Depremin ardından Adıyaman’a gönüllü koşan, ancak ‘izinsiz’ gittiği gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan aile hekimi Dr. Sosın Fisli de ‘iyi hal belgesi’ alarak yurt dışına göç için ilk adımını attı. Fisli Almanya’ya gitmeye hazırlanıyor.
Hekimleri tüketen ağır, güvensiz ve güvencesiz çalışma ve yaşam koşulları yurt dışına göçe yol açıyor. 2023’ün ilk dört ayında toplam 881 hekim, gidecekleri ülkelere sunmak üzere Türk Tabipleri Birliği’nden (TTB) iyi hal belgesi talep etti. 2012’de sadece 59 hekim iyi hal belgesi için başvurmuştu. 2013’de 90, 2014’de 118, 2016’da 245 hekim iyi hal belgesi istemişti. 2017’den itibaren başvurularda ciddi bir ivme yaşandı. 2017’de 482, 2018’de 802, 2019’da 1057, 2020’de 931, 2021’de ise 1405 hekim söz konusu belgeyi talep etti. Geçen yıl belge için başvuranların 1341’i pratisyen, 1344’üyse uzman hekimdi. Hekimler, farklı Avrupa ülkeleri, Kanada, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar’a göçüyor.
Fisli, Diyarbakır 112 birimi, Lice’nin köylerinde aile hekimi olarak çalıştı. Daha önce de Almanya’ya giden Fisli, ailevi sebeplerden geri döndü. Datça Devlet Hastanesi’nde çalıştı. Sağlık sorunları nedeniyle İstanbul’a tayin olunca da önce Adalar Toplum Sağlığı Merkezi’nden çalıştı. Arkasından Heybeliada’nın tek aile hekimi oldu. Kısa zamanda hastaları tarafından çok sevildi.
Peş peşe yıkıcı depremlerin yaşandığı 6 Şubat’ta ilk olarak Diyarbakır’daki ailesini aradı. Yaşıyorlardı, evleri hasar görmüştü ve kış koşullarında dışarıdaydılar. Hemen deprem bölgesine gitmek için gönüllü oldu. Önce Diyarbakır’a görevlendirme talep etti. Başka yere göndermeleri de kabulüydü.
Koordinasyonsuzluğu bizzat yaşadı
Koordinasyonsuzluk ve başka nedenlerle o gün yola çıkamadı. Ertesi günü Toplum Sağlığı Merkezi’ne görevlendirme olurunu almak için gitti. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün çok yoğun olduğu, gönüllülerin gittiği, ‘olur’ yazılarının arkalarından yazılacağı söylendi. Aynı nedenlerle o gün de deprem bölgesine geçemedi. İstanbul Tabip Odası’nın (İTO) gönüllü listesine 6 Şubat’ta adını yazdırmıştı. Odanın bağışlarla aldığı karavan ve bir grup sağlıkçıyla 8 Şubat’ta, Adıyaman’a doğru yola çıkabildi. Bu arada odanın görevlendirme yazısını ilçe sağlık müdürlüğüne iletti. İlçedeki görevliler, il sağlık müdürlüğüne yazı yazdıklarını söyledi. Ancak 9 Şubat’ta hastaları arayınca, gerektiği gibi yerine hekim görevlendirilmediğini, hakkında tutanak tutulduğunu öğrendi. Adıyaman’dan Diyarbakır’a geçmekti niyeti. Ama Adıyaman’ın halini görünce ailesini de görmeyi gitmedi, orada kaldı.
Gönüllü hekimliği soruşturulunca istifa etti
Ancak deprem bölgesine izinsiz gittiği iddiasıyla Sağlık İl Müdürlüğü soruşma açmakta gecikmedi. Pandemi döneminde çalışmalarından ötürü, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya imzalı başarı belgesi sunulan Fisli, deprem bölgesine koşmasından ötürü cezalandırılmayı sindiremedi. İstifa etti. Soruşturmadan ve istifadan haberdar olan Adalı hastaları, bir imza kampanyası yaptı. Soruşturmanın düşürülmesi için kısa sürede 1500 imza topladı. Fisli hastalarının sahip çıkması ve ısrarıyla istifasını geri çekti.
Ancak gerek deprem bölgesinde tanık oldukları ve yaşadığı cehennem, çaresizlik duygusu gerek dönüşte açılan soruşturma ve gerekse aile hekimliği pratiğindeki sorunlar nedeniyle Fisli de binlerce meslektaşı gibi bir başka yol aradı. Almanya, kendi deyimiyle ‘B planı’ydı. Buradan kabul alan Fisli, TTB’den iyi hal belgesi aldı. Vize için başvurdu. Halen Almancasını güçlendirmeye çalışıyor.
Diken’e konuşan Fisli, “Bu bir politik soruşturma. Adıyaman’da olduğumu, İTO ile gittiğim biliniyordu. Hangisi suç? Deprem bölgesine gitmem mi? İTO ile gitmem mi? Kaldı ki ben de depremzedeyim” diye konuştu.
‘Başka seçenek bırakmıyor’
Fisli hakkında daha önce de soruşturmalar açılmış. Kah üyesi olduğu sendikanın iş bırakma eylemine katıldığı, kah önceki aile hekimi bağışlanan eşyaları götürünce birim eşyasız kaldığı, kah ‘nizami’ olmayan tabela yüzünden … Hatta en son denetimde koltuklarda kedi tüyü görülmesi de sorun olmuş. Fisli, “Bu açılan soruşturmalar, gitmeye zorluyor. Başka bir seçenek bırakmıyor” dedi.
Fisli’nin halen 3 bin 750 kayıtlı hastası var. Ancak adada başka bir sağlık kurumu bulunmadığı için yeri gelince 112 gibi çalışıyor, acil müdahaleler yapıyor. Hasta nüfusunun yaş ortalaması yüksek. Hastaları kışın yaşadıkları yerlerden ona geliyor. Adadaki askerler de aile sağlığı merkezinden hizmet alabiliyor.
‘5 dakika bile ayıramıyorum’
Mevcut koşullarda hekimliği icra etmenin çok güç olduğunu belirten Fisli, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Bugün öğleye kadar 60, dün toplam 120 hasta başvurdu. Bunlar rakam değil, insan! Ben de insanım! Hastama 5 dakika bile ayıramıyorum. Yapmak istediğim hekimlik bu değil. İnsan hayatıyla uğraşıyoruz. Almanya’da hekimlik yapan arkadaşıma soruyorum, ‘7 hasta geldi’ diyor. Psikolojik savaş, baskı, iş yükü beni çok yoruyor. Sürdürülebilir bir şey değil. İkinci bir aile hekiminin görevlendirilmesini yazıyla talep ettim. Görevlendirme yapılmadı. Hekimliği 08.00-17.00 arasında yapılan bir meslek olarak görmem. Hastalarım için her zaman ulaşılabilirim. Tuvalete gidecek zamanım olmuyor bazen. Hemşire izne ayrıldığında bile yerine hemşire görevlendirilmiyor. Bu yaşanılabilir bir hayat değil. Mobbinge maruz kalıyorum. Ciddi ağrılar, tükenmişlik nedeniyle ocaktan itibaren de ayrılmak istemiş, istifa dilekçesi vermiştim. Yine hastalarımın yine ısrarı üzerine geri çekmiştim. Şimdi soruşturmanın sonucu bekliyorum.”
KAYNAK: BBC TÜRKÇE – MESUDE ERŞAN