İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘Kiptaş Kırlangıç Evler 1. Etap Anahtar Teslimi’ programında konuştu. İmamoğlu, iktidarın, kentsel dönüşüm projeleri ile İstanbul’a ihanet ederek bir avuç insanı zenginleştirmeyi hedeflediğini ve bu sürecin sorumlularından dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum‘un İstanbul’a aday olarak gönderildiğini söyledi.
İmamoğlu’nun konuşmasından satır başları:
Kentsel dönüşüm eleştirisi
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, kentsel dönüşüm projeleri üzerinden İstanbul’un son 20 yıl içinde yaşadığı süreci eleştirdi. İmamoğlu, gerçekte riskli ve öncelikli olması gereken alanların değil, bazı kesimler için ekonomik kazanç sağlayacak alanların dönüşüme tabi tutulduğunu vurguladı. “Bu iş bizim hayati meselemiz,” diyerek konuya olan hassasiyetini dile getiren İmamoğlu, İstanbul haritası üzerinden yapılan incelemelerle, bakanlık tarafından ilan edilen kentsel dönüşüm alanlarının gerçekte risk taşımadığını, gerçekten risk taşıyan ve öncelik verilmesi gereken sadece iki alanın olduğunu belirtti. İmamoğlu, “Kentsel dönüşüm, bu zihniyetle sadece bir avuç insanın zenginleşmesine hizmet ediyor, şehrin güvenliği ve halkın ihtiyaçları göz ardı ediliyor,” diyerek mevcut durumu eleştirdi ve kentsel dönüşüm projelerinin şehir ve halk yararına yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
İhanet projeleri
Kentsel dönüşüm projelerinin İstanbul’a ihanet ettiğini ve bu süreçlerin sadece birkaç kişiyi zenginleştirmeye yönelik olduğunu belirten İmamoğlu, “Kentsel dönüşüm adı altında gerçekleştirilen bu ihanetin sorumlularından biri olan dönemin yetkilileri, bugün İstanbul’a aday olarak gösteriliyor. Bu, İstanbul’a karşı planlananların gerçek niyetini açıkça gösteriyor,” dedi. İmamoğlu, Bakırköy, Ataköy ve Zeytinburnu sahillerinin, lüks konut projeleriyle dolu olduğunu ve bunların ‘kentsel dönüşüm vitrini’ olarak sunulduğunu eleştirdi. “Bu ihanete ve haksız kazanca doyan yok. İstanbul’u gerçekten seven ve koruyan bir anlayışa ihtiyacımız var,” şeklinde konuştu.
“Dönemlerin Kiptaş karşılaştırması”
“Bir örnek vereyim; Onların yönettiği Kiptaş 24 yılda kaç yapıya çözüm buldu biliyor musunuz? Yalnızca bin 632 yapı. Bizim yönettiğimiz Kiptaş ise onlar 25 yılda bunu yapabildiler biz ise 4.5 yılda iki bin 93 bağımsız birime çözüm ürettik. Yani biz onların 25 yılda yaptığından daha fazla işi bu 5 yılda yaptık. Üstelik onlar bu yönetimlerin diyorlardı ya hükümet de onlarındı büyükşehir belediyesi de onlarındı Kiptaş da onlarındı. Hükümet belediye iş birliği içinde çalıştılar. Biz ise bakın bu kadar iş yapıyoruz tek bir kamu bankasından bir kuruş bile destek görmeden bunu başarıyoruz. Allah’a şükür onlardan daha çok iş ürettik. Çünkü niyetler iyi değilse hükümet ve belediyenin aynı partiden olmasının hiçbir faydası yok. Sadece vatandaşın zararını büyütürler. İstanbul bu gerçeği yıllarca yaşadı.”
“İnşaat maliyetine katkı ve kira desteği sağlayacağız”
“Dar gelirli emeklilerimizin, inşaat maliyetinin yüzde 65’ini biz karşılayacağız. Riskli bina ilan edilen yapılara bakanlığın verdiği 5 bin 500 lira kira yardımı var. 5 bin 500 liraya kiralık oda bulamıyorsun İstanbul’da öyle değil mi? Ekonomiyi perişan ettiler. Biz bu eksikliği gördük. Bunun üzerine 7 bin lira ekstra kira desteği vereceğiz. Başka bir şey daha yapıyoruz. Hem ev sahiplerine hem de kiracılara destek vereceğiz. Önümüzdeki 5 yıl için, 22 bin konut biriminin yeri, projesi, her şeyi hazır. Bütün bu söylediklerim ince ince hesaplanmış ölçülüp biçilmiş gerçekçi vaatlerdir. Bizim iş ahlâkımızı ve sorumluluk duygumuzu en iyi, Beylikdüzü’ndeki komşularım bilir. Söz verdik mi yaparız. Bunu 2014’ten yana bilirsiniz.”