MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasında muhalefeti hedef aldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel‘e “DEM Parti ve Kemal Kılıçdaroğlu” üzerinden yüklenen Bahçeli, “Özgür Bey taşıma suyla değimen dönmeyeceğine göre bu ittifakı kimlerle tesis edeceksiniz? İhanetin ‘DEM’ aldığı bir ittifaka nasıl Türkiye İttifakı demeyi içinize sindireceksiniz? Henüz kendi aranızda katran yüzüne çıkmış ikilikleri aşamamışken Türkiye İttifakı’nı seslendirmeniz kara mizah değil de nedir? Kılıçdaroğlu’nun bütün izlerini silmenin neresi Türkiye İttifakı? Neresi adamlık, neresi vefakârlık? Kürsüde gaza gelip kendi kendini alkışlamayı bırak da yüreğin varsa bunları açıkla. PKK bu ittifakın neresinde?” ifadelerini kullandı.
Bahçeli sözlerinin devamında da Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu‘nun “Sayın Bahçeli, biz de herkes şahit olduğumuz gibi göründük göründüğümüz gibi olduk. Böyle olduğumuz için siyasi ahlak dediğimiz ve davasına başımızı koyduğumuz değerler adına siyasi ahlak mücadelesi verdiğimizde olduğumuz gibi görünmemek ya da göründüğümüz gibi olmamak için sizin peşinde olduğunuz başbakanlık makamını terk ettik ama hep olduğumuz gibi göründük göründüğümüz gibi olduk” sözlerine sert bir dille yanıt verdi. Bahçeli, “Senin özün de halin de kir tutmuş, temizlenmen için kanaatimce epey bir ekmek sarf etme zamanı ve harcamaya ihtiyacın var, parlamenter sistem hakimken cümle alem biliyordu ki eğer başbakanlık arzusuna kapılsaydım koşmama gerek olmazdı! Bir günlük saltanat için binlerce yıllık milli mirası hiçbir çıkarcıya çiğnetmen, kaldı ki sen başbakanlık makamını terk etmedin, isabetli bir kararla kapının önüne tarihi bir tasarrufla bırakıldın! Anlaşılan hâlâ akıllanmamışsın” sözlerini kaydetti.
MHP lideri Bahçeli, Cumhur İttifakı’nda anlaşmazlıkların yaşandığı iddialarına da yanıt verdi. Bahçeli, “Bu bayağı ezberleri tekrar eden köhne zihniyetlere diyorum ki Cumhur İttifakı’nı anlamak ve anlatmak her kişinin harcı değildir hele hele bozguncuların hiç değildir. AKP ve MHP arasında kurulan ahlaki samimi ve milli bağı anlamlandırmak ve hak teslimini yapabilmek için öncelikle izan insaf irade vatan ve millet sevgisiyle yoğrulmuş akıl ve yürek lazımdır” diye konuştu.
Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Sözde aydınları, özü laçkalaşmış siyasetçileri milletimizin gündeminden çekip çıkarmaya mükellefiz”
“Sözde aydınlar, özü laçkalaşmış, öz değerleri lekelenmiş siyasetçileri milletimizin gündeminden çekip çıkarmak için elimizden gelen çabayı göstermekle mükellefiz. bu mükellefiyetin cazibe ve çekim alanından ayrılmayacağız. Vatandaşlarımızın huzur ve güvenliği refah ve esenliği tartışma kabul edilmez yegane gayemizdir. Siyasetin kaygan ve kaypak ilişki ağına tahvil ve teşmil edenlerin ahlak ve etik ihlaline elbette sessiz ve seyirci kalmayacağız. Türkiye’yi risk ve tehditlerle tuzaklanmış meçhul bir akıbete sürüklemeye çalışan hiçbir odağa atıl durmayacağız. MHP sahibi olduğu tarihi misyonun idrakindedir. Milli menfaatlerimize aykırı davranan, milletimizin birliğini bozmaya çalışan her kim varsa onlara karşı duruşumuz sarsılmayacaktır. Cesaretimizin kaynağı tarihimizdir, istiklalimizin kaynağı bu topraklara uzanmış yatan kahraman şehitlerimizdir, irademizin kaynağı da büyük Türk milletidir.
