Suruç’ta gözaltına alınan 3 kişiden 61 yaşındaki Mehmet Samur’u çukura koyup, başına silah dayayan polis tarafından ölümle tehdit edildiğini belirten avukat Ahmet Taş, “Cezasızlık politikasından güç alan emniyet güçleri işkence ve kötü muameleye devam ediyor” dedi.
Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinin Gönen Mahallesi’ne bağlı Karacurun mezrasında, 24 Şubat sabahı PKK’li olduğu iddia edilen Sıtkı Kurtoğlu ile askerler arasında yaşanan çatışmadan sonra gözaltına alınan Reşat Yıldız (50), Mehmet Samur (61) ile eşi Adle Samur’un (60) işkenceye maruz kaldığı kamuoyuna yansıdı. Konuya dair sanal medya hesabından açıklama yapan Urfa Barosu İnsan Hakları Merkezi (İHM), mezrada ikamet eden 3 yurttaşın 2 Mart Perşembe sabahı gözaltına alınarak götürüldüğü Urfa İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube’de işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını duyurdu.
24 saatlik avukat görüş kısıtlılığının ardından emniyete giden avukatlar, müvekkillerinin işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını tespit etti. Bunun üzerine baroya başvuran avukatlar, hukuki girişimlerde bulunulmasını istedi.
Emniyette tutulan yurttaşlarla görüşen İHM Başkan Yardımcısı Avukat Ahmet Taş, yaşananları anlattı.
GÖZALTINDA ÖLÜM TEHDİDİ
Kendilerine yapılan başvurunun ardından 3 Mart Cuma günü gözaltındaki yurttaşlarla görüştüklerini belirten Taş, “TEM Şube’ye gidip yurttaşlarla görüşme gerçekleştirdik. İlk olarak Reşat Yıldız ile görüştük. Yıldız, sözlü hakarete uğradığını söyledi. Ardından Adle Samur ve Mehmet Samur ile görüştük. İkisinin de vücutlarında işkence ve kötü muamelenin olduğuna dair bulgular vardı. Adle Samur’un kolunda morluklar vardı. Samur, evinin kapısının açılmasıyla birlikte falakaya yatırıldığını, darp edildiğini ve kendisine hakaret edildiğini söyledi. Aynı şekilde Mehmet Samur da gözaltına alındığı andan itibaren 3-4 saat boyunca sürekli fiziksel işkence ve kötü muameleye uğradığını aktardı. Yumrukla darp edilerek, başına silah dayandığını ifade etti. Samur, polis tarafından evinin bahçesinde bulunan bir incir ağacının yanına götürüldüğünü ve orda bulanan bir çukura konularak, başına silah dayandığını, ‘Seni öldüreceğiz. Bütün malzemelerin yerini söyle’ diyerek, tehdit edildiğini aktardı” ifadelerini kullandı.
CEZASIZLIK İŞKENCEYE YOL AÇIYOR
Urfa TEM’in sık sık işkenceyle anıldığını söyleyen Taş, “Urfa’da daha önce bilindiği gibi Yaylak vakası gerçekleşmişti. Bunun öncesi de var. Özellikle 2015’ten 2020’ye kadar Urfa’da işkence vakaları yaşandığı görülmektedir. Herhangi bir denetim mekanizması olmadığı ve cezasızlık politikası uygulandığı için bundan güç alan emniyet güçleri işkence ve kötü muameleye devam ediyor. Bunu hukuki terimlerle açıklamak mümkün değildir. İşkence ve kötü muamele hiçbir şekilde uygulanamaz. Bu mutlak surette yasaklanmıştır. Olağanüstü Hal (OHAL) adı altında bile bu yapılamaz. Buna karşı mücadele ediyor ve etmeye devam edeceğiz” dedi.
DOKTOR RAPORU
3 yurttaşın gözaltına alındıktan sonra kontrol için görüldükleri Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bilgi işlem biriminde bekletildiklerini ve doktorun yurttaşlara bakmadan rapor hazırladığını ifade eden Taş, “Şimdiye kadar verilen rapor ile ilgili bir bilgiye ulaşamadık. Bu raporu bizde merak ediyoruz. Raporu veren doktorlar hakkında gerekli mercilere şikâyette bulunacağız” diye belirtti.
SUÇ DUYURUSU
İşkence ve kötü muameleye ilişkin bir rapor hazırladıklarını ve bunu da kamuoyuyla paylaşacaklarını aktaran Taşa, şöyle devam etti: “Soruşturma sırasında avukatlar ile müvekkiller görüştürülmüyor. Büyük bir işkenceye uğrayan 2 yurttaş var ve bunlar 24 saat boyunca avukatlarıyla dahi görüştürülmüyor. Bu yaşananlar, dosyanın şeffaf bir şekilde yürütülmeyeceğini gösteriyor. Bu soruşturmada işkence ve kötü muamelenin üzerine gidileceğini düşünmüyorum. Çünkü kişiler işkence ve kötü muameleye uğradığı zaman bunu birden fazla kamu kurumu görüyor. Bu kişiler hastaneye götürülüyor ve doktor görüyor, savcı da görüyor. Bunlar hiçbir şekilde bu konuda işlem yapmıyor. Bunların işlem yapmaması cezasızlık politikası olduğunu gösteriyor. Söz konusu kişiler hakkında Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk. Bu olayın takipçisi olacağız.”
KAYNAK: MEZOPOTAMYA AJANSI – ÖMER AKIN