CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü dolayısıyla 20 yıllık AK Parti iktidarı dönemindeki “ifade özgürlüğü ihlallerine” ilişkin “Özgürlüksüzlükler” raporu hazırladı.
Gazete Duvar’dan Serkan Alan’ın haberine göre; Türkiye’de görevlerini yapması engellenen gazetecilerin sayısının her geçen gün arttığı, habere erişimin engellendiği, gazetecilerin mesleklerine ait materyallere el konulduğu belirtilen raporda, “Özgürlüğün lüks haline getirildiği ülkemizde temel hak ve özgürlüklere erişim engellerini tarihe not düşmek isteyen gazetecilere yönelik baskı, sansür, otosansür, engelleme, cezalandırma mekanizmaları devreye sokularak halkın haber alma hakkına da darbe vurulmaktadır” denildi.
Türkiye’de hali hazırda yürürlükte bulunan ve ifade özgürlüğünü engelleyen, ihlale yol açan mevzuat düzenlemeleri olduğunu belirten CHP’nin raporuna göre bunun yanı sıra yürütme organı veya idare tarafından gerçekleştirilen tehdit veya taciz, idare tarafından fiziksel şiddet uygulanması başta olmak üzere çok sayıda yönetmelik de uygulamada.
“RTÜK kararları ifade özgürlüğünün önünde engel”
Özellikle Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından verilen cezaların ifade özgürlüğünün önünde engel olduğunu belirten CHP, kurumun yıllar içerisinde kestiği ceza sayı ve tutarlarına da raporunda yer verdi. 2012 yılında 12 milyon TL, 2013’te 50 milyon lira idari para cezası kesen RTÜK’ün son 10 yılda uyguladığı toplam idari para cezası 400 milyon liraya yaklaştı. 2011 yılında 33 programa yayın yasağı uygulayan RTÜK, 2021 yılına gelindiğinde ise bu sayının üç katı yayın yasağı sayısına ulaştı ve yıl içerisinde 102 kez yayın yasağı kararı aldı.
CHP’nin İfade Özgürlüğü Derneği’nin verilerine dayandırdığı sayılara göre 2006’dan 2021’e kadar erişime engellenen toplam web sitesi sayısı 574 bin 838 oldu.
CHP raporunda Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nin (MLSA) verilerine de yer verdi. Buna göre 31 Aralık 2022 itibarıyla Türkiye’de en az 65 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde tutuklu veya hükümlü olarak bulunuyor. Söz konusu bu 65 gazetecinin 26’sı yani yaklaşık yüzde 40’ı 2022 yılı içerisinde tutuklandı.
TCK 301’den yargılanan kişi sayısı 3 kattan fazla arttı
Türk Ceza Kanunu’nun 125. Maddesi ile düzenlenen “hakaret” suçunun ifade özgürlüğüne engel olan düzenlemelerden birisi olduğunu belirten CHP, hakaret suçu ile yargılanan ve mahkûmiyet kararı verilen kişi sayısına da raporunda yer verdi. Buna göre 2009 ile 2020 yılları arasında yaklaşık 4 milyon kişi bu suçlamayla sanık oldu. Bu yıllar arasında “hakaret” suçlamasıyla mahkumiyete uğrayan kişi sayısı ise 582 bin 258 olarak kayda geçti.
“Halkı kin ve düşmanlığı tahrik” başlıklı TCK’nın 216. Maddesi kapsamında, 2009 ile 2021 yılları arasında 95 bin 540 kişi şüpheli sıfatıyla suçlanırken, bu kişilerden bin 783’ü mahkum edildi, bin 481 kişi hakkında ise ‘Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması’ (HAGB) kararı verildi. Bu suçlamayla sanık sandalyesine oturan kişi sayısı 2009 yılında 159, 2021’de ise 2 bin 89 olarak kayıtlara geçti.
TCK’nın “Türk milletini, Devleti, Devletin kurum ve organlarını aşağılamak suçu” başlıklı 301. Maddesi kapsamında 2009 ile 2021 yılları arasında şüpheli sıfatıyla soruşturma geçiren kişi sayısı ise 71 bin 997 oldu. Bu kişilerden 6 bin 724’ü sanık olarak yargılanırken, bin 602 mahkumiyet, bin 185 de HAGB kararı verildi. Bu suçlamayla yargılanan sanık sayısının 2009’da 325’ken, 2021 yılına gelindiğinde 3 kattan fazla artarak bin 93’e çıkması dikkat çekti.
Bu suçlamaların yanı sıra TCK 299 kapsamındaki “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla açılan soruşturmalarda da artış yaşandı. 2009 yılında bu suçlama kapsamındaki kişi sayısı 478 olurken 2021 yılına gelindiğinde bu sayı 33 bin 973’e çıktı. 13 yılda bu suçlamayla soruşturma geçiren kişi sayısı 196 bin 753 olurken, sanık sandalyesine oturan kişi sayısı 47 bin 406 oldu. “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla 17 bin 116 kişi hakkında mahkumiyet kararı verilirken 12 bin 649 kişi için HAGB uygulandı.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) verilerine göre 2002 yılında Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye’nin 99’uncu sırada yer aldığını, 2022 yılına gelindiğinde ise sıralamada 153’üncü sıraya gerilediğini hatırlatan CHP, Türkiye’de ifade özgürlüğünün ve basın özgürlüğünün geldiği noktanın “iç açıcı” olmadığını belirterek şunları kaydetti:
Mevzuat hükümlerinden yargının verdiği kararlara kadar oluşturulan bir ‘yasama-yürütme-yargı elbirliği ile basın ve ifade özgürlüğü ile mücadele’ üçgeninde özgürlükler son çırpınışlarını göstermektedir. AİHM’in verdiği kararların ortaya koyduğu ilkelerin/değerlendirmelerin tek bir tanesi bir yürürlüğe geçmemiş aksine sanki ‘AİHM böyle karar vermiş biz bu düzenlemeleri biraz daha arttıralım’ gibi bir düşünce oluşmuştur. İfade ve basın özgürlüğünü engelleyen TCK hükümleri kapsamında yapılan yargılamalar ve mahkûmiyet sayılarının son yıllarda katlanarak yaşadığı artışlar da ifade etmenin ve gazeteci olarak çalışmanın bedelini ortaya koymaktadır.