Seçimlere kısa süre kala deprem bölgesinde enkaz kaldırma çalışmaları durdu. Enkaz kaldırma çalışmalarının hurda demir karşılığında özel şirketlere verildiği iddiası ise tartışma yarattı.
Türkiye, 14 Mayıs seçimlerine giderken deprem ikinci plana düştü. Ancak deprem bölgesindeki sorunlar halen devam ediyor. Enkaz çalışmalarının durma noktasına gelmesi ve hasarlı binaların yıkımı sırasında ortaya çıkan hurda demirin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından enkaz kaldırma karşılığında özel şirketlere verildiği iddiası bunlardan bazıları.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 3 Nisan tarihli raporuna göre, Kahramanmaraş merkezli depremler sonucunda 99 bin 607 bina yıkıldı. Toplam yıkık, acil yıkılacak, ağır ve orta hasarlı bina sayısı ise 313 bin 156 olarak tespit edildi. Bu binalardaki konut sayısı ise 712 bin 81 oldu. Depremin en ağır etkilediği kentlerden Hatay’da ise 13 bin 392 bina yıkıldı. Yani 40 bin 343 bağımsız bölüm depremle birlikte yerle bir oldu. Toplam yıkık, acil yıkılacak, ağır ve orta hasarlı bina sayısı 99 bin 475, bağımsız bölüm sayısı ise 333 bin 825 olarak kayda geçti.
Depremin ardından üç aydan fazla zaman geçmesine karşın henüz özellikle Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Malatya’da ağır hasarlı binaların yıkımı tamamlanamadı. DW Türkçe’nin geçen hafta izlenimlerde bulunduğu Hatay’ın Antakya, Defne ve Samandağ ilçelerinde yıkık binaların kaldırılması işlemi tamamlanmıştı. Ancak çalışmalar, ağır ve orta hasarlı binaların yıkımına geçilmesi aşamasında durdu. Bölgedeki neredeyse tüm iş makinaları kontak kapatıp alandan çekilirken az sayıda ekip çalışma yapıyordu.
Bu durum, bir dizi soru işaretlerini beraberinde getirdi. DW Türkçe’nin bölgede konuştuğu yerel kaynaklar, yıkımlarla ilgili bir ihale değişikliğinden bahsetti. Ancak kaynaklar, kimsenin bu ihalenin ayrıntısını bilmediğini dile getirdi. İddiaya göre, bakanlık enkazlardan çıkarılan hurda demir karşılığında enkaz kaldırma ihalesini özel şirketlere verdi. Ancak DW Türkçe, ulaşmaya çalıştığı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkililerinden Hatay özelinde yapılan yıkımların neden durduğu ve yeni ihalenin ayrıntılarının ne olduğu sorularına yanıt alamadı.
Deprem bölgesinde enkazlardan çıkarılan hurda demirler ise bölgedeki demir-çelik fabrikalarına götürülüyor.
İMO: Yetkililer bize cevap vermiyor
DW Türkçe’ye konuşan İnşaat Mühendisleri Odası Hatay Şube Başkanı İnal Büyükaşık, ihaleyle ilgili kentte birçok söylenti olduğuna dikkat çekti. “Ödenek olmadığı, yakıt sorunu ve seçimler” gibi nedenlerle yıkımların durdurulduğu iddialarının konuşulduğunu belirten Büyükaşık, “Yetkililere sorduğumuzda bize cevap vermiyorlar” dedi. Enkaz kaldırmayla ilgili birçok sorun olduğunu belirten Büyükaşık, insanların enkazlarından eşyalarını alamadığını kaydederek “Çünkü ihale edilirken, hepsi içinde ihale edilmiş. Enkazlarda ne kaldıysa, ihale edildiği için firmalar bunu hak görüyor” şeklinde konuştu.
Büyükaşık, enkazların kaldırılma şeklinin de yanlış olduğunu vurguladı. Normalde yıkılan binaların enkazlarının yerinde ayrıştırılması, içindeki malzemenin dönüştürülmesi ve taşınırken de branda ile üzerinin kapatılması gerektiğini belirten Büyükaşık, “Burada böyle bir işlem yok. Şu anda yapılan karga tulumda enkazları kaldırma. Tamamen kontrolsüz. Hiçbir hijyen kuralına veya teknik şartnameye uygun olmadan molozlar kaldırılıyor” dedi. Enkazlar kaldırılırken asbest tehlikesi nedeniyle toz çıkarılmaması gerektiğini anımsatan Büyükaşık, ancak bunlara dikkat edilmeden “bir an önce bitsin” mantığı ile yaklaşıldığını dile getirdi.
İnşaat Mühendisleri Hatay Şube Başkanı, yıkımda acele davranılmasının yol açtığı başka sorunlarının ise trafikte can güvenliğinin tehlikeye atıldığını söyledi.
