6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlere geç müdahale edilmesi ve afet yönetim sürecinde yaşanan aksaklıklar, AKP iktidarına son zamanlarda yöneltilen en sert eleştirilerin başında geliyor.
Depremlerin en çok etkilediği 10 şehirde yaşayan afetzedelerin eleştirilerinin ve hükümetin afeti yönetme şeklinin seçmen davranışını nasıl etkileyeceği merak ediliyordu.
Seçimlerin genel sonuçlarına bakıldığında AKP’nin 2018’e göre oyu beş puan azaldı.
Ancak Cumhur İttifakı Meclis’te yine çoğunluğu sağladı.
Deprem bölgesindeki şehirlere baktığımızda, her ne kadar oy oranı düşse de AKP, Diyarbakır dışındaki her şehirde birinci parti.
Independent Türkçe Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek’e göre bunun en büyük sebebi, seçmenin tepki oyu vermek yerine ekonomik beklentilerle sandığa gitmesi.
Kendisi de Adıyamanlı olan ve deprem sırasında bölgeden haber yapan gazeteci Çiçek, “Genel gördüğümüz şey şu, insanlar kendilerine verilen sözlerin riske girmesini istemedi. Çünkü evleri yıkıldı ve hükümet tarafından kendilerine söz verildi” diyor.
‘Millet İttifakı’nı alternatif olarak görmüyorlar’
Siyaset bilimci Prof. Ali Çarkoğlu ise “’Deprem oldu, ekonomik kriz gerçekleşti, o zaman insanlar Erdoğan’ı cezalandırır’, öyle değil bu işler” yorumunu yapıyor:
“Bugünden yarına nasıl bir hayat süreceklerini bilmiyorlar; kendilerine güvence veren bilgiyi aradıklarında Millet İttifakı ve Kılıçdaroğlu’nu böyle bir yardım yapabilecek pozisyonda görmüyorlar. Ellerinden tutabilecek bir alternatif olarak görmüyorlar, ve bunu görmemelerinden ötürü onları suçlayamazsınız.”
Özellikle son haftalarda basın kuruluşlarında deprem bölgesinin farklı şehirlerinde “hızla yükselen kalıcı konutlara” dair görüntüler yer alıyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 10 Mayıs’ta deprem bölgesinde 144 bin konutun inşasına başlandığını aktarmıştı.
Şehir planlama uzmanları, afet bölgesinde yeni yerleşim yerlerinin hızla inşa edilmemesi uyarısında bulunuyor.
Diğer yandan konutların ücretsiz verilmeyecek olması da eleştirilmişti.
‘Şikayetler milletvekillerine iletildi’
Gazeteci Nevzat Çiçek, Diyarbakır dışındaki deprem bölgesindeki şehirlerde genel olarak AKP’nin ve sağ siyasetin çok güçlü olduğunu, son seçimlerde de bunun çok fazla değişmediğini söylüyor.
Depremzedelerin afetle ilgili şikayetlerini sahada çalışan milletvekillerine ilettiğini belirten Çiçek, “Şöyle bir algı oluştu, ‘Acaba diğerleri gelirse bunu yapabilirler mi yapamazlar mı’, karşı tarafta ise ‘Ben bunu bir sene içinde yaparım’ diyen bir söz vardı. Bunu riske etmek istemediler” diyor.
Diğer yandan başka şehirlerde oy kullanan depremzedelerin hangi partiye ya da adaya oy verdiğini ölçmek mümkün değil.
Bazı depremzedeler ise ikametgahlarını göç ettikleri şehirlere aktaramadıkları gibi deprem bölgesine geri dönüp, oy da kullanamadı.
‘Algıyı güzel yönettiler’
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Şule Özsoy Boyunsuz, başka yerlerden gelen yardımların da AFAD çatısı altında dağıtıldığını vurguluyor.
Boyunsuz, “Yardımlar ulaştırılırken merkezi hükümet hep veren el oldu, o algıyı güzel yönettiler” yorumunda bulunuyor.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, yıkık veya ağır hasarlı binalardan eşyalarını alamayan depremzedelere 30 bin lira nakdi destek verileceğini açıklamıştı.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), ağır hasarlı binaların ev sahiplerine karşılıksız 13 bin lira, ağır hasarlı binaların kiracılarına ise 5 bin lira yardım yaptı.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yardımlar için 100 milyar liralık kaynak ayrıldığını duyurmuştu.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE – ÖZGE ÖZDEMİR