Diyarbakır’da geçen yıl tutuklanan 16 gazetecinin iddianamesini hazırlayan savcı ile eşinin, Hakim ve Savcılar Kurulu (HSK) kararnamesiyle başka bir ile tayinleri konusundaki paylaşımları gerekçesiyle gözaltına alınan ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılan gazetecilerden Evrim Deniz, yaşananların Türkiye’deki basın özgürlüğünün durumunu anlattığını söyledi. Polisin evini bulamadığı için baskın düzenleyemediğini ve bu nedenle emniyete çağrıldığını belirten Deniz, “Söz konusu paylaşım kamuoyunun bilmesi gereken bir konuydu” dedi.
“Evimi bulamadıkları için baskın düzenleyememişler”
Deniz son bir günde yaşadıklarını Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nden (MLSA) Eylem Sonbahar’a şöyle anlattı:
Sabah uyandığımda 3 arkadaşımızın gözaltına alındığını öğrendim. Haberi okudum, paylaştım. Sebebi o zaman belli değildi. 5 dakika sonra bir numaradan aranıp ifadeye çağrıldım. Evimi bulamadıkları için baskın düzenleyememişler, böyle bir durum da söz konusu.
Avukatımı beklerken Evrim Kepenek’in gözaltına alındığını öğrendim. TEM şubeye gidene kadar başka bir şeyden ifadeye çağrıldığımı düşünüyordum. Çünkü Fırat’ın paylaşımı bir haber ve haber değeri taşıyor ve bunun kamuoyu ile paylaşılması lazımdı. Bu paylaşımdan dolayı olduğunu tahmin etmemiştim. Aynı zamanda bu paylaşımı retweet yapanların çoğu gazeteci. Bizlere suç unsuru olarak sundukları Fırat’ın tweeti, bizlerin Twitter hesaplarının ekran görüntüleri ve bizim retweet yaptıklarımızdan ibaretti. Bu durum artık garipliğin de çok üstünde bir halde.
“Söz konusu paylaşım kamuoyunun bilmesi gereken bir konuydu”
Tutuklanan meslektaşı Fırat Can Arslan’ın paylaşımının önemli olduğunu söyleyen Deniz, sözlerini şöyle sürdürdü:
Biz adliyede gazeteci arkadaşların duruşmasını takip ederken soruşturma dosyasını hazırlayan savcı ile mahkeme heyetinden birinin evli olduğunu öğrendik. Ve hepimiz çalıştığımız yerlere bununla ilgili haber yaptık. Yaptığımız haberler doğrultusunda bu hukuksuzluğa son verilerek görev yerleri değiştirildi. Arkadaşımız aslında HSK sitesinde de resmi gazetede de ulaşılabilecek konuyu kamuoyu ile paylaştı. Bizler de bu bilginin yayılması için paylaştık. Kamuoyunun duyması, bilmesi gereken bir konu ve bu tamamen bir gazetecilik faaliyeti.
“Yaşananlar Türkiye’de basın özgürlüğünün durumunu anlatıyor”
Duruşma salonu kapısında beklerken Fırat’ın sesini ve daha sonra tutuklanma kararını duydum. Arkadaşımız sadece gazetecilik yaptığı için bugün tutuklandı. Evrim Kepenek’in gözaltına alınış şekli, Fırat’ın cezaevine götürülürken ailesinin ve arkadaşlarının önünde darp edilmesi, diğer bütün arkadaşlarla hepimizin böyle bir dosyadan gözaltına alınmış olmamız Türkiye’deki basın özgürlüğünün durumunu gözler önüne seriyor.
Deniz, ayrıca soruşturmayı açan savcının haberi retweet yapanların gazeteci olduklarını bildiğini düşünmediğini söyledi.
İfadesinde kendisinin de Fırat Can Arslan’ın da gazeteci olduğunu söylediğini belirten Deniz, “Fırat’la nerede tanıştığım, nasıl tanıştığım soruldu. Fırat benim meslektaşım dememe rağmen arkadaş gibi düzeltmeler yaptılar. Herhangi bir örgütle bağlantım olup olmadığı” sorularının da sorulduğunu aktardı.
“Gazetecilere yönelik bu saldırılar sistematik”
Deniz şöyle devam etti:
Hakim karşısına çıkartılmadan hakkımda adli kontrol tedbiri ve yurt dışına çıkış yasağı verildi. Savunma hakkımız bile olmadı, bu hakkımız elimizden alındı. Son dönemde gazetecilere ve gazetecilik faaliyeti yürütenlere yönelik bu saldırılar aslında çok bilinçli ve sistematik saldırılar. Korku verme, baskılama, halkın gerçeği öğrenme hakkını da elinden almaya yönelik. Dayanışma, kamuoyu baskısı çok önemli ve değerli. Hukuksuz bir şekilde 13 ay cezaevinde tutulan arkadaşlarımızın duruşmasında güzel bir dayanışma örneği gördük ve bu dayanışmanın meyvesini aldığımıza da inanıyorum ki bütün arkadaşlarımız serbest bırakıldı. Gazetecilerin yalnız olmadığını ve toplumun kendi haber alma hakkını savunduğunu da görebilmek güzel.
“Tüm tutuklu gazeteciler serbest kalana kadar dayanışma son bulmamalı”
“Ortada suçlamaya dair suç unsuru oluşturacak hiçbir şey yok, ortada hukuk tanımayan hakimler var, şiddet uygulayan polisler var. Halkın haber alma hakkını engelleyen bir sistem var” diye belirten Deniz, “Bir an önce buna karşı siyasetçilerin, sivil toplum kuruluşlarının, gazetecilik meslek örgütlerinin harekete geçmesi gerektiğine inanıyorum. Bu son değil, son da olmayacak öyle görünüyor. Böyle devam etmemesi için, meslektaşlarımızın bu şekilde bu muamele ile gözaltına alınmaması için daha fazla özen gösterilmeli. Tekrar söylemek istiyorum, Fırat gazetecilik yaptığı için tutuklandı. Fırat ve tutuklu tüm gazetecileri geri alana kadar da dayanışmanın son bulmaması lazım” dedi.
Ne olmuştu?
“Terörle mücadele görev almış kişileri hedef göstermek” ile suçlanan ve SEGBİS aracılığıyla Diyarbakır’daki soruşturma savcısına ifade veren gazeteciler Sibel Yükler, Delal Akyüz ile Evrim Deniz, yurtdışına çıkış yasağı ve adli kontrol kararıyla serbest bırakılırken gazeteci Fırat Can Arslan, savcı ve hakimi hedef gösterdiği iddiasıyla tutuklandı. Bir gece gözaltında tutulan Bianet Editörü Evrim Kepenek ise bugün Çağlayan Adliyesi’ndeki ifadesinin ardından yurtdışına çıkış yasağı ve ayda bir imza vermek şeklindeki adli kontrol tedbirleri uygulanarak serbest bırakıldı.