“Türkiye’de hukuken ve siyaseten üstünlüğü olan seçkin bir tabakadan söz edilemez”
“Hep birlikte Türkiye’yiz hepimiz türk milletiyiz. millet olma hali bugüne kadar ulaşılmış en modern, en gelişmiş beşeriyet özelliğidir. Milletimizi oluşturan her vatan evladı bir ve eşittir. Türkiye’de sınıflı bir toplum yapısı yoktur; imtiyazlı bir azınlıktan, seçkin bir zümrenin hakimiyetinden, hukuken ve siyaseten üstünlüğü olan seçkin bir tabakadan söz edilemez. Milletimizin her ferdi kanun önünde aynı haklara sahiptir.
“Mersin’de DEM’lenmiş CHP’ye ruhsat yoktur”
“Hiç kimse boş hayale kapılmasın yanlış hesap yapmasın Mersin bizim Türkiye hepimizindir. Mersin’de DEM’lenmiş CHP’ye ruhsat yoktur. 31 Mart 2024’te mersin Büyükşehir ve tüm ilçe belediyeleri Cumhur İttifakı yönetimine geçecek, diğerleri sadece nal toplayacaktır.
“31 Mart’ta hepsinin bileğini sandıkta bükeceğiz”
“Varsın birileri bölücüleri, teröristleri, yedi düveli yanına alsın. Varsın birileri iftira ve yalan rüzgârından medet umsun. Varsın birileri utanmadan, sıkılmadan, vicdanı sızlamadan parti parti dolaşsın, hatta devşirilsin, DEM’lensin, siyasi fırıldağa dönüşsün. Hiç fark etmeyecek, hiç dert ve hiç sorun olmayacaktır. Çırpınışları boşuna, hevesleri beyhudedir. 31 Mart’ta hepsinin bileğini sandıkta bükeceğiz. Alayının hesabını demokrasinin imkanlarıyla göreceğiz. Yerel yönetimleri muhannete muhtaç etmeyeceğiz. Biz garibin, mazlumun, bağında, bahçesinde, bostanında ter dökenin, emek verenin yanında olacağız. Camide, cemevinde, duada, dilekte, gönülde, kalpte, Anadolu’nun her yerinde insanımızla kucaklaşacağız. Caninin, eşkıyanın, bölücünün, demokrasi ve özgürlük kamuflajına bürünmüş düşman beslemelerinin de sonuna kadar karşısında dimdik duracağız.
Özgür Özel’e: Türkiye ittifakını telaffuz etmesi nafile bir gayrettir, DEM’lenmek CHP yönetimine hiç iyi gelmemiş
CHP Genel Başkanı’nın Türkiye ittifakını telaffuz etmesi nafile bir gayrettir. Millet ittifakı olmadı, şimdi de Türkiye ittifakı mı kuracaklar? Zillet tutmadı, ittifakın çatı ismi olarak Türkiye’yi mi kullanacaklar? Gördüğümüz kadarıyla DEM’lenmek CHP yönetimine hiç iyi gelmemiş, şuurunu kaybetmiş, siyasi aklını hepten tüketmiştir. Azgın Türkiye muhalifleriyle Türkiye ittifakı oluşturma gayesi bu sefalet yuvalarının iflah olmaz perişanlığını teyit etmekle kalmamış, aciz ve acınası siyasetlerini de tamamıyla deşifre etmeyi sağlamıştır. Özgür Bey, taşıma suyla değirmen dönmeyeceğine göre, bu ittifakı kimlerle tesis edeceksiniz? İhanetin dem aldığı bir ittifaka nasıl Türkiye ittifakı demeyi içinize sindireceksiniz? Henüz kendi aranızda katılaşmış ihtilafları ve katran gibi yüzeye çıkmış ikilikleri aşamamışken Türkiye ittifakını seslendirmeniz kara mizah değilse nedir?
“Kılıçdaroğlu’nun bütün izlerini silmenin neresi Türkiye ittifakı? Neresi adamlık? Neresi vefakarlık?”
