Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus elektronik sigara kullanımının artmasını engellemek için acilen eyleme geçme ve sıkı önlem alma çağrısı yaptı. Türkiye’de bu ürünler yasak olsa da e-ticaret siteleri ve tütün dükkanlarında rahatça satılıyor.
Tütün endüstrisinin bilhassa sigara yasaklarından sonra geliştirdiği ve çeşitlendirdiği yeni nesil ürünleri özellikle çocuk ve gençleri hedefliyor. Yeni nesil sigaralarda, bu hedeflere ulaşmak için her çeşit strateji uygulanıyor. Kullanımı artırmak için aromalar katılıyor. Piyasalarda 16 bin ayrı aroma var. Gençlerin izlediği, bildiği, sosyal medyada etkili (influencer) kişiler reklamını yapıyor.
Her yıl çocuklardaki kullanım artıyor
Bağımlılık yapan, gelişmekte olan beyni farklı etkileyen ve öğrenme bozukluklarına yol açabilen, toksik ve kanser yapıcı maddeler içeren, kalp ve akciğer hastalıkları riskini artıran bu ürünler 34 ülkede yasak. 74 ülkede mevzuatı yok.
Yine DSÖ’ye göre çocuklar ve gençler arasında e-sigara kullanımı birçok ülkede yetişkinleri aştı. 13 ile 15 yaş arası çocuklar yetişkinlere göre daha yüksek oranlarda e-sigara kullanıyor. Kanada’da 16 ile 19 yaş arası gençler arasında e-sigara kullanım oranları 2017 ile 2022 arasında iki katına çıktı. Britanya’da genç kullanıcı sayısı son üç yılda üç katına çıktı. Benzer artış ABD’de de var.
DSÖ’ye destek mesajı yayınlayan Güney Asya Tütün Kontrolü Birliği, Malezya’nın e-sigara satışlarına izin vermesinden beri 13 ile 15 yaş grubunda kullanım erkeklerde yüzde 24, kızlarda yüzde 6 olduğunu bildirdi. Birlik, Filipinler’de erkek çocuklar arasında yüzde 20,9 kızlarda yüzde 7,5, Endonezya’da öğrenciler arasında yüzde 11 sıklıkta kullanıldığını da açıkladı.
Bazı Afrika ülkeleriyse DSÖ açıklamasını yetersiz buldu. Uyarının nikotin içeren ve içermeyen e-sigaraları birlikte kapsaması gerektiğini ve bu ürünlerin tam yasaklanmasını talep etti.
DSÖ: İzin vermeyin
DSÖ mevcut kanıtlara dayanarak hükümetlere e-sigara satışını yasaklamayı önerdi.
Tütün endüstrisinin sağlığa zarar vermekten kâr elde ettiğini hatırlatan örgüt açıklamasında şöyle dendi: “Endüstri bu yeni ürünleri, hükümetlerle masaya oturmak ve sağlık politikalarına karşı lobi yapmak üzere kullanıyor. Bu ürünlerin zararı azalttığını iddia eden sahte kanıtları finanse ve teşvik ediyor. Çocuklara ve sigara içmeyenlere yoğun bir şekilde tanıtıyor ve milyarlarca sigara satmaya devam ediyor. E-sigaranın çocuklar ve ergenler tarafından kullanıldığına ve sağlığa zararlarına ilişkin giderek artan kanıtlara dayanarak, e-sigara alımını önlemek için güçlü ve kararlı eylemlere ihtiyaç var.”
E-sigaradaki tatlandırıcı ve aromalar çok zararlı. Uçucu ve tahriş edici özellikleri nedeniyle solunum sistemini tehdit ediyor. Meyve, tatlı, baharat, narenciye, çiçek aromaları akciğere daha fazla hasar veriyor. Sinnamaldehit tatlandırıcılar ve propilen glikolün genlere toksik etki yapması mümkün. Nikotin bulunmayan e-sıvılar da yüksek karbonil içeriyor.
Türkiye de etkin önlemler almalı
Türkiye’de ruhsat almamış ürünler satılamıyor. E-sigara ve ısıtılmış tütün ürünleri bu kategoride yer alıyor.
Çocukların ve gençliğin e-sigara ve benzeri yeni ürünlerden korunması için Türkiye’de de daha etkili önlemlere gereksinim duyulduğunu belirten Sağlığa Evet Derneği Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı şöyle konuştu: “Gençler ve çocuklar denetlenmeyen, yanıltıcı reklamlara devamlı maruz kalıyor. E-sigara ve ısıtılmış tütün ürünlerinin pazarlanması yasal değilken, yüzlerce internet sitesinde serbestçe satılıyor. Neden buna izin verildiğini anlamıyoruz. Yine ‘puff bar’ın Türkiye’de satışı yasak. Ama satılıyor.”
Prof. Dr. Dağlı farklı çeşitteki aromaları görünce hekim olarak dehşete düştüğünü söyledi: “İçinde ne olduğu bilinmeyen sıvıları çocukların ciğerlerine göndermelerine izin veriyoruz. Bunların kısa dönem etkileri oldukça tehlikeli. Uzun dönem etkilerinin hafif olmayacağını şimdiden görebiliyoruz. Önlem almak için 20-30 yıl beklemeyelim.”
KAYNAK: DİKEN – MESUDE ERŞAN