Yönetmen Fatih Akın, gazeteci Can Dündar ve eski futbolcu Deniz Naki’nin de bulunduğu bir grubun sorularını yanıtlayan HDP’nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, geleceğe dair umutlu olduğunu söyledi: “Kof ve boş bir umut değil benimkisi.”
Edirne F Tipi Cezaevi’nde Kasım 2016’dan bu yana tutuklu bulunan Demirtaş, Alman yayın kuruluşu Westdeutscher Rundfunk(WDR) COSMO aracılığıyla yönetmen Fatih Akın, yazarlar Günter Wallraff ve Navid Kermani, gazeteciler Can Dündar, Fulya Canşen, Frederike Geerdink, Sven Lorig, Dunja Hayali, Gor Yeranyan, Mark Lowen, Hasnain Kazim, Nadja Kriewald ve eski Amedspor oyuncusu Deniz Naki’nin sorularını yanıtladı.
Demirtaş, Der Spiegel dergisinden gazeteci Hasnain Kazim’in, “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bu seçimle gitmesi mümkün mü?” sorusuna şöyle yanıt verdi: ”Seçim sonucunu tanımayan olursa halk da onu tanımaz, darbe yapmaya kalkanın sarayını başına yıkar. Erdoğan seçimle geldi seçimle gidecek, başka bir ihtimal yok. Bunu görmek için sadece dört ay daha beklememiz gerekecek.”
Demirtaş, HDP’nin bundan sonra da aynı sorumluluk duygusuyla ve bilinciyle hareket edeceğini de ekledi.
‘Irkçıları nasıl ikna edebiliriz?‘
Yönetmen Fatih Akın’sa Demirtaş’a şunları sordu: “Türk toplumunda Kürt halkına karşı önemli oranda ırkçılık gösteriliyor. Siz bunu biliyorsunuz. Irkçılık kayda geçen bir şey değil, toplumda, çoğunlukta geçen bir şey. Bunu kendi ailemde de görüyor, yaşıyorum. Kendi ailemde geçiyor diye, zannediyorum ki ırkçılık bir ikna meselesi. Bunları ikna edebilirim diye… Sorum şu, sizin Kürtlere yönelik ırkçılığa karşı stratejiniz ne olabilir? Irkçıları nasıl ikna edebiliriz? İkincisi kişisel bir soru. Siz şu anda mahkumsunuz, kişisel olarak yani Fatih Akın olarak size nasıl yardım edebilirim?”
‘Güzel filmler çekmeye devam et Fatih‘
Demirtaş, bu soruları şöyle yanıtladı: “Sevdiğim bir yönetmenle röportaj aracılığıyla da olsa sohbet etmek çok güzel. Irkçılık bir bilinç sorunudur bence. Ama toplumun ırkçılığa karşı bilinçlenmesi sadece okullarda verilecek eğitimle olmaz. Tam demokratik yönetim, şeffaf, hesap verebilir hükümet ve devlet, ideolojiden arındırılmış eğitim, sağlıklı işleyen adalet ve yargı sistemi, gelir dağılımında adalet, özgür, basın-medya ve en önemlisi geçmişle yüzleşme, hesaplaşma olmalı. Yoksa açık veya örtülü ırkçılık kendiliğinden ortadan kalkmaz. Biz de bunlar için mücadele ediyoruz zaten.
Bize nasıl yardım edebileceğini gelince, sen güzel filmler çekmeye devam et Fatih, toplumsal sorunlara, acı gerçekliğimize, çözümlere dair iyi filmler çek. Senin işin bu ve işini çok iyi yapıyorsun. Herkes işini iyi yapsa her şey daha güzel olacak zaten.”
‘Erdoğan sonrası Türkiye’ye dair bir fikri hazırlık yapıyor musunuz?‘
Can Dündar: “Hep günceli yorumluyoruz, ama sonrası da zor görünüyor. Kimileri, bu enkazın birkaç kuşakta kalkmayacağına inanıyor. Sizce tahribatın boyutu ne, bu enkaz ne kadarda kalkar? İçeride ‘Erdoğan sonrası Türkiye’ye dair bir fikri hazırlık yapıyor musunuz?”
‘İnsanı kirlettiler Can…’
Demirtaş: “Sevgili dostum, senin için burada para ödülü koydular, biliyorsundur. Sanırım gri listedesin artık, seni her yerde arıyorlar. Fakat bana kalırsa hep yanlış yere baktıklarından bulamıyorlar. Oysa sen ve on binlerce siyasi sürgün halkın beyninde, kalbindesiniz, oraya bakmayı akıl edemiyorlar. Böylece yerini ihbar etmiş oldum, para ödülünü almak için başvursam mı acaba?
Evet, Türkiye’deki enkaz seçim sabahı hemen ortadan kalkmayacak, bu bir gerçek. Ama bir yerden başlamamız gerekiyorsa o da seçimdir. Sonrasında yapacak çok iş var, buna dair seçimden daha çok kafa yorduğumdan, yeni projeler ve çözümler üstünde çalıştığımdan emin olabilirsin. Türkiye’de her şey çok fazla kirlendi dostum; doğayı kirlettiler, siyaseti, yargıyı, medyayı, üniversiteleri kirlettiler. Ahlakı, vefayı sevdayı, şiiri, şarkıyı, neşeyi, hüznü kirlettiler. İnsanı kirlettiler.
Temizlemek, arınmak, arındırmak çok zaman alacak ama başka çaremiz, başka yolumuz yok. Ben geleceğe dair çok umutluyum, kof ve boş bir umut değil benimkisi. Çünkü tüm bu kirliliğin içinde halen kararlılıkla direnen milyonlar var, Kürtler, Türkler, Aleviler, Sünniler ve en çok da gençler ve kadınlar var. Hepsini tanır ve iyi bilirsin, ölürler geri adım atmazlar. Bu kirlenmeye karşı elimizde güçlü bir deterjan da var: Alın teri. Alın teriyle başaracağız dostum. Oradaki tüm ‘haydutlara’ çok selam, sevgilerimizi ilet lütfen.”
‘Halkımız faşizme iyi bir gol atacak merak etme‘
Deniz Naki: “Hakemler de hakimler de hükümler de hileli. Bir gün bu hukuksuzluğa alet olanlar yargılanacak mı?”
“Kısmet buradan haberleşmekteymiş. Halen futbola devam ediyorsundur umarım? Dilerim yakın zamanda tekrar görüşürüz. Herkese çok selam söyle lütfen. Sorunun cevabına gelince…
Valla senin ve futbol taraftarlarının sıkça canını yakan hakemleri bilmem ama bizim ve milyonların canını yakan hakimler çok yakında sanık sandalyesine oturacaklar. Mücadelemiz bunu sağlayacak Deniz, bu seçimde halkımız faşizme iyi bir gol atacak merak etme.”
Günter Wallraff’a: Hapiste olmamın bir nedeni de sensin
Zaman zaman esprili cevaplar da veren Demirtaş, Almanya’da Türkiye’den gelen maden işçilerinin çalışma koşullarını anlatan ‘En Alttakiler’ kitabının yazarı Günter Wallraff’ın sorusuna yanıtında, “Hapiste olmamın bir nedeni de sensin, bir de Tolstoy, Marx, Balzac, Ahmedê Xanî, Lenin, Che, Dickens, Nazım Hikmet, Ahmed Arif!” dedi.
Demirtaş, soru gönderen herkesle ‘özgür günlerde görüşebilmeyi’ diledi, yanıtlarını “Bildiğim tek Almanca cümle ile bitireyim: Ich liebe dich (Sizi seviyorum)” diyerek noktaladı.