Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci turuna sayılı günler kala Millet İttifakı’nı ve rakibi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alırken, “Toplamı 1 puan eden malum partiler, ondan yaklaşık 40 tane vekil aldılar. Bu nasıl hesap uzmanıymış? 300 milyar dolar getirecekmiş Londra’dan. Ya senin her yerin hesap uzmanı olsa ne yazar? Yanındakiler hesap uzmanı olsa ne yazar? Sen ne hesap biliyorsun, ne kitabın var!” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Keçiören’de “STK ve Muhtarlar Buluşması” programında konuştu. Erdoğan’ın gündeminde pazar günü yapılacak ikinci tur seçimleri, hedefinde muhalefet ve rakibi Kılıçdaroğlu vardı.
Erdoğan, Kandil’den Kılıçdaroğlu’na destek açıklamaları geldiğini savunurken, “Bay bay Kemal, senin o teröristlerden ne farkın var? Onlar sana destek veriyorlar, sen kalkıp da ‘sizin desteğinize ihtiyacım yok’ diyemiyorsun!” diye konuştu.
Erdoğan, tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı ve iş insanı Osman Kavalayı’ da“Kavala, Gezi olaylarının mimarı; Selo da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan terörist. Çıkaracağım onu, içeride duruşu rahatsız ediyor beni diyor bay bay Kemal. Benim vatansever tüm vatandaşlarım, inanıyorum ki pazar günü bunlara gereken dersi sandıkta verecektir” sözleriyle hedef aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “muhalefetin diktatörlük iftiraları ile yol yürümek istediğini” öne sürerken, “14 Mayıs’ta diktatörlük söylemlerinin safsata olduğunu gösterdik. Düşünün, diktatör 2. tura kalır mı ya? Diktatör işini 1. turda bitirir, hem de yüzde 90’larla…” ifadesini kullandı.
Erdoğan’ın açıklamasından satır başları şöyle:
“Yüzde 53’ü aşan oy oranı ile Meclis’te bay bay Kemal’in hesaplarını alt üst ettiniz. Parlamentoda 323 ile çoğunluğu Cumhur İttifakı’na vermesi güvenin göstergesi ve irade beyanı.
Bu ne demektir? Yasama organı olarak Cumhur İttifakı’nda biz varız. Ve milletimiz güçlendirmiş parlamenter laflarını ayaklarının altına altı. Cumhur ittifakı ile yola devam dedi. Eski Türkiye günlerine geri dönme tekliflerini reddetti. Koltuk paylaşımı yapıyorlar. Toplamı 1 puan eden malum partiler, ondan yaklaşık 40 tane vekil aldılar. 1 puanlar. Bu ne iştir. Bu nasıl hesap uzmanı imiş. Bununla CHP ayakta kalabilir mi? Pazar günü Erdoğan evladınıza sahip çıktığınız anda 323 vekilleri ile, parlamento oyları ile inşallah önümüz açık. 21 yılı farklı bir şekilde devam ettireceğiz, Türkiye’nin geleceğini kuracağız. Türkiye Yüzyılı’nı sizlerle kuracağız. İktidara giden yolu Kandil’de ve Pensilvanya’da arayanlara milletimiz kırmızı kart göstermiştir. Bunlar talimatı Kandil’in sokaktaki eşyalarından teröristlerden alıyor. Biz Allah’tan alıyoruz.
Milletimiz; ekonomisini Londra’daki tefecilere, IMF komiserlerine teslim etmek isteyenlere hadi oradan demiştir. Ne diyor bay bay Kemal, 300 milyar dolar getirecekmiş Londra’dan. Ya senin her yerin hesap uzmanı olsa ne yazar? Yanındakiler hesap uzmanı olsa ne yazar? Sen ne hesap biliyorsun, ne kitabın var!
Biz IMF’e olan borcumuzu sıfırladık 2013’te ve ilişkimizi geçti. MB rezervimiz 27,5 milyar dolardı. Gümbür gümbür yürüdük, bir ara 135 milyar dolara rezervi çıkardık. İnşallah yine bu rezervi yakalayacağız. Bizim sıkıntımız yok, aynı kararlılıkla yola devam edeceğiz. Siz bu spekülatörlerin yaptığı oyunlara bakmayın. Bu bay bay Kemal ve avanesinin yaptığı oyunlara bakmayın. Bunların hepsi gelip geçici işlemlerdir. Türkiye ayakta mı ona bakın.
