Ankara’daki bombalı saldırının ardından Milli Savunma Bakanlığı’nda gerçekleştirilen ve “gayriresmi MGK” olarak adlandırılan toplantıda MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in yerine geçerek Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın yanına oturması dikkat çekti.
Protokoldeki yeri bakanlardan sonra Genelkurmay Başkanı Metin Gürak’la aynı olan İbrahim Kalın’ın “baş köşeye” oturması ve Suriye’ye ilişkin ilk açıklamanın MİT tarafından yapılması, Hakan Fidan’la Kalın arasında “yetki çekişmesi olduğu” şeklinde yorumlandı.
Gazeteci Ertuğrul Özkök, Milli Savunma Bakanlığı’na verilen fotoğrafı analiz ettiği yazısında, “Bu fotoğrafın çekildiği 4 Ekim Çarşamba günü Ankara’da tuhaf bir şeyler oldu” ifadesini kullanarak “Evet bunları NTV televizyonu haberlerinin 2 saat boyunca ekran altı yazılarından çıkardım” diye yazdı.
ALT YAZIDAKİ “MİT” KELİMESİ
Özkök yazısını şöyle sürdürdü:
“Tuhaf şeyler işte bunun ertesi gününde NTV televizyonunun ekran altı yazılarında başladı. İlk altı yazının başlığında büyük harflerle yazılmış “MİT” kelimesi vardı. MİT, Ankara’daki terör eylemini gerçekleştiren kişinin kimliğinin belirlendiği açıklıyordu. Arkasından bir MİT haberi daha geldi. İstanbul Pera’da patlamayı planlayan kişinin Suriye’de “etkisiz hale getirildiği”, yani öldürüldüğü açıklanıyordu. Oysa bu tür açıklamaları geçmişte bizzat İçişleri Bakanının ağzından dinlerdik.
MİT ADINA YAPILAN SURİYE UYARISI
Asıl çarpıcı alt yazı yine MİT başlığı altında veriliyordu: “Suriye ve Irak’ta terör örgütüne ait tesisler artık meşru hedeftir” deniyor ve ilgili olmayanların bu hedeflerden uzak durması uyarısı yapılıyordu. İçimden “Hoppaala” dedim. Bunca yıldık gazetecilik yapıyorum ve bu işte bir tuhaflık vardı. Hatta bir değil iki tuhaflık. Birincisi MİT adına, başka bir ülkeye ilk defa böyle bir uyarı yapıldığına tanık oluyordum. İkincisi ise “meşru hedef” kavramı… Meşru takip hakkı falan biliyorduk ama “meşru hedef” yeni bir kavramdı.
‘ANKARA’DA TUHAF ŞEYLER OLUYOR’
“Bu alt yazılardan anlaşılıyordu ki, Ankara’daki canlı bomba girişimi yeni bir politikanın oluşumuna zemin hazırlıyordu.
Uyarının adresi de belliydi…
“Orada bulunan müttefikler…”
Yani Amerika Birleşik Devletleri…
Belli olmayan ise bu mesajı taşıyan “postacıydı…”
Türkiye ilk defa müttefiki Amerika’yı doğrudan hedef alıyor ve “Oradan çekilmezsen seni de vururum” diyordu.
UYARI MİT TARAFINDAN MI YAPILIR?
Ama böyle bir uyarı “MİT’in” ağzından yapılır mıydı?
Dedim ya, bu işte bir tuhaflık vardı.
Acaba “Kurumlar arasında gizli bir yetki çekişmesi mi?”
Yoksa NTV’de alt yazılar mı karışmıştı?
MİT KAYNAKLI UYARI, BİR ANDA HAKAN FİDAN’A DÖNDÜ…
Ancak biraz geçersiz çok önemli ikinci adım geldi.
Alt yazılarda ani bir değişiklik oldu ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın adını görmeye başladık.
Hakan Fidan kendi ağzından ve görüntülü olarak biraz önce MİT kaynaklı olarak okuduğumuz uyarıyı tekrarlıyordu.
“Suriye ve Irak’ta terör örgütüne ait tesisler artık meşru hedeftir…”
Hakan Fidan’ı Dışişleri Bakanlığı’na oturduğu ilk defa bu kadar net ve sert bir ifade ile konuşurken görüyorduk.”
ÜÇÜNCÜ TUHAFLIK
Ertuğrul Özkök, Ankara’daki “tuhaflıkları” anlattığı yazısında, Milli Savunma Bakanlığı’nda çekilen fotoğrafa da dikkat çekerek şunları yazdı:
“Benim çözemediğim şey ise şu.
MİT açıklamaları ile aynı sözlerin Dışişleri Bakanı’nın ağzından çok daha ağırlıklı bir hale dönüşmesi arasında neler oldu?
Çünkü Hakan Fidan’ın bu sözlerinden hemen sonra Ankara’daki üçüncü tuhaf gelişme daha oldu.
Önce Milli Savunma Bakanlığı’nın biç açıklamasından, bir güvenlik toplantısı yapılacağını öğrendik.
‘KURUMLAR ARASINDA BİR YETKİ ÇATIŞMASI MI VAR?’
Milli Savunma Bakanlığından yapılan biç açıklama ile Yaşar Güler, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın katılacağı haberi geldi.
Sonra bu toplantıya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak ve MİT Müsteşarı İbrahim Kalın’ın da katılacağı açıklandı.
Bugüne kadar bildiğimiz ve kurumsal olarak bir belgede adı geçen bir toplantı değildi.
Ne oluyordu?
Baştaki soruya dönüyorum…
NTV’nin alt yazılarında gördüğümüz aynı açıklamanın önce MİT ve sonra Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ağzından verilmesi neyi ifade ediyordu?
Kurumlar arasında bir yetki kargaşası ve çatışmasını mı…
Bunun cevabını da biraz önce anlattığım ve daha önce kurumsal olarak görmediğimiz “Güvenlik Toplantısından medyaya dağıtılan resmi fotoğraftan aldık.”
Özkök, yazısının son bölümünde ise “tuhaf” olarak nitelendirdiği olayları sıralayarak, Ankara’da yetki karmaşası değil, “iş bölümü” olduğunu savundu.