Depremden etkilenen illerin Afet Risk Azaltma Planı raporları yıllar öncesinden hazırdı. Felaket “geliyorum” dedi. AFAD’a ait raporlarda denetimsiz kaçak binaların yanı sıra imar affı da tehdit unsuru olarak sayılıyor.
6 Şubat’ta meydana gelen depremler Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Kilis, Osmaniye, Gaziantep, Diyarbakır, Malatya, Şanlıurfa ve Adana’da büyük yıkıma yol açtı.
Binlerce kişinin öldüğü illerin hepsinin de İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) raporları 2019-2021 yılları arasında hazırlanmıştı. Bu raporlar felaketin gerçekleşeceğini yıllar öncesinden haber veriyordu.
İçişleri Bakanlığı’na bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından hazırlanan ilk İRAP raporu Kahramanmaraş’a aitti. Türkiye Afet Risk Azaltma Planı (TARAP) çerçevesinde 2020 tarihli raporda kentte 7,5 büyüklüğünde bir deprem olacağı öngörülmüştü. Raporda üç yıl önce yapılan tespitler 6 Şubat’ta tamamen gerçekleşti.
Hatay: Ruhsatsız yapılar var, ulaşım master planı yok
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde, resmi verilere göre en az 38 bin 44 kişi yaşamını yitirdi.
En fazla can kaybı Hatay’da oldu. Hatay’ın İRAP raporu 2021’de tamamlanmıştı. Raporda, 130 yıldır büyük bir depremin olmadığı bölgenin yıkıcı deprem tehlikesi altında olduğu belirtiliyor.
Özellikle Antakya-Samandağ çöküntü alanı ve çevresinin depremsellik açısından aktif olduğuna dikkat çeken raporda, Doğu Anadolu Fay Zonu ve Ölü Deniz Fay Zonu’nun Amik Ovasında birleştiğine, Antakya, Yayladağı ve Samandağ’a kadar uzanan fay kollarıyla Akdeniz içerisindeki fayların ilin en önemli deprem kaynakları olduğuna işaret ediliyor.
Muhtemel senaryoda 5,5, en kötü senaryoda 7,5 büyüklüğünde bir deprem öngörülürken, Hatay’da sıvılaşma riskinin yüksek olduğu alüvyal zeminde yapılaşma olduğuna dikkat çekiliyor.
İRAP kapsamında yapılan çalıştayda; imar barışı sonucu oturum izni alan binaların depreme dayanım koşullarını sağlayıp sağlamadığının bilinmediği de itiraf ediliyor. Hatay’ın ulaşım master planının olmadığı, ilde ruhsatsız yapıların bulunduğu, zemin etüt laboratuvar sayısının yetersiz olduğu da raporda yer alıyor.
Yapıların deprem dayanıklılık testlerinin ücrete tabi olması ve yaptırılmasının vatandaşın isteğine bırakılması da riskli bulunurken, sanayi bölgelerinin deprem açısından riskli bölgelerde bulunması, ekonomik ömrünü yitiren binalar ve 1998 öncesi yapılan yapılara yeterli analizlerin yapılmamış olması, Afete Maruz Bölge içerisinde yapılaşmaların olması ve bu yapıların yıkılmaması, ikincil afetlere sebebiyet verecek tesislerin varlığı tehdit olarak değerlendiriliyor.
Adıyaman: Karar vericilerin imara açtığı alanlar uygun değil
2021 tarihli Adıyaman İRAP raporunda da ildeki fayların 7’den daha büyük deprem yaratabilecek nitelikte olduğu vurgulanıyor. Tarihsel ve aletsel dönem kayıtlarına göre Doğu Anadolu Fay Zonu’nun ilde çok sayıda yıkıcı depreme yol açtığı uyarısı yapılıyor.
Raporda Samsat merkezli 5,5 ve Gölbaşı merkezli 7,4 büyüklüğünde deprem senaryoları ele alınıyor.
Bu senaryolarda kentsel dönüşümdeki yavaşlık, karar vericilerin imara esas etüt sonuçlarını değerlendirmeden alanı imara açmaları, uygun zemine yapılmayan çok katlı ve ruhsatsız-denetimsiz binalar olması tetikleyici unsurlar arasında sayılıyor.
Raporda şehir bağlantılı yolların kısıtlı olması, depremde köprülerin yıkılarak çevre illerden yardımların aksaması da tehditler arasında sayılıyor.
Kentteki mevcut kamu hastanesinin yıkılması halinde sağlık hizmetlerinde aksamaya yol açacağı belirtiliyor. Deprem hasar riski en yüksek mahallelerde 7 bin 279 adet binada yaşayan 59 bin 421 kişi bulunduğu bilgisi veriliyor.