Meclis’te oluşan tabloyu güçlendirerek 28 Mayıs’a taşımamız gerekiyor. Parlamento için gösterdiğiniz iradeyi ikinci turda da sergilememiz lazım.
Yasam ile yürütmenin uyum içinde çalışması, hizmetlerde aksaklık yaşanmaması için çok önemli.
Türkiye, eskiden devlet organları arasındaki çatışmadan çok çekti. Başbakanın önüne fırlatılan anayasa kitapçığının ülkemize milyarlarca dolar maliyeti oldu. Anayasa kitapçığını o zamanki başbakan sayın Ecevit ve ortaklarının önüne fırlatan; Kılıçdaroğlu ile kol kola dolaşan kişiydi. Bunlar bu ülkeye çok çektirdiler. İstikrarsızlığın bedelini tüm Türkiye ödedi. Gencimiz iş bulamadı, esnafımız siftah yapamadı, tüccarımız, sanayicimiz ürün satamadı.
Yasama, yürütme, yargı arasında güç çekişmesinin yaşanmasına müsaade etmedik. Her organın kendi yetki alanı içinde kalmasını sağlayarak ülkemizin siyasi istikrarsızlığa sürüklenmesine engel olduk. Siz bize itimat ettiniz biz de sizin hakkınızı koruduk.
Bütün muhataplarınıza, arkadaşlarınıza pazar günü sandığa gitmelerini tavsiye edin gençler.
Yasama, yürütme ve yargının uyum içinde çalışarak milletimize hizmet etmesini biz temin edeceğiz.
Rehavete kapılmak, zafer sarhoşluğu yok. Sandıkta Allah’ın izni ile zafere yürüyeceğiz. Pazar günü oy vermekten başka plan yok. 28 Mayıs’ta bizim rakibimiz asla CHP Genel Başkanı değildir, rehavettir, boş vermektir. Zafer sarhoşluğu zehrinin yayılmasına izin vermeyeceğiz.
14 Mayıs’ta tüm provokasyonlara, halkımız sandığa akın etti. Muhalefetin gerilim siyasetine rağmen, millet tercihini sandığa özgürce yansıttı. Tüm siyasi partilerden vatandaşlarımız olgunluk içinde, suhulet içinde, huzur ve barış içinde oylarını kullandı. Kararlarını beyan etti. Yıllarca bize demokrasi nutukları atan, Avrupa ülkelerini kıskandıran rekor bir oranla Türk milleti iradesini ortaya koydu. 14 Mayıs’ta sadece Türk demokrasinin gücünü görmedik, aynı zamanda pek çok algı balonunun patlamasına da şahitlik ettik.
İBB Başkanı, aman yarabbi! Ne açıklamalar yaptı. ABB Başkanı, birlikte ne açıklamalar yaptı! Şimdi bunların tamamını, pazar günü sandığa gömmeye hazır mıyız! Durmak yok, yola devam!
Bütün bunlar, Türkiye’ye atılan diktatörlük iftiraları ile yol yürümek istediler. Bizimle ilgili uluslararası basında psikolojik harekatlar vardı. Muhalefetin meydan meydan tekrarladığı yalanlar vardı. Zaten bay bay Kemal’in yalandan başka sermayesi yok ki! CHP Genel Başkanı ve şürekasının körüklediği korku siyaseti var bir de… 14 Mayıs gecesi tüm bunları çöpe attık. Diktatörlük söylemlerinin safsata olduğunu gösterdik. Düşünün, diktatör 2. tura kalır mı ya? Diktatör işini birinci turda bitirir, hem de yüzde 90’larla…
Yalan, iftira ve korku siyaseti ile seçim kazanılamayacağını gösterdik. Bölücüler ve FETÖ’cülerle yol yürünmemesi gerektiğini gösterdik. Bunlarla birlikte Türkiye’nin gücünü, Türk demokrasinin ulaştığı olgunluk seviyesini, herkese gösterdik.
