Riskli grupta olduğu halde aile hekiminden reçetesini talep eden pek çok kişi, aşısının henüz tanımlanmadığını görerek eli boş döndü.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, hazırlıklarının tam olduğunu, yeterli miktarda grip aşısının bulunduğunu söylemişti. Bakanlıkça belirlenen riskli gruplara ücretsiz uygulanan grip aşıları, e-Nabız sistemi üzerinden uygulamaya açıldı.
Tüm Eczacı İşverenler Sendikası’nın açıklamasına göre bu sezon 3,5 milyon doz grip aşısı geldi. Ancak sadece 65 yaş üstü nüfus bile 7 milyon 953 bin. Bu kadar doz aşının tüm risk grubundakilere yetmeyeceği aşikar.
Pandemiye kadar herkes grip aşısı olabiliyordu. Risk grubundakilerin aşıları ücretsiz yapılırken, bu grubun dışında kalanlar ‘bulabilirlerse’ ücretini ödeyerek grip aşılarını yaptırabiliyordu. Bakanlık pandemiyle birlikte, risk grubundakileri de kendi içinde kademelendirmeye başladı.
e-Nabız üzerinden aşısı tanımlananlar, reçeteleri doktor tarafından yazıldıktan sonra eczaneye gidiyorlar. Eczaneler ellerinde varsa aşıyı veriyor, yoksa depodan getirtiyor. Aşısına erişebilen aile sağlığı merkezlerinde yaptırıyor.
‘Şu anda paranızla da yaptıramazsınız’
Ücretsiz aşı Vaxigrip Tetra’nın eczaneden satışı yapılmıyor. Bunun dışında geri ödeme kapsamında olmayan, isteyenlerin ücretlerini ödeyerek alabileceği iki grip aşısı daha var. Ancak ücretini ödeseniz bile şu anda bu iki aşıya ulaşamıyorsunuz. Çünkü eczanelere dağıtılması için bakanlıktan onay bekliyor. Depolara ulaşan, onayın çıkmaması nedeniyle henüz eczanelere verilmeyen aşılardan Fluarix 199,58, Influvac Tetra ise 243 liradan raflara girecek.
Sağlık Bakanlığının grip aşıları için birinci ve ikinci risk grupları tanımladığını belirten aile hekimi Recep Koç, “Aşıları peyderpey getiren bakanlığın kendine göre risk grupları var. Grupları nasıl ayırdığını biz de bilmiyoruz. Hepsine birden aşıları açmıyor. Riskli grupların kesin kriterlerle ayrılması lazım ki biz de bilelim, vatandaş da bilsin. Boşuna gidip, gelmesinler” dedi.
Aşı reçetelerini yazdırmak isteyenlerin aile sağlık merkezlerinde kalabalıklara yol açtığını belirten Koç, şöyle devam etti: “Risk grubundakilerin çoğu yaşlılar. e-Nabız kullanamayınca, aşı haklarını kontrol ve reçeteleri için bize geliyorlar. Aile sağlık merkezlerinde bekliyorlar. Grip mevsimi de başlıyor. Covid-19 zaten bitmiş değil. Kalabalıkta beklerden enfeksiyon kapma riskleri var. Okullar açıldığından beri nezle, soğuk algınlığı vs. hastalıklar da çoğaldı. Şu anda çok yoğunuz. Aşı reçeteleri için sağlıklı gelip, hastalanarak dönebilirler. Sağlık Bakanlığı’nın buna bir çözüm getirmesi getiriyor. Aşı hakkı olanlar, hekime gelmeden aşılarını eczanelerden alabilmeliler. Bize, eczaneye, sonra yine bize git gele son verilmeli artık.”
‘Şeffaflık bekliyoruz’
Türk Tabipleri Birliği Pandemi Çalışma Grubu üyesi Dr. Levent Akyıldız, risk grubundakilerin aşının tanımlanmasını bir tür piyango gibi beklediğini söyledi. Yaş ve eşlik eden hastalıklara bakıldığında aşı çıkması beklenenlerin elleri boş dönerken, başka riskli sayılabileceklere tanımlandığını belirten Akyıldız şunları söyledi: “Risk gruplarında kimlerin bulunduğu önemli. Aşı için onaylanan risk gruplarını bilmiyoruz. Bakanlıktan aşı konusunda şeffaf tutum bekliyoruz. Şu anda risk grubunda olduğu halde henüz aşısı tanımlanmayanlara cevap üretmek gerekiyor. Ben bir sağlık çalışanıyım ama risk grubunda tanımlanmadığını görüyorum ki bu hastalarım açısından önem arz ediyor. Bir başka meslektaşım 90 yaşındaki, hipertansiyon hastası annesiyle yaşıyor, her ikisine de aşı tanımlanmamış. Şu anda bakanlığın elindeki risk kategorisini neye göre önceliklendirdiği konusunda izaha ihtiyacımız var. Geçen yıl da benzer sorunları yaşadık”.