Sayın Kılıçdaroğlu’nun bütün izlerini silmenin, neredeyse ismini ananı kapının önüne bırakmanın neresi Türkiye ittifakı? Neresi adamlık? Neresi vefakarlık? Kürsüde gaza gelip kendi kendini alkışlamayı bırak da yüreğin varsa bunları açıkla.PKK bu ittifakın neresinde? Yanında mı, yöresinde mi, yedeğinde mi? DEM’cilere hayranlığın, devamlı savunman, onları allayıp pullaman, el etek öpmen sırf ittifak için mi? Yoksa bilmediğimiz başka sakıncalı, sakat ve sancılı ilişki ve irtibatların da var mı? İhanetin ittifakı değil, ancak ve ancak imhası olur. Bizden söylemesi, Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Allah’ın inayetiyle ihanetin kökünü kurutacak, bu kapsamda hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmayacaktır.
“DEM’lenmiş CHP, açık veya gizli ortakları Türkiye’nin karşısında, biz sonuna kadar yanındayız”
“Bilinmelidir ki, DEM’den medet umanların sonu sandıkta hüsrandır. DEM’lenmiş CHP, açık veya gizli ortakları Türkiye’nin karşısında, biz sonuna kadar yanındayız. Bunlar doğal gaz ve petrol keşiflerinin karşında, biz yanındayız. İlk yerli ve milli otomobil TOGG’un karşısında, biz yanındayız. Savunma sanayimizin göz bebekleri olan Hürkuş’un, Milli Muharip Uçağı Kaan’ın karşısında, biz yanındayız. Bayraktar şirketinin, İHA ve SİHA’ların, TCG Anadolu’nun ve Kızılelma’nın karşısında, biz yanındayız. Biz Cumhur İttifakı’yız. Biz hep birlikte Türkiye’yiz. Cumhur Bizim, Türkiye Hepimizindir. DEM’lenmiş CHP, DEVA, Serok ve diğerleri İmralı canisinin, teröristbaşı Gülen’in, PKK’nın, Firavun’un, müstevlilerin, sömürgecilerin hizasındadır. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı ise mazlumların, gariplerin, emeklilerin, çiftçilerin, işçilerin, esnafların, ülkemizi büyütme, geliştirme ve zenginleştirme mücadelesi veren herkesin arkasındadır
Ahmet Davutoğlu’na “başbakanlık” yanıtı
Geçmişini inkar eden ve geleceği de karanlıktan ibaret olan siyasi müfterilerin nasıl komik durumlara düştüğünü, söyleyecek bir şey bulamayınca yalanlara nasıl sığındığını yakında izliyor ve şahit oluyoruz. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun geçen hafta grup toplantısında yapmış olduğu hezeyan dolu konuşmanın bir yeri oldukça dikkatimi çekti. Bizzat şahsıma yönelik demişti ki; “sizin peşinde koştuğunuz Başbakanlık makamını terk ettik, ama hep olduğumuz gibi göründük, göründüğümüz gibi olduk.” Gerçekleri çarpıtıp inkara yeltenen Davutoğlu’nun durumunu özetleyen, foyasını ortaya çıkaran mana ve muhteva açısından müessir bir söz vardır ve şöyledir: “Savunulacak bir şeyi kalmayanlar, kendilerini haklı çıkarmak için her şeyi inkar etmeye başlarlar. Öyle inkar ederler ki, gece karanlığında şeytan bile şeytanlığından utanır.” Sayın Davutoğlu, Hacı Bektaşi Veli’nin söylediği gibi, “biz dile ve söze değil, öze ve hale bakarız.” Senin özün de, halin de kir tutmuş, temizlenmen için kanaatimce epey bir emek sarf etmene ve zaman harcamana ihtiyacın var. Parlamenter Sistem hakimken, cümle alem biliyor ki, eğer başbakanlık arzusuna kapılsaydım, koşmama yer ve gerek katiyen olmazdı. Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben diyen bir dava insanı, şartlar oluşmadan, millet takdir etmeden, dolambaçlı yollardan ve sipariş edilmiş hiçbir makama talip olmaz, hiçbir koltuğa tenezzül etmez.