14 Mayıs gecesi yalanlara şahit olduk. Daha sandıkların onda biri açılmadan basın mensuplarını toplayıp CHP Genel Başkanı’nı cumhurbaşkanı ilan ettiler. Geride olduklarını bildikleri halde öndeyiz, kazanıyoruz diyeler seçmenlerini kandırmayı denediler. Gece boyu bunu sürdürdüler. Şimdi çıkmışlar utanmadan, kandırdıysak CHP’lileri kandırdık, size ne diyorlar! Hatalarını kabul etmek, milletten ve CHP’li vatandaşlarımızdan özür dilemek yerine çamura yatarak paçayı kurtarmaya çalışıyorlar. Biz, bize oy vermese de CHP’li vatandaşlarımıza böyle hakaret edilmesini, aşağılanmasını kabul etmiyoruz. Her seçim öncesinde CHP’li seçmene, istemedikleri adayın genel başkanları tarafından tıpış tıpış oy vereceksiniz denilerek dayatılmasını içimize sindiremiyoruz. Koltuklarını kaybetmek istemeyen siyasetçilerin, milletimize yönelik kibirli dil kullanması hoş görülemez. Böyle siyaset olmaz.
Kandil’deki PKK elebaşlarının her gün çektikleri videolarla Kılıçdaroğlu’na oy istemesi, samimi CHP’lileri rencide ediyor en çok. Pensilvanya’daki alçakların, CHP’nin başındaki zatın reklam ajansı gibi çalışmaları en çok bu vatandaşlarımızın başını öne eğiyor.
Bay bay Kemal, senin o teröristlerden ne farkın var, onlar sana destek veriyorlar, sen kalkıp da sizin desteğinize ihtiyacım yok diyemiyorsun. Niye? Çünkü oradan gelen destek senin için bal kaymak. Öbürü ne diyor… Gazi Mustafa Kemal’e saldırıyor… Ardından ne diyor, it sürüleri diyor. Bu da HDP’li… Hani neredesin bay bay Kemal? En ufak bir şey söylemiyorsun? Söyleyemez! Çünkü kapalı kapılar ardında bunlarla yaptığı görüşmeler ortada. Her şey açık. Peki tüm bu rezilliklerle ilgili masadan bir itiraz duydunuz mu? Muğlak, nereye istersen oraya çekilecek bir iki cümle içinde masanın buna itiraz ettiğini gördünüz mü? İtiraz etmedikleri gibi bunlarla kana kan, intikam intikam çağrıları altında Van’da mitinig yaptılar. 6-8 Ekim olaylarında Yasin Börü evladımızı, 51 Kürt kardeşimizi bunlar Diyarbakır’da şehit ettiler mi? Bu Selo, o çağrıyı yapan terörist değil mi? Selo’nun ne günahı var diyor şimdi. Kavala’nın ne günahı var diyor. Kavala, Gezi olaylarının mimarı; Selo da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan terörist. Çıkaracağım onu, içeride duruşu rahatsız ediyor beni diyor bay bay Kemal. Benim vatansever tüm vatandaşlarım, inanıyorum ki pazar günü bunlara gereken dersi sandıkta verecektir.
PKK’nın kurulduğu köye gidip buralara bahar gelecek diye video çektiler. PKK ve sol örgütlerin sembolü olan zafer işaretleri ile milleti selamladılar. Yani 14 Mayıs’ta milletten sandıkta tokadı yiyene kadar Kandil’den gelen destek açıklamalarını alkışlarla karşıladılar. Şimdi bize ahlak dersi, Cumhur İttifakı’na da milletçilik dersi vermeye yelteniyorlar. Sevsinler seni! Sen ne zaman milliyetçi oldun ya! Bunlar böyle, her numara var. Ama diyorum ki bu numaraları pazar günü sandıkları bunlara bir siyaset mezarı yapalım. Var mıyız?
28 Mayıs’ın ülkemizde muhalefette de bir değişime vesile olacağına inanıyorum. 21 yılı iktidarda olmak üzere 40 yıldır milletimizin huzurundayım. Biz kimseyi ayrıştırmadık ve kimseye karışmadık. Yasakları kaldırdık, baskılara son verdik, hukuksuzluklara dur dedik. Kimsenin mezhebiyle, kılık kıyafetiyle ilgilenmedik asla. Herkesi kucaklamanın, toplumun tüm kesimlerinin özgürlük alanlarını genişletmenin gayretinde olduk. Eser ve hizmetlerimizle karşınıza çıktık.”