Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, Gelecek- Saadet Grup Toplantısı’nda konuştu. Beyaz gömlekle kürsüye çıkan Davutoğlu, “Bu siyaset destekli soyguna son vermek lazım. Tablonun bir tarafından doları saçına dolayanlar diğer yanında 7 bin 500 lira emekliler.” ifadelerini kaydetti.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu partilerinin grup toplantısından açıklamalarda bulundu.
Davutoğlu gündeminde son günlerde fenomen Dilan-Engin Polat çiftinin kara para aklama suçlamalarına ve futbol dünyasını sarsan fon dolandırıcılığı haberlerine ilişkin konuştu:
Davutoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
“26 Mayıs 2021 tarihinde Gelecek Partisi kurucuları ve yöneticileri olarak Meclis önüne beyaz gömleklerle geldik. Neden mi? Ondan bir müddet önce devletin yetkililerinin “organize suç örgütü” olduğunu ilan ettikleri Sedat Peker’in iddiaları sonrasında İçişleri Bakanı’nın istifasını ve soruşturmaların açılmasını temin etmek için geldik. Eski bir başbakan olarak meclis önünde itildik, tartaklandık. Meclis’e sokulmadık. Ama elhamdülillah bugün Meclis’teyiz.
Mafya liderinden maaş alan milletvekilleri, ihaleler, marinaya çökmeler, devletin zengin ettiği kişiler, kan emici, hazine soyucu bir güruh… İçişleri Bakanı televizyonlara çıktı, cevap vermek yerine “Davutoğlu şunları şunları yapacaktı, bir grup arkadaş onu indirdik” dedi. Mesele şahsi bir mesele değil. O günün içişleri bakanı o iddiaları yaparken Sayın Cumhurbaşkanı sustu, MHP Genel Başkanı koruması altına aldı. O bakan 2 yıl daha görev yaptı. Seçimden sonra yeni bir bakan geldi ve o iddialar doğruymuş gibi ve sanki başka bir hükümet gelmiş gibi eski bakanın kadrolarının üzerinden silindir gibi geçti. Bir bakanın oluşturduğu bataklık üzerinden başka bir bakan kahramanlık hikayeleri yazdı. Cumhurbaşkanı aynı cumhurbaşkanı, iktidar aynı iktidar, ittifak aynı ittifak.
Beyaz gömlek hareketi başlattık. Ak da diyebilirdik ama o kadar kirlettiler ki diyemedik. Temiz siyaset devrimi yapılsın dedik.
“Seçimlerden önce 15 milyar dolar ülkeden çıkarıldı”
Seçimlerden önceki 3 ayda 15 milyar 905 milyon dolar Türkiye’den çıkarıldı. Seçimler bitti, bu düzenin devam edeceği görülünde 15 milyar 575 milyon dolar geri geldi. Eğer bir değişiklik olsaydı o dolarlar gelmeyecekti. Şimdi torba yasada diyorlar ki götürdüğünüz paraları geri getirebilirsiniz, sizden vergi almayacağım.
Varlık barışı denilen şeyde kara para aklama var, imar yasasında yolsuzluk var.
Siyasi destekli zenginleşmeleri soracağım. Yeni bir yasa daha… Cumhurbaşkanı bir gün diyecek ki “şu şu firmalara vergi iadesi yapacağım” ama yasa hukuk yapar diyor.
AYM kalksın kimse bize karışmasın diyorlar. Temel haklar konusunda kimse bize hesap sormasın diyorlar.
“Reza Sarraf’ı yaklaştırmayın, dedim”
Devletin her yerinde hortumlama var. Şu anda her yeri saadet zinciri almış. Nerden geliyor bu paralar. Saçlarına dolar takanlar… Yaklaştırmayın bu Reza Sarraf denen alçağı, dedim cumhurbaşkanına. Bizim olduğumuz yerde bataklık olmaz. . Kamuoyunun tanıdığı meşhur futbolcular… Yüzde 2 binlere varan faizler… Bu paraları alanlar da güzellik merkezi açanlar da devletimiz, bayrağımız, ezanımız diyor. Artık bunları söyleyene millet şüpheyle yaklaşıyor. Siyasi destekli soygunlar var arkadaşlar, bunun adını koyalım. Bunlar ihale değil, soygun.