“Doğrudur, 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra Başbakanlık makamı teklif edildi”
Sayın Davutoğlu, masalı bırak, bizi bilen bilir, tanıyan tanır; senin de sicilini ve geçmişini bilmeyen ve tanımayan yoktur. Doğrudur, 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra Başbakanlık makamı hem doğrudan hem de dolaylı olarak bize teklif edildi. Ancak ben siyasi bölücülerin desteği ve Türkiye’nin aleyhine olan bir iktidar yapısını elimin tersiyle itmeyi, nefsimi çiğnemeyi vatan, millet ve şeref görevi saydım, bundan pişman olmadığım gibi aynı durum bugün vasat bulsa yine benzer duruşu cesaret ve hamiyetle gösteririm. Bir günlük saltanat için binlerce yıllık milli mirası hiçbir namerde, hiçbir çıkarcıya çiğnetmem. Kaldı ki sen, Başbakanlık makamını terk etmedin, bugün daha iyi anlaşılıyor ki isabetli bir kararla tard edildin, kapının önüne tarihi bir tasarrufla bırakıldın. Anlaşılan hala ıslah olmamış, hala akıllanmamışsın. “Hep olduğumuz gibi göründük, göründüğümüz gibi olduk”, sözüne gelince, Sayın Davutoğlu geçelim bunları, kargaların bile güleceği bu klişe ifadene ne itibar edecek ne de ikna olacak bir Allah’ın kulu zannederim yoktur ve kalmamıştır.
“Cumhur İttifakı’nda çatlak” iddialarına yanıt
“Günlerdir, muhalefet partileri ve kimi köşe yazarları Cumhur İttifakı’nda sorun yaşandığını, partiler arasında anlaşmazlıkların derinleştiğini iddia ediyorlar. Devamlı çalı dibi yoklayıp, davulun kasnağına vuruyorlar. Gündeme yansıyan bazı meselelerle ilgili görüş ayrılıkları olduğunu, nevzuhur bir güç mücadelesinin gittikçe sertleştiğini söylüyorlar. Bu bayağı ezberleri devamlı tekrar eden kötürüm çevrelere ve köhne zihniyetlere diyorum ki, Cumhur İttifakı’nı anlamak ve anlatmak her kişinin harcı değildir, hele hele bozguncuların hiç değildir. AK Parti ile MHP arasında kurulan ahlaki, samimi ve milli bağı anlamlandırmak ve hak teslimini yapabilmek için öncelikle izan, insaf, irade, vatan ve millet sevdasıyla yoğrulmuş akıl ve yürek lazımdır.
“Netenyahu, Uluslararası Adalet Divanı kararını çirkin olarak yorumlayıp ateşkes kararı çıkmadığını ileri sürmesi ilkel bir saptırmadır”
“Uluslararası Adalet Divanı’nın Güney Afrika’nın başvurusuyla harekete geçmesi, bu ülkenin kararlı ve tavizsiz tutumu elbette her türlü takdirin üstündedir. Türkiye’nin bu sürece çok ciddi destek verdiği ortadadır. Ülkemizin bölge barış, huzur ve istikrarın temini konusunda ısrarlı ve inançlı temasları, Gazze’de insanlığın yanında yerini alması ve mazlumlara tercüman olması imrenilecek bir diplomasi başarısıdır. Güney Afrika’nın, Filistin savunmasında etkili rol oynaması, İsrail’in sanık sandalyesine oturtulmasına hizmet etmesi, dünya çapında insanlık değerlerinin hala ortaklaşa benimsendiğine işaret etmektedir. İsrail ile Filistin arasında acilen ateşkes ilan edilmelidir. Netenyahu, Uluslararası Adalet Divanı kararını çirkin olarak yorumlayıp ateşkes kararı çıkmadığını ileri sürmesi ilkel bir saptırmadır. Divan, yargısal işlem yapmaktadır. Bir suçun işlenip işlenmediğini değerlendirmektedir. Bu nedenle Uluslararası Adalet Divanı’nın ateşkes çağrısında bulunmaması beklenen ve doğal bir durumdur. Zulmün sonucu yoktur, zalimlerin sonu yoktur. Zulümle abad olanın akıbeti ise korkunçtur. İsrail, İslam coğrafyasının bağrına saplanmış paslı hançerdir. Bu hançerin çekip çıkarılması, aynı zamanda başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve 1967 sınırları temelinde siyasi ve toprak bütünlüğünü sağlamış bir Filistin devletinin kurulması sadece Ortadoğu’ya değil, dünyaya rahat bir nefes aldıracaktır.
