Muş’un Korkut ilçesinin Tan köyünde 9 yıldır birbirlerini seven Dilan Tuna ve Yakup Sönmez isimli iki genç 3 gün arayla intihar etti. Gençlerin mezarları, annelerinin talebi üzerine yan yana yapıldı. Birinin mezar taşına yeşil, diğerininkine ise kırmızı tülbent bağlandı.
10 Ağustos günü Dilan Tuna, muhtar babasının kendisini istemeye gelen Yakup Sönmez’in ailesini reddetmesi üzerine silahla canına kıydı. 13 Ağustos günü ise bu defa Yakup Sönmez aynı şekilde hayatına son verdi. Olay yerel basında çıktı ve sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.
‘MUHTAR BABA KARŞI ÇIKTI’
Rûdaw’a konuşan Yakup Sönmez’in köyden arkadaşı, isminin açıklanmaması koşulu ile yaşananları şöyle anlattı:
“Dilan ve Yakup dokuz yıldır birbirlerini seviyordu ve bunu tüm köy biliyordu. Ancak Dilan’ın muhtar babası gençlerin evlenmesine karşı çıktı. Yakup Sönmez’in ailesi 10 Ağustos günü Dilan’ı istemek amacıyla evlerine gitti. Muhtar kızına, ‘git söyle, benim bunlara verecek kızım yok’ demesini istedi. Dilan buna karşı çıkınca babası öfkelenip tokat attı. Bunun üzerine genç kız evdeki tüfekle kalbine sıktı ve hayatını kaybetti. Bütün köy bu olayın şokunu yaşarken 13 Ağustos günü bu defa Yakup aynı şekilde tüfekle kalbine sıkarak canına kıydı.”
‘MESELE BAŞLIK PARASI DEĞİL’
Sosyal medyada kimi yorumcular, iki gencin kavuşmamasının nedeninin “başlık parası” olduğunu iddia etti. Ancak Yakup Dönmez’in diğer bir arkadaşı, “Mesele başlık parası değil” dedi. Yakup’la doğduğu günden beri arkadaş olduğunu, Dilan ile de okuldan arkadaş olduklarını anlatan genç, “Dokuz yıl oldu. Birbirlerini o kadar seviyorlardı ki, kavuşamayınca canlarına kıydılar. Babası basit sebepler nedeniyle kızını vermedi. Hiç bir sorun yoktu, küçük şeyleri büyüttüler” diye konuştu.
YAKUP’UN BABASI: DEFALARCA KAPISINA GİTTİM
Yakup Sönmez’in babası F. S. acılarının büyük olduğunu belirterek yaptığı yazılı açıklamada “Ben Yakup’un babasıyım. Oğlum 26 yaşındaydı. Köyden Dilan isminde genç bir kıza sevdalandı. Ben de babalık görevi yaparak kızı istemeye gittim ama kızın babası vermedi. Defalarca gittim çoğu zaman bizi kapıdan çevirdi. Köyde hatırı sayılır kim varsa gönderdim kapısına ama olmadı. Dilan hayatına kıydıktan sonra ben çocuklarıma ‘Yakup’a dikkat edin’ dedim. Hiç yalnız bırakmadık. En son ‘Koyunların yanına gideceğim’ dedi ve gitti bir daha gelmedi. Her şey bir anda oldu. Sosyal medyada gündem olduğu gibi başlık parası gibi bir durum yok. Kimse benden başlık parası istemedi. Keşke başlık parası isteselerdi malım mülküm vardı oğluma kurban ederdim. Ama şimdi malın mülkün bir anlamı kalmadı” şeklinde konuştu.
DİLAN’IN BABASI: KAPIMA KİMSE GELMEDİ
Aynı köyde yaşayan Dilan Tuna‘nın babası Mehmet İhsan Tuna, sosyal medyada olan haberlerin aslı olmadığını iddia ederek avukatı aracılığıyla yayımladığı yazılı açıklamada şunları söyledi: “3 yıl önce kızımı istemeye geldiler. Kızım küçük dedim. 3 yıl boyunca kimse kız istemek için kapıma gelmedi. Kimseden başlık parası falan istemedim. Çocukların birbirini sevdiğini de duymadım. Vahim olay yaşandıktan sonra gençlerin birbirlerine karşı sevgi beslediklerini duydum. Benim ailemi ve bana karşı sosyal medya başlatılan karalama kampanyasına karşı hukuki süreç başlattım. Yayın organları ve internet ortamında çıkan mesnetsiz, gerçekdışı, iğrenç haberler yayınlandığı görülmüştür. Bu yalan haberler tarafımızı üzdüğü gibi acımızı da katbekat arttırmıştır. Bu kişiler sadece iki genç insanın günahını almakla kalmamış aynı zamanda geniş ailemizi de zan altında bırakmıştır. Gençlik heyecanının bir anlık faciaya dönüşmesinin nedenini sanki evlenmek isteyen iki genci başlık parası denen ilkellik yüzünden kaybetmişiz gibi göstererek aslında insanlıkla hiçbir alakaları olmadıklarını kanıtlamışlardır. Köyümüz zaten başlık parası denen olguyu kabul etmemekte ve gençlerine böyle bir çağdışılığı uygulamamaktadır. Tarihten beri medreseleriyle, âlimleriyle ilim irfan yuvası olan köyümüzde başlık parası istendiği için iki genç intihar etti yalanını söylemek sadece bir ahlaksızlık değil ayrıca hukuken de sonuçları olan bir suçtur. Böyle bir suçun hukuk karşısında da bedelini ve cezasını bu yalanları yayanların karşılığını bulması için her türlü çabayı göstereceğimizi kamuoyunun bilmesini isteriz.”
