İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), mahkeme kararıyla da kaçak olduğu tescillenen Üsküdar Meydanı’ndaki kaçak kafeteryayı bugün yıktı. İBB Genel Sekreter Yardımcılarından Murat Yazıcı, “Emniyet kuvvetleri bugün, dün olduğu gibi karşımızda değil, yanımızda durdu” derken, Buğra Gökçe “İmar hukukunun, çevre hukukun gecikmeli de olsa tecelli etmesinden mutluyuz. Kamu adına, kamu yararı adına mutlu olduğumuz bir zafer, bir mutluluk günüdür. Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun büyük kararlılığı İstanbul’un kamusal mekanlarını işgale uğramış belediyeye ait alanlarını kamuya kazandırmaktır, kamunun kullanımını açmaktır. Bu seçim vaadidir de aynı zamanda. ” açıklamasını yaptı.
İstanbulluların Boğaz ile görsel bağlantısını kesen, İBB tarafından şehre kazandırılan Üsküdar Meydanı’nın bütünlüğünü bozan kaçak yapıların yıkımı, mahkeme kararına karşın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ve Üsküdar Kaymakamlığı’nca engellenmişti. 10 Nisan’da yıkım için bölgeye gelen İBB zabıta ekipleri ile polis, karşı karşıya gelmişti.
Mimar Sinan’ın 16’ncı yüzyılda, kuşlar üzerine pislemesin diye rüzgarların kesiştiği noktaya inşa ettiği, halk arasında Kuşkonmaz Camii diye bilinen Şemsi Ahmed Paşa Camii’nin hemen bitişiğindeki kaçak yapıların yıkımı için İBB, bugün bir kez daha girişimde bulundu.
İBB’nin bilgilendirmesi üzerine yıkım için Üsküdar Belediyesi zabıta ekipleri de bölgeye geldi. Görevlilerin matkapla çatıda söküme başlayacağı sıra çatıya çıkan ve kimliği henüz bilinmeyen bir kişi silah çekti. Silahlı kişi görevlileri çatıdan indirmeye çalıştı. Çatıdan indirilen söz konusu kişi bir süre sonra oradan kayboldu.
Sabah saatlerinde yaşanan olayların ardından İBB ekipleri, kaçak kafeteryayı boşaltırken, dışarıda bekleyen Üsküdar Belediyesi’ne ait kepçeler bir anda büfeleri yıkmaya başladı. İBB ekipleri ile Üsküdar Belediye ekipleri arasında çıkan kısa süreli gerginlik kafelerin içlerinin tamamen boşaltılmasıyla son buldu. Ardından kaçak yapılardan biri olan kafeteryanın yıkımı tamamlandı.
İBB Genel Sekreter Yardımcıları Murat Yazıcı ve Buğra Gökçe bir açıklama yaptı. Murat Yazıcı açıklamasında şunları söyledi:
“Bu çalışma hem hukuk düzleminde hem sahada bugüne kadar çok zorlu şartlarda gerçekleşmiştir”
“Yaklaşık dört yıldır İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tüm birimleri Üsküdar’da şu anda bulunmuş olduğumuz alanda hukuku tesis etmek anlamında çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışma hem hukuk düzleminde hem sahada bugüne kadar çok zorlu şartlarda gerçekleşmiştir. Çünkü bazen mahkeme kararlarıyla ki tebligatı yaptığımız akşam 05.00’ten sabah 07.00’ye kadar mahkeme kararlarının önümüze konulduğu günler oldu. Gerekse de geçen hafta yaşadığımız gibi mahkeme kararını uygulamak için alana geldiğimizde karşımızda bize paydaş olmamız olması gereken, hukuku tesis etme konusunda bize yardımcı olması gereken bazı paydaşlarımızın, birimlerin, kamu kurumlarının karşımızda durduğunu görme üzüntüsüyle karşılaştık açıkçası.