“Coni insandır da, Mehmedimiz insan değil midir?”
ABD’nin İsrail’in kanlı saldırıları karşısında vicdan muhasebesi yapması, haktan ve hukuktan yana tavır alarak iki devletli çözüm için çaba göstermesi samimi dileğimizdir. Haksızlığın müdafaasını yapmanın hukuk, adalet, demokrasi ve özgürlük değerleriyle hiçbir bağ ve bağlantısı olamaz. ABD’nin küresel barış ve huzuru aşırı tehdit eden bir noktaya gelmesi, dahası farklı coğrafyalarda hakimiyet mücadelelerine girişerek pek çok ülkenin siyasi ve toplumsal yapısını karıştırması sürdürülebilir değildir. Tarihte küresel güce erişmiş hiçbir devlet, bulunduğu ve tutunduğu mevkii uzun müddet koruyamamıştır. ABD artık iniştedir, içten çözülmektedir, komşu coğrafyalardan derhal çekilmek, terör örgütleriyle yakın ilişki ve irtibatlarını kesmek zorundadır. Dün Ürdün’ün kuzeydoğusunda ABD’ye ait bir askeri üsse insansız hava araçlarıyla saldırı yapılmış, 3 Amerikan askeri ölmüştür. Biden ise misilleme sözü vermiş, ABD yönetiminden İran’a karşı intikam sesleri yükselmiştir. Mehmetlerimiz şehit edilirken sesi çıkmayanların, üstelik hunhar terör eylemlerini teşvik edenlerin şimdilerde savaş tamtamı çalmaları vahim bir ikiyüzlülüktür. Coni insandır da, Mehmedimiz insan değil midir?
“F35’ler için ödediğimiz para da iade edilmeli”
“İsveç’in NATO’ya katılımıyla birlikte 40 adet F16 uçağı ve 79 adet modernizasyon kitinin onay işlemi bir an evvel tamamlanmalı F35’ler için ödediğimiz para da iade edilmelidir. 16 Ocak 2024 tarihindeki grup konuşmamda kullandığım gibi Amerika vatandaşları ABD’ye sahip çıkmalıdır. ABD vatandaşları hem kendi hem de dünyanın geleceği açısından ülkelerini vicdani ve insanı bir çizgiye çekmelidir. Türkiye’yi bölmek ve parçalamak için sevk edilen bölücü terör örgütünün arkasında ABD vardır. ABD’nin kendi içindeki operasyon döneminin fitili tutuşmuştur. Şimdi ABD kendi içinde kaynamaktadır. Teksas merkezli krizin eyaletler arasındaki krizi keskinleştirmektedir. Bu dünya yapma etme bulma dünyasıdır.
ABD ve iç çatışma
“Mazlumların gök kubbede çınlayan ahları hiçbir zalimin yanına kalmayacaktır. Geleceğin dünyasında küresel güç kayması yaşanacak, yeşeren ve yükselen Türk Devri güvenlik, istikrar, barış ve adaletin burcu olarak sivrilerek insanlığın huzur limanı haline gelecektir. Trump’ın, Cumhuriyetçilerin yönetimi altındaki eyaletlerden Teksas’a ulusal muhafız gönderilmesini istemesi, ABD’nin yeni bir iç çatışma ortamına düşme riskini de kuvveden fiile çıkarmıştır. Biz onlar gibi olamayız, fırsatçılık yapamayız, beter olsunlar diyemeyiz, bu itibarla ABD’yi aklıselime davet ediyor, sorunların sabır, sükûnet, sağduyu ve soğukkanlılıkla çözümünü tavsiye ediyoruz. Ancak yakın vadede görür müyüz bilemem, ama günün birinde ABD’nin sosyal ve siyasal dokusuna nüfuz eden kuzey-güney ihtilafının tekrar nüksetmesiyle eyaletlerin arka arkaya bağımsızlık ilanlarına insanlık elbette şahitlik edecektir. Herkesin bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı vardır ve açık hesap bu dünyada görülecektir.”