Bir müptezel var, hepiniz bilirsiniz. Bu kişi, birtakım örtülü operasyonlarda kullanıldı, sonra gözden düştü. Şimdi Maocu bir çeteyi finansmanla meşgul, Ethem Sancak. Tank palet fabrikasının önce yüzde 49’unu Katar’a sattı, yüzde 50,1’ini de 480 milyon dolara sattı. Talip Öztürk’e, yine yakınlardan birisine. Ne yaptı da 480 milyon doları aldı bu vatandaş?
Bu siyaset destekli soyguna son vermek lazım. Tablonun bir tarafından doları saçına dolayanlar diğer yanında 7 bin 500 lira emekliler.
Türkiye’den 300 gemi şu ana kadar İsrail’e gitti. İçinde ne var bu geminin, petrol, demir çelik, gıda. İsrail’in demir çelik ihtiyacının üçte biri Türkiye’den gidiyor. Birçok talepte bulunduk. 20 Kasım’da gitmesi gereken meclis oraya gitmedi. Ne zaman siz İsrail’deki şirketlerine boykot uygulayacaksınız.”
Karamaollaoğlu, Erdoğan’a: Kiraların yükselmesinin sebebi kim?
Karamollaoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
“Bizim ülke olarak içinde yaşadığımız şartları da anlamak mecburiyetindeyiz. Büyük balık küçük balığı yere itiraz ettik. Ama bir fayda vermedi. Zengini daha zengin fakiri daha fakir yapan ekonomi politikalarına itiraz etmeyi sürdürüyoruz.
Erdoğan, ev sahibiyle sorun yaşayan bir vatandaşı gündemine aldı. Ev sahibine seslendi ‘Sende vicdan yok mu’ diye güler misin ağlar mısın. Vatandaşlar da Erdoğan’a sesleniyor, ‘Sen de hiç insaf var mı?’ Kiraların yükselmesinin sebebi kim?
Sayın Cumhurbaşkanı bir de belediye başkanını aramış, kendisi 21 yıldır iktidarda ama hiç kendisini sorgulamamış.
Birkaç yıl önce söylediğini hiç hatırlamıyor. Bu bir hastalık mı vurdumduymazlık mı?
KHK mağdurları Cumhurbaşkanına ulaşamıyor. Bir defa daha kürsüden Cumhurbaşkanına sesleniyoruz:
Beraat ettiği halde işine dönemeyen vatandaşlarımız neden bu halde? Türkiye’nin problemi sadece kira değil, adalet mekanizmasına müdahale edilmesi, hukuka aykırılık var. Uyuşturucu bataklığına düşmüş gençlerimiz var, mafyaya düşmüş vatandaşlarımız var…
İnsanlarımızın sesi de eskisi kadar güçlü çıkmıyor. Seslerini yükselttiklerinde kafalarında balyozu görünce seslerini yükseltemiyorlar.
Muhalefetin söyledikleri iktidarın umurunda değil. Bugün açlık sınırının altında geçinmeye çalışan yüzbinlerce vatandaşımız var. 11 bin 400 lira… Cumhurbaşkanı mukayese yaparken iki yıl öncesine gidiyor. Bugün maalesef 7 bin 500 liraya mahkum edilen emeklilerimiz var. Ekmek 10 lirayı geçti. Süt 20 liraya, yumurta 100 liraya dayandı… Evde alışveriş yapanlar şaşırmayayım diye fişi önüme koyuyorlar. Bir alışverişe çıkmak akıl alamayacak kadar rakamlara ulaştı.
“Köyler satışa çıkıyor”
Bir adım daha ileriye gidiyorlar. Şimdi büyük şehir yasası ile mahalleye dönen köylerdeki alanlar ihale usulüyle satışa çıkarıldı. Tarıma elverişli her yer ortadan kaldırılıyor. Bir süredir boşalan köyler şimdi de sermaye sahiplerine peşkeş çekiliyor. Sadece Ankara’da 389 köy arazisi toplu olarak satışa çıkarılmış. Bu tam bir felaket.
Ankara’daki köylerde uygun mera olmadığı için vatandaşlar hayvanlarını kesime gönderiyor. Tarımı kökünden kurutuyorlar. Bu gidişe dur denmediği sürece, kıtlık olacak.”