“Emniyet kuvvetleri bugün, dün olduğu gibi karşımızda değil, yanımızda durdu”
Bugün itibariyle tablo, nedenini bilmediğimiz bir şekilde gerektiği hale dönüştü. Bugün kaymakamlığa yazdığımız, bir kez daha yazdığımız, geçen haftalarda iki kere yazdığımız minvaldeki yazının aynısını yazdık. Ama emniyet kuvvetleri bugün, dün olduğu gibi karşımızda değil, yanımızda durdu. Yıkım işlemini arkada gördüğünüz üzere gerçekleştiriyoruz. Bu sadece bir kafeyle ilgili bir mesele değildir arkadaşlar. Hem Salacak sahilinde hem Üsküdar’da ilgili yerin hemen arkasında ve karşısında gördüğünüz ve bazıları kamu arazisine inşa edilmiş yapıların kaçak durumuyla ilgili birimlerimiz tespitler yapılmıştır, hukuki işlemler başlatılmıştır. Diğer kafelerle ilgili mahkeme süreçleri devam etmektedir. Söz konusu yıkıma uğrayan yapıda mahkeme yürütmeyi durdurmayı, yani yıkım işlemine dair yürütmeyi durdurma kararını kaldırdığı için işlem aşamasına geçtik. Diğerlerinde hukuka saygılı olması gereken bir kurum olarak, hukuk mahkemelerinin sonucunu bekliyoruz. O mahkemelerin sonuçlanmasının ardından bu alanları milletimize açmaya, vatandaşımıza kazandırma denizle buluşturabilmek adına gerekli adımları yine İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak atacağız.
“Özür dilenmesi gerektiğini düşünüyorum”
Ben bir özür dilenmesi gerektiğini düşünüyorum burada. Çünkü geçtiğimiz haftalarda daha önce farklı yerlerde de karşılaştığımız kamu kurumlarının karşı karşıya gelme görüntüsünü ve milletimize yaşattığımız için özür diliyorum. Ama bizim buradaki tek amacımızın mahkeme kararını yerine getirmek ve sahadaki imar uygunsuzluklarını ortadan kaldırmak olduğunun bilinmesini isterim. Bugün geçte olsa tabiri caizse, eğrisi doğrusuna denk geldi ve yıkım işlemini gerçekleştirdik. Hayırlı olmasını diliyorum.”
“Suç duyurularında bulunacağız”
Kafenin yıkımına başlanacağı sırada bir kişinin çatıya çıkarak zabıta görevlilerine silah çekmesiyle ilgili bir soru üzerine de Yazıcı “Yıkım işlemine başlanacağı esnada çatıda bazı arkadaşlar memurlarımıza silah göstermişler, tatsız bir olay. Bunun dışında bir sorun yaşanmadı. Bununla ilgili hukuki tedbirlerimizi alacağız. Suç duyurularında bulunacağız” dedi.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’yla birlikte söz konusu alanla ilgili imar değişikliği yapan Üsküdar Belediyesi’nin bugün İBB ekiplerinin yanında olmasıyla ilgili bir soru üzerine de Yazıcı, “Az önce ifade ettim. Sebebini bilmediğimiz şekilde bir tavır değişikliği var. Düne kadar bize yaptığımızın yanlış olduğunu, mahkeme kararını uygulamamamız gerektiğini söyleyen kurumlar bugün itibariyle tam tersi yazılar ve uygulamalarla yanımızda yer alıyorlar. Dediğim gibi geç de olsa bütün kamu kurumları görevini yapmaya başladığı için biz mutluyuz” diye konuştu.
“İmar hukukunun, çevre hukukun gecikmeli de olsa tecelli etmesinden mutluyuz”
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökçe de “İmar hukukunun, çevre hukukun gecikmeli de olsa tecelli etmesinden mutluyuz. Kamu adına, kamu yararı adına mutlu olduğumuz bir zafer, bir mutluluk günüdür” dedi. Gökçe, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gecikmeli de olsa bugün burada bizimle bir iş birliği içinde çalışan kurum ve kuruluşlara, emniyet, Üsküdar Belediyesi’ne de gecikmeli de olsa teşekkür ediyoruz. Ancak hakikaten bilinmesi gereken şey şu İBB İmar Dairemizin, Zabıta Dairemizin, Belediyemizin birimlerinin derdi kişilerle, kuruluşlarla, kafelerle değil. Bizim derdimiz İstanbul’un kamusal mekanlarının işgale uğramış, amacı dışında kullanılan, birilerine kişi ya da kollamacı ilişkilerle birtakım kuruluşlara, kişilere peşkeş çekilmiş, kamusal mekanların kamuya kazandırılması, halkın kullanımına açılmasıdır. Bu sadece Üsküdar sahilinde, Salacak sahilinde değil, bu İstanbul’un muhtelif yerlerinde İmar Müdürlüğümüzün tespitleri doğrultusunda zabıtamız ısrarla bu kararlılıkla bu takibatı sürdürüyor.