Kilis: Şehirleşme tarım arazileri üzerinde
Kilis için de durum farklı değil. 2021 tarihli raporda Kilis merkezli 6,9, Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7,5 büyüklüğünde iki deprem senaryosu var.
Kilis merkezli olası depremde 183 binanın yıkılacağı öngörülüyor. Pazarcık merkezli deprem senaryosunda ise Kilis merkez ve köylerinde can ve mal kayıplarının olacağı, ulaşım ve iletişim hatlarında zararlar meydana geleceği belirtiliyor. Pazarcık merkezli olası deprem sonucu 268 binanın hasar alacağı tespiti yapılıyor.
Raporda Kilis ili merkezinde sokak ve mahalle bazında yapı stok durumu ile ilgili olarak hiçbir bilgi yer almadığı uyarısı yapılıyor.
Yapı stokunun eski olduğu belirtilen ve alüvyal zemin uyarısı yapılan raporda, şehirleşmenin tarım arazileri üzerinde olması ve yeraltı sularının atık sularla kanalizasyon sularına karışmasını önleme çalışmaması olmaması tehditler olarak sıralanıyor.
Diyarbakır: “İmar affına son verilmesi elzemdir” tespiti
2021’de yayınlanan Diyarbakır raporunda ise 7,2 büyüklüğünde bir depremde altyapı sistemlerinin zarar göreceğini öngörülüyor.
Yapı stokunun kötü olduğu, yapıların mühendislik hizmeti almadan yapılması nedeniyle yer seçimlerinin yanlış olduğuna işaret edilen raporda “İmar affına son verilmesi elzemdir” tespiti de yer alıyor.
Denetim mekanizması ile ilgili sorunlar olduğuna işaret edilen raporda, “zemin ve temel etüt raporları standartlara uygun yapılmalı, riskli alanlar imara açılmamalı, bilimsel normlara dayalı yer seçimi yapılmalı, İmar Planı’na altlık teşkil eden jeolojik-jeoteknik etütler yapılmalı, ada ve parsel bazlı tüm yapılaşmalarda mühendislik hizmeti almayan hiçbir uygulamaya ruhsat verilmemeli” uyarıları yapılıyor.
İRAP kapsamında yapılan çalıştay tarafından hazırlanan şubat ayında 4,3 şiddetinde deprem senaryosunda ise soğuk hava koşulları sebebi ile dışarıda mağduriyet yaşanacağı, belediye kontrolü dışında yapılan yapıların zarar görebileceği belirtiliyor.
Gaziantep: Kentsel dönüşüm afet riski önceliğine göre değil
2021 tarihli Gaziantep raporuna göre ili etkileyecek depremlerin büyüklüğü 6,4 ile 7,5 arasında değişiyor.
7,5 büyüklüğündeki Pazarcık merkezli olası deprem senaryosunda Gaziantep İlinin tüm ilçelerinde ağır hasarlı binaların meydana geleceği belirtiliyor.
Raporda yapı stokunun büyük kısmının ruhsatsız ve eski olduğu, zayıf zeminlerde önemli bir nüfusun bulunduğu, dar gelirlinin kaçak yapıya yöneldiği, imar barışının bu anlamda tehdit oluşturduğu, kentsel dönüşüm yapılacak alanların afet riski önceliğine göre belirlenmediği tespitleri yer alıyor.
Yapıların inşaat aşamasında yeterince kontrol edilmediği ifade edilen raporda, birçok mühendis ve müteahhidin deprem tehlikesi konusunda bilgi sahibi olmadığına da yer veriliyor.
Sıvılaşma riskine dikkat çekilirken, Gaziantep’teki üniversitelerde Jeoloji Mühendisliği, Jeofizik Mühendisliği gibi yer bilimleri ile ilgili bölümler olmadığı ve çok sayıda fabrikanın dolgu zemin üzerine yapıldığı uyarısı da var.
Adana: Kaçak ve denetimsiz yapılaşma var
Adana için 2021’de tamamlanan İRAP raporunda da Ceyhan, Yumurtalık, İmamoğlu, Seyhan ve Yüreğir ilçeleri mevcut yapı stoğu ve fay hatlarına yakınlıklarından dolayı deprem afetinden muhtemel zarar görebilecek ilçeler olarak sıralanıyor.
Raporda 6,5 büyüklüğünde olası bir deprem senaryosunda, olayın afete dönüşmesinin nedenleri arasında kaçak ve denetimsiz yapılaşma, mevcut yapılaşmanın sağlam olmaması, yerleşim açısından yanlış yer seçimi, taşıyıcı sistemlerde mülk sahipleri tarafından yapılan tahribat yer alıyor.
