Anayasa Mahkemesi, 15 Temmuz yargılamaları ve çok sayıda “silahlı örgüt” davasında sıklıkla uygulanan Türk Ceza Kanunu’nun 220 maddesinin 6. fıkrasında yer alan “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır” kuralını, Anayasa’ya aykırı bularak iptal etti. Yüksek mahkeme, kararına gerekçe olarak, “Bu suçtan ceza alanların örgüte üye oldukları kanıtlanamamasına rağmen örgüte üye olanlardan daha fazla hapis cezasıyla cezalandırılıyor olmalarını” gerekçe gösterdi. AYM, boşlukta olmaması için Meclis’e 4 ay süre verdi ve iptalin bu sürenin sonunda yürürlüğe girmesini kararlaştırdı. Ancak Meclis yeni bir düzenleme yapsa da aralarında Cumhuriyet davasında bu suçtan ceza alan TİP Milletvekili Ahmet Şık’ın da bulunduğu çok sayıda sanığın dosyası yeniden ele alınacak. Mahkemeler, 4 ay sonra yürürlüğe girecek iptal kararıyla yok hükmünde sayılacak düzenlemeyi uygulayamayacağı için bu suçtan yargılananların durumu yeniden değerlendirilecek. 4 aylık sürede bu suçtan kesin ceza alanların da iptal kararı yürürlüğe girdiğinde itiraz etmeleri söz konusu olabilecek.
Anayasa Mahkemesi (AYM) Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçunu düzenleyen 220’nci maddesinin 6’ıncı fıkrasının, “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır” kuralını “Anayasa’ya aykırı olduğu” gerekçesiyle oybirliğiyle iptal etti.
Bu gece yarısı (8 Aralık) Resmi Gazete‘de yayımlanan karar 4 ay sonra yürürlüğe girecek.
“Örgüt hiyerarşisinde bilerek ve isteyerek hareket ettiği yeterli gerekçeyle gösterilmeli”
Patnos Ağır Ceza Mahkemesi ve İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, “Sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan açılan davalarda itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu” gerekçesiyle AYM’ye iptal başvurusunda bulundu.
15 Temmuz yargılamaları ve çok sayıda silahlı örgüt davasında sıklıkla uygulanan düzenlemeyle ilgili başvuruyu değerlendiren AYM, bir kişinin örgüt adına suç işlediğinin kabul edilmesi durumunda örgüte üye olma suçundan cezalandırıldığını belirterek, “İlke olarak kişinin silahlı örgüte üyelikten cezalandırılabilmesi için eylemlerinin sürekliliği, çeşitliliği ve yoğunluğu veya bu özellikler olmasa dahi suçun niteliği ile örgütün amacına ulaşma bakımından ancak örgüt üyeleri tarafından işlenip işlenemeyeceği gözetilmeli; örgütle organik bir bağının bulunduğu ve örgütün hiyerarşik yapısı içinde bilerek ve isteyerek hareket ettiği yeterli bir gerekçeyle gösterilmelidir” dedi.
“Örgüt üyelerine göre daha ağır cezalarla karşılaşıyor”
Bu cezayı alanların “örgüte üye oldukları” kanıtlanamamasına rağmen örgüte üye olanlardan daha fazla hapis cezasıyla cezalandırıldığını değerlendiren AYM, şunları kaydetti:
“Bu itibarla bir kimse silahlı örgütle zayıf da olsa bir şekilde bağlantısı bulunduğu iddia edilen bir suç işlediği gerekçesiyle, örgütle bağlantısı açıkça ortaya konulmaksızın, işlediği suçun yanı sıra gerçek içtima hükümleri uyarınca ayrıca örgüt üyeliğinden de cezalandırılmaktadır. Bu durum, örgüt adına suç işleyen kimsenin örgüt üyelerine göre daha ağır cezalarla karşılaşmasına neden olmaktadır.”