İkiz hastalık riski
Avustralya’da yaşandığı gibi sonbaharda Covid-19 ile gribin birlikte görülebileceğini söyleyen Akyıldız, “Avustralya’da grip sezonu açıldığında Covid-19 olgularında da artması ve birlikte seyretmesi dikkat çekiciydi. Bizde de grip vakalarındaki artışla birlikte Covid-19’da da bir dalgalanma yaşayıp yaşamayacağımızı öngörme ihtimalimiz yok. Yapabileceğimiz şey, olabilecek en yüksek düzeyde güvenlik tedbiri alabilmek. Hastanın Covid-19 mu, grip mi olduğunu ayırt etme şansı yok. Belirtilerin önemli bir bölümü örtüşüyor. Dolasıyla ikiz hastalık tablosuyla mı karşılayacağız onu bilmiyoruz” dedi.
Grip tıbbi adıyla influenza, her yıl dünyada yaklaşık 3-5 milyon kişiyi etkileyen, 250-500 bin kişinin ölümüne neden olan bir enfeksiyon hastalığı. Türkiye’de grip hastalığı Ulusal Sentinel Sürveyans (Takip) Ağı ile izleniyor. Bu ağ, Dünya Sağlık Örgütü’nün Global İnfluenza Sürveyans ve Yanıt Sistemi ile de bağlantılı. Buna göre bizim de içinde bulunduğumuz kuzey yarımkürede her yıl ekimde başlıyor, aralık ayında artıp nisan-mayıs aylarını kapsayan dönemde sık görülüyor. Bu nedenle grip aşısının her yıl ekim ayında yaptırılması gerekiyor.
Grip virüsünün yapısının kolay değişerek bağışıklık sisteminden kaçabildiğini belirten Akyıldız, “Küçük yapısal değişiklikler bizim hastalığa her yıl yakalanmamızın nedeni. Bu nedenle her yıl aşının tekrarlanması önemli. Temkinli olmak ve her iki aşıyı (Covid-19 ile grip) yaptırmak gerekiyor. Kamu yine her iki aşı için aktif, teşvik edici tutum sergilemeli” uyarısını yaptı.
‘Zatürre aşısını da unutmayın’
Grip, tüm yaştaki bireyleri etkiliyor. Ancak, özellikle gebeler, 50 yaş üstündekiler, 5 yaş altındakiler, akciğer, kalp hastalığı olanlar, böbrek, karaciğer yetmezliği olanlar, kanser, diyabet gibi hastalıklar veya ilaçlar nedeniyle bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar, organ nakli yapılanlar ve aşırı şişman kişiler gripten daha çok etkilenirler. Bu kişilerde grip hastaneye yatışlara hatta ölümlere neden olabiliyor.
Grip özellikle riskli grupta zatürreye yol açabiliyor. Grip virüsünün zayıflattığı akciğerlere bakterilerin ulaşmasıyla zatürre gelişiyor. Akyıldız bu nedenle yine risk grubundakilere zatürre aşısını da önerdi ve ekledi: “Sık el temizliği, sağlıklı beslenme, mevsime göre giyinme gibi kişisel önlemlerin yanı sıra özellikle risk altındaki kişiler için en etkili korunma yolu aşı. Pandemide maskeyle dolaştık. Bu viral enfeksiyonlardan kaynaklanan bağışıklık uyarısının uykuya daldığı anlamına geliyor. Virüsle karşılaştığımızda bağışıklık sistemimiz nasıl yanıt verecek bilmiyoruz. Aşılanma miktarımızı artırabilmek, kapalı mekanlarda havalandırmaya dikkat etmek, belirtiler varsa kalabalıklardan uzak durmak halk sağlığının korunması açısından önemli. “
‘Gripseniz evde kalın’
Grip virüsü damlacık yoluyla bulaşır. Öksürüp hapşıran kişi, virüs içeren çok sayıda damlacığı etrafa yayar. Bu damlacıkların ağız, burun ya da gözlerimize ulaşması ile hastalık bulaşır. Bu nedenle gripli bir kişi virüsü etrafa yaymamak için öksürüp hapşırırken ağzını bir mendille, mendil bulamıyorsa kolları ile kapatmalıdır. Ellere hapşırmak en tehlikeli olanıdır. Ellere bulaşan virüs buradan dokunulan her yere yayılır. Gripli kişi sık sık ellerini yıkamalıdır. Su ve sabun bulunamadığı durumda el antiseptikleri ile eller ovalanarak da temizlik sağlanabilir.
Gribin toplumda yayılmaması için, virüsün en çok saçıldığı hastalığın ilk günlerinde, okula, işe gidilmeyip evde istirahat edilmeli. Ev halkını korumak için eller sık sık yıkanmalı, oda havalandırılmalıdır. Özellikle yakınında hastalığın ağır seyretme riski olan kişiler varsa hasta kişinin maske takması yararlı olacaktır. Maske, ağız ve burunu tam kapamalı, ıslandığında değiştirilip eller yıkanmalıdır.