“Bizim derdimiz kamu mekanını kamuya kazandırmakla”
Burada garip bir şey de yaşandı. Burada bir miktar özel mülkiyeti olan vatandaşımıza ilişkin mahkeme kararları en son hukuk sürecini başlattığımız mahkeme kararları geldi. Dört yıldır Murat Başkan’ın ifade ettiği yıkım için uğraştığımız, tamamı kamu mülkiyeti üstünde bulunan kafelerle ilgili mahkeme kararları nedense gelemedi. Hala bilirkişi aşamasında hala mahkemelerde bunu da tabii sanırım bugünkü tavır değişikliğinden sonra o aşamada da bir tavır değişikliği olmasını bekleyebiliriz. Onu da kararlılıkla takip edeceğiz. Derdimiz buradaki vatandaşlarla ekmek yiyen emekçilerle burada çalışanlarla, burayı işletenlerle filan değil. Bizim derdimiz kamu mekanını kamuya kazandırmakla.
“Bu seçim vaadidir de aynı zamanda”
Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun büyük kararlılığı İstanbul’un kamusal mekanlarını işgale uğramış belediyeye ait alanlarını kamuya kazandırmaktır, kamunun kullanımını açmaktır. Bu seçim vaadidir de aynı zamanda. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde ısrarla, kararlılıkla sadece bu bölgede değil, İstanbul’un diğer mekanlarında da işgale uğramış tüm alanları, çeşitli kişi, kuruluş, vakıf derneklere peşkeş çekilmiş yahut teslim edilmiş, amacı dışında kullanılan tüm alanları, herhangi bir kişi ya da kuruluşun kollamacı ilişkisine maruz bırakmadan yıkmaya yıkım için süreçlerini takip etmeye hem hukuk nezdinde hem emniyet nezdinde devam edeceğiz. Bugün burada bizim yanımızda bulunan kamu kurum kuruluşlarına, onların da bir özür borcu olduğu düşüncesinden hareketle teşekkür ediyorum. Bizim derdimiz onları da incitmek değildi. Ama bugün başarılı ve mutlu bir sona ulaşmış olmaktan dolayı kamu adına kamu yararı adına mutlu olduğumuz bir zafer günüdür ve bir mutluluk günüdür. İstanbullulara, Üsküdarlılara hayırlı olsun.”
“Umut ediyorum ki yakın zamanda tahliyelere ilişkin görevinde kaymakamlık yerine getirir”
Tekrar söz alan Murat Yazıcı, “Geri kalan mahkeme süreçlerinin devam ettiğini ifade ettiğim kafelerle ilgili olarak süreç şöyle ilerler normalde. Biz bir tahliye kararı alırız. Tahliye tebligatı yaparız. Sonrasında yıkım kararı alınırsa yıkım gerçekleştirilir. Burada süreç ne yazık ki biraz tersten gitmiş durumda. Çünkü kaymakamlık üzerinden yapılması gereken tahliye işlemine dair yazımıza iki senedir işlem yapılmamakta. Yani iki senedir ilçe kaymakamlığı bu kafelere tahliye edilmesi için herhangi bir tebligatta bulunmuyor. Onu bekliyoruz ama kararı biraz daha önden gitmiş oldu. Mahkemeler biraz daha hızlı çalışmış oldu. Umut ediyorum ki yakın zamanda tahliyelere ilişkin görevinde kaymakamlık yerine getirir” dedi.