“‘Örgüt adına’ kavramının belirsizliği”
“Örgüt adına” kavramının belirsizliğine de dikkat çeken AYM, bu belirsizliğin ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşleri gibi haklara da etkisine vurgu yaptı. AYM, “Kuralın bir temel hakla bağlantısı olmayan suçlar bakımından da uygulanması mümkün olmakla birlikte işlenen suçun temel hakların kullanımıyla ilgili olması durumunda kuralda yer alan örgüt adına kavramının belirsizliğinden kaynaklı geniş yorumu nedeniyle kuralla ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ya da örgütlenme veya din ve vicdan özgürlüğü gibi temel haklar üzerinde güçlü bir caydırıcı etki yaratılmaktadır” dedi.
“Son derece ağır bir suçtan cezalandırılıyorlar; kamu otoritesinin keyfi uygulamalarına açık”
“Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlenmesi” halinde farklı bir ceza yaptırımının öngörülmesi gerektiğini belirten AYM, ancak herhangi bir somut delil bulunmadan ve nasıl katkıda bulunduğu dikkate alınmadan kişilerin “örgüte üye olmak” gibi son derece ağır bir suçtan cezalandırıldığına dikkat çekerek, şunları kaydetti:
“Takdir yetkisi kapsamında belirli ağırlığa sahip suçların örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına işlenmesi hâlinde suçun temel şeklinden farklı bir ceza yaptırımının öngörülmesi veya suçun niteliğinin değişmesi de mümkündür. Ancak itiraz konusu kuralın, örgüt üyeliğine dair herhangi bir somut delil bulunmadan ve işlenen suçun niteliği ve ağırlığı itibarıyla örgütün amacına ne surette katkıda bulunduğu da dikkate alınmadan kişilerin örgüte üye olmak gibi son derece ağır bir suçtan cezalandırılmalarına neden olacak şekilde geniş yorumlanmaya müsait olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla kuralın kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarını önleyecek şekilde belirli ve öngörülebilir nitelikte olmadığı ve bu yönüyle kanunilik şartını taşımadığı sonucuna ulaşılmıştır.”
Meclis’e 4 ay süre verildi
AYM, TCK 220’nin 6’ncı fıkrasındaki ilk üç cümlede düzenlenen kuralı, Anayasa’ya aykırı bularak oybirliğiyle iptali etti. İptalin Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dört ay sonra yürürlüğe girmesini kararlaştıran AYM, bunun için Meclis’e 4 ay süre verdi.
Mahkemeler yeniden değerlendirecek
Ancak, Meclis yeni bir düzenleme yapsa da aralarında Cumhuriyet gazetesi davasında bu suçtan ceza alan TİP Milletvekili Ahmet Şık’ın da bulunduğu çok sayıda sanığın dosyası yeniden ele alınacak. Mahkemeler ise 4 ay sonra yürürlüğe girecek iptal kararıyla yok hükmünde sayılacak düzenlemeyi uygulayamayacağı için bu suçtan yargılananların durumu yeniden değerlendirilecek. 4 aylık sürede bu suçtan kesin ceza alanların da iptal kararı yürürlüğe girdiğinde itiraz etmeleri söz konusu olabilecek.
AİHM’den Türkiye’ye ihlal kararı çıkmıştı
AİHM’in daha önce Türkiye’ye ihlal kararı verdiği kararda da, söz konusu düzenlemede mahkemelerin “üyelik” kavramını çok geniş yorumladıklarını, sadece bir eyleme katılmanın “örgüt adına” hareket edildiği şeklinde yorumlamaya ve o kişiyi “gerçek örgüt üyesi gibi” cezalandırmaya yeterli gördükleri ifade edilmişti.
AİHM, bu doğrultuda, bir cenazeye katılan, slogan attığı tespit edilemeyen ve gösteri sırasında sadece alkışladığı belirlendiği için 6 yıl 3 ay hapis cezası olan üniversite öğrencisinin haklarının ihlal edildiğine hükmetmişti.