Bu belirtilere dikkat
Grip, ani başlangıçlı ateş, öksürük, boğaz ağrısı, baş ağrısı, burun akıntısı, kas ve eklem ağrıları ile seyreder. Ateş, eklem ve kas ağrılarının olmaması nezle gibi daha hafif seyreden diğer solunum yolu hastalıklarını düşündürür. Öksürük şiddetli olabilir, iki hafta veya daha fazla sürebilir. Ateşin uzun sürmesi, koyu renkli balgam, göğüs ağrısı ve/veya nefes darlığının eklenmesi grip virüsünün zayıflattığı akciğerlere bakterilerin ulaştığını düşündürür. Bu durumda mutlaka doktora başvurulmalı. Özellikle risk grubunda bulunan bağışıklık sistemi zayıf kişilerde bu durum tehlikeli olabilir. Yine sinüslere ve orta kulağa bakterilerin ulaşarak sinüzit ve otit (orta kulak iltihabı) tablolarına yol açması da hastalığın istenmeyen, antibiyotik tedavisi gerektirebilecek sonuçlarından. Öne eğilmekle artan baş ağrısı, kulak ağrısı uyarıcı olmalı.
Grip aşısı kimlere yapılmalıdır?
Grip aşısı altı aydan büyük herkese öneriliyor. Ancak risk gruplarındaki kişiler ve bunların yakın temaslıları ve sağlık çalışanları grip aşısının öncelikle yapılması gereken gruplar. Bunlar:
1. Komplikasyon riski yüksek olanlar:
Gebeler
6-59 ay arası çocuklar ile 50 yaş üstü yetişkinler
Kronik hastalığı olanlar: (Astım dahil kronik akciğer hastalığı, diyabet, metabolik hastalıklar, kalp hastalığı, kronik karaciğer, kronik böbrek hastalığı, nörolojik hastalıklar)
Bağışıklığı baskılanmış hastalar
6 ay-18 yaş arasında olup uzun süreli aspirin tedavisi kullananlar
Obez kişiler (yetişkinde: Vücut kitle indeksi ≥40 olanlar)
2. Komplikasyon riski yüksek olanlarla aynı evde yaşayan veya bakım verenler
Sağlık çalışanları
Özellikle 6 aydan küçük çocuklarla temasta bulunanlar
5 yaş altı ve 50 yaş üstü kişilerin ev temaslıları ve bakım verenler
Aşıya bağlı grip olmaz
Yumurta alerjisi olanlara veya aşıya/aşı içeriğindeki maddelere karşı daha önce ciddi alerjisi gelişmiş olanlara grip aşısı yapılmamalı. Grip aşısının ciddi yan etki yapma olasılığı diğer aşılardan farksız. Aşının erişkinlerde görülen en sık yan etkisi enjeksiyon yerinde ağrı ve hassasiyet. Bu şikayetler yüzde 10-64 oranında ortaya çıkar ve bir-iki gün içinde kaybolur. Aşıya bağlı ateş, baş ağrısı, kas ağrısı, halsizlik gibi sistemik belirtiler diğer aşılardan veya ilaç içermeyen (plasebo) bir enjeksiyondan fazla değil. Ülkemizde uygulanan grip aşıları inaktif (cansız) virüs aşısı olduğundan aşıya bağlı grip gelişmesi mümkün değil. Aşı felç yapmaz, kısırlığa neden olmaz, gebelerde de güvenle yapılabiliyor.
SGK hangi durumda karşılıyor?
Ülkemizde grip aşısı aşağıda belirtilen durumlarda SGK tarafından karşılanıyor:
65 yaş ve üzerindeki kişiler
Yaşlı bakımevi ve huzurevinde kalan kişiler
Gebeliğin ikinci veya üçüncü üç ayında (trimesterinde) olan gebeler
Astım dahil kronik akciğer ve kalp-damar sistemi hastalığı olanlar
Diyabet dahil herhangi bir kronik metabolik hastalığı bulunanlar
Kronik böbrek yetmezliği olanlar
Kan hastalığı (hemoglobinopatisi vb.) olanlar
Bağışıklık sistemi yetmezliği olan veya bağışıklığı baskılayan tedavi alanlar
6 ay-18 yaş arasında olan ve uzun süreli aspirin (asetil salisilik asit) tedavisi alan çocuk ve ergenler
Bu kişiler için grip aşısı, hastalıklarını/gebelik durumunu belirten sağlık raporuna dayanılarak her branştan hekimlerce reçete edildiğinde yılda bir defaya mahsus olmak üzere karşılanmaktadır.
KAYNAK: DİKEN – MESUDE ERŞAN