Sıvılaşma riski olan yerlerde yapılaşmanın yoğun olduğu belirtilen raporda, kentsel dönüşümün bina bazında ve zemin özellikleri dikkate alınmadan yapıldığı, ildeki müteahhitlerin teknik anlamda yetersiz olduğu uyarısı yapılıyor.
Raporda, sanayi alanlarının riskli alanlarda yapılması, kaçak yapılar ve ekonomik ömrünü dolduran binalar olması, deprem yorgunu 1998 öncesi yapılan yapılarda insanların ikamet etmesi ili tehdit eden unsurlar olarak değerlendiriliyor.
Malatya: İmar planı havza alanlarına kaydı
2021 tarihli Malatya’ya ait raporda ise Doğu Anadolu Fayı uzanımlarının ili tehdit ettiği belirtilerek bu fay hattı boyunca büyüklüğü 6,7 ile 7,8 arasında değişen birçok deprem geliştiği ve bu depremlerin ağır hasarlara neden olduğu bilgisi veriliyor.
Raporda sıvılaşma riskine dikkat çekilerek imar planlarının havza alanlarına doğru kaydığı, bu alanlarda yapı stoku artarken diğer alanlarda kalan yapıların 1999 öncesine ait olduğu uyarısı yapılıyor.
İl merkezinde mikro bölgeleme çalışmaları tamamlanmış ve yerleşime uygunluk haritası oluşturulmuş olmasına rağmen ilçe merkezlerinin tamamında böyle bir çalışma yapılmadığı ifade ediliyor. Ayrıca ilçe merkezlerinde bina envanter bilgisinin bulunmayışı, yeterli teknik personelin olmaması bir zayıf yön olarak değerlendiriliyor.
Şanlıurfa: Teknik personel yetersiz
Şanlıurfa için 2021’de hazırlanan İRAP raporunda Doğu Anadolu Fay hattında meydana gelebilecek bir depremde Şanlıurfa’nın özellikle bu hatta yakın olan yerleşim yerlerinde yapısal hasarlara neden olabileceği uyarısı yapılıyor.
Tehlike ve risk haritalarının tüm ili kapsayacak şekilde tamamlanmadığı, teknik personelin yetersizliği olduğu belirtiliyor.
Deprem konusuna kent nüfusunun bilinçli bir şekilde hazırlıklı olmadığı, deprem tehdidinin ciddiye alınmadığı ifade edilen raporda, finansal eksiklikler, mevzuat ve yönetmelik sorunları, yer seçimi konusunda kurumlar arası iletişimin olmaması, kontrol ve denetim mekanizmalarının işleyişindeki eksiklikler de ekonomik, politik/yasal açıdan değerlendirilmesi gereken önemli konular olarak sıralanıyor.
Osmaniye’nin 2021’de onaylanan İRAP raporuna ise internet bağlantısı üzerinden ulaşılamıyor.
Kahramanmaraş İRAP raporunda da yeni imar alanlarındaki zemin özelliklerinin zayıf olduğu, sanayi tesislerinin alüvyal toprak alanları üzerinde kurulu olduğu, deprem konusunda kent nüfusunun bilinçli olmadığı, finansal eksiklikler ve mevzuat ve yönetmelik sorunlarıyla birlikte yer seçimi konusunda kurumlararası iletişimin olmadığı, kontrol ve denetim mekanizmalarının işleyişinde eksiklikler bulunduğu uyarıları yapılıyor.
İmar affı nedir?
İmar affı, mülkiyet ve imar sorunu olan, ruhsatsız binaların ya da ruhsatlı fakat imar mevzuatına aykırı olarak eklentiler yapılmış yapıların affedilerek sisteme dahil edildiği düzenlemeleri ifade ediyor.
İmar Barışı olarak adlandırılan bu düzenlemelerle devlete belli bir bedel ödenmesi karşılığında iskân ruhsat ya da yapı kayıt belgesi veriliyor.
Son İmar Barışı düzenlemesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla 8 Haziran 2018’de yayınlandı. Düzenlemeye göre imar mevzuatına aykırı durumlar “ev sahiplerinin beyanı doğrultusunda” kayıt altına alındı. Binanın güvenliğinden bina sahibi vatandaş sorumlu tutulurken, kaçak yapılara Yapı Kayıt Belgesi verildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından paylaşılan resmi verilere göre 2018’de yapılan düzenlemeyle Türkiye çapında 3 milyon 152 bin yapı imar affından yararlandı. Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilediği 10 ilde imar affı kapsamında verilen yapı kayıt belgesi sayısı ise 294 bin 166 oldu.
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE – PELİN ÜNKER