İnal Büyükaşık, ayrıca normalde enkazdan çıkan demirin mülk sahibine ait olduğunu da belirterek Bakanlığın bunu ranta dönüştürdüğünü savundu.
Depremzedelerin evleri ne olacak?
Depremzedeler için yapılacak evler ile ilgili de birçok soru işareti yanıt bekliyor. Özellikle kent merkezinde evi bulunan depremzedelere kentin dışından ev verilmesi halinde, eski yerindeki haklarını kaybedip kaybetmeyeceği sorusu.
İnal Büyükaşık, bu konudaki işleyişi “Bakanlığın açıklamasına göre 15 tane bile eviniz olsa tek bir hak sahipliğiniz oluyor. O evi de borçlandırarak size satıyor. Ancak eski parseldeki yeriniz baki kalıyor. İleride ya imar transferi olup size başka yerden verecekler ya da kamulaştırma yapıp parasını verecekler. Ancak şu anda bununla ilgili bir girişim yok. Kamuoyunu bilgilendirmeye yönelik sağlıklı açıklamalar da yapılmıyor” şeklinde anlattı.
İMO Hatay Şube Başkanı Büyükaşık, hasar tespit çalışmalarının da acele yapılması nedeniyle hatalı sonuçlar çıktığını kaydetti. İnsanların bu konuda mağdur edildiğini belirten Büyükaşık, “Onun dışında gerçekten şu anda bir muamma içindeyiz. Herkesin mülkiyet sorunları merak ediyor. Halk benim evim ne olacak diyor? Bir imar planları yok. Tek yetkili Çevre Bakanlığı. Ama onlardan da açıklama gelmiyor” değerlendirmesini yaptı.
Hatay Barosu suç duyurularında bulundu
Hatay Baro Başkanlığı da depremden sonra kentte yaşananlarla ilgili birçok suç duyurusunda bulundu. DW Türkçe’ye konuşan Hatay Baro Başkanı Hüseyin Cihat Açıkalın, molozların yerleşim yerlerine yakın bölgelere, dere veya deniz kıyılarına, su havzalarına döküldüğünü belirterek “Ortaya çıkan asbest hava ve suyoluyla insanlara zarar verebilir. Depremden daha kötü bir felakete yol açabilir” uyarısında bulundu.
Depremin ardından enkaz kaldırmayla ilgili yapılan ihalelere başta muhtarlıklar olmak üzere çok sayıda itiraz geldiğini kaydeden Açıkalın, “Enkazlar kalkmadan, cenazeler alınmadan ihaleyi alan firmalar söküme başlamak istedi” dedi. Baro olarak da delil tespiti yapılmadan yıkıma itiraz ettiklerini anlatan Açıkalın, “Karot örneği alınmadan açılacak bir davanın ayakları yere basmaz” ifadesini kullandı.
Açıkalın, enkaz kaldırma ve ağır hasarlı binaların yıkımı sırasında çıkarılan demirin parasının, hak sahibine ev yapılırken onun borcundan düşülmesini isteyerek devlete ödenen paranın hak sahiplerine ödenmesini önerdi. Hatay’da zemin etütleri yapılmadan riskli ilan edilen yerlerle ilgili dava açtıklarını da kaydeden Açıkalın, “Bu kadar acele edilecek bir durum değil. Bunun hukuki alt yapısı hazırlanmalıydı. Koordinasyonsuzluk ve bilgilendirme yetersizliği iki temel sorun” değerlendirmesini yaptı.
Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin de yıkımların durmasının nedeninin yeni ihale olduğunu kaydetti. Sözde çalışmaların hemen başlayacağını belirten Çinçin, buna karşılık enkaz kaldırmayla ilgili çok sayıda dava açılacağını kaydetti.
“Enkazdan çıkan demire el konuluyor”
Enkazdan alınan demire el konulmasını eleştiren Çinçin, bu konuda özellikle işyerlerinden şikayet aldıklarını söyledi. “Hadi apartmandan alınan demirin bir mantığı vardır. 15-20 ortağı vardır. Ama münferit işyerlerinden de alınıyor” diyen Çinçin, alınan demirlerle ilgili bir belge verilmediğini ifade etti.
Çinçin, “İnsanların evet, orada demir parasına da ihtiyacı var. Kendi malındaki demire de ihtiyacı var. İşyerlerinden şikâyet çok aldım. Hatta AFAD’ın işyerlerinden hurda demir topladığını biliyorum. Buradaki toplanan demirlerden elde edilecek demir nereye gidecek, harcanacak? Yeni ihale de hurda demir karşılığında verilmiş. Ancak bu vatandaşın hakkı normalde. Olağan bir günde binanı yıksan senindir o demir. Buradaki muğlaklıkların giderilmesi lazım” şeklinde konuştu.
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE – ALİCAN ULUDAĞ