sarstı.
‘Daha girilemeyen çok enkaz var’
CHP ilçe başkanı Mansuroğlu konuştuğumuz sırada sahadaydı. Kentteki son durumu şöyle anlattı: “Daha girilmeyen çok enkaz var. Sahayı geziyorum başlarındayım. Ses aldığımız yerler var. Oralara yoğunlaştılar. Ulaşılamayan hiç girilmeyen yerler var. Köylerde de durum aynı. Arsuz tarafında da çok fazla yere girilmedi. Çadır kentler henüz kuruluş aşamasında. Daha yeni yeni kuruluyor. Bireysel olarak kişilere barınmaları için verebileceğimiz çadır hiç yok. Gıda sorunu büyük ölçü de çözüldü. Hastanelerde çok sıkıntı var. Ölü sayısının açıklananın çok üstünde olduğunu düşünüyorum. Bizzat şahit olduğumuz olaylar var. Bir binadan sadece 19 kişi öldü örneğin. Sayının çok düşük tutulduğu kanaatindeyim. Mezarlığımız yetişmiyor, gömmek için elemanımız yetişmiyor. Vatandaşlarımız kefensiz yıkanmadan savaş usuluyla gömülüyor. En yakın arkadaşlarımızı kaybettik bu bizi daha da üzüyor ama savaş şartlarında gibiyiz öyle söyleyeyim.”
Mimarlar Odası Başkanı Tanın “İnsan canının siyaseti olmaz” dedi: “Halkın öncelikli ihtiyacı öncelikli barınma. Arabası olan arabasına giriyor ama dışarda gariban halk var. Bir sobanın etrafında bir battaniyeye sarılıp geceyi geçiriyorlar. Soğukta bekliyorlar. Her şey gecikiyor. Şehrin merkezi de böyle. Köyler de böyle. Yetmiyor. Başından beri yetersizdi. Biz dersimize çok iyi çalışmamız ne Gölcük’e ne Erzincan’a ne diğerlerine… Güvenlikle ilgili asker bile dün geldi daha. Hırsızlıklar oldu.”
İlçedeki binalarla ilgili şunları söyledi Tanın: “Hükümet zaten bizi sayan, TMMOB’u sayan bir hükümet değil. Odaya vize için projelerini göndermeyen bir hükümet. Odaya gönderilmeyen şeylerde belediyelerin baskısıyla memur arkadaşlar zaten onaylıyor. Noldu şimdi? Bilanço bu.”
‘Maskeyle geziyoruz, cesetler kokmaya başladı’
Tanın yardımlar hakkında şöyle dedi: “Yardımlarımız giriş yapılırken AFAD yardımları bana teslim edin diyor. Buradaki amaç ‘İlgiliniyoruz, teslim ediyoruz’ gibi göstermek. Buraya sivil gönüllü gelen çok yardım var. Devletin burada en başında olması lazımdı. Bu enkaz altında kalan insanlar belki de çok daha önce kurulacaktı. Birkaç gün hiçbir şey yapılamadı. Gecikildi. Burada enkazlar içindeyiz. Maskelerle geziyoruz cesetler kokmaya başladı. Kefenler yetmiyor. Arsuz’da çalışmalar çok daha geç başladı. Kızılayı arıyoruz çadır verin diye. Çadır veremem diyor. Parayla satın diyoruz yine satmıyor. Bilmiyorum nedenini. Çadırlar yeni kurulmaya başladı herkese de yetmiyor. Ben bir sivil toplum örgütü başkanıyım. Yardımlar ulaşırken bile bir düzen yok. Kaos var burada. Yapabileceğin kadarını yapıyorsunuz.”
KAYNAK: DİKEN – AYŞEGÜL KASAP