İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin birinci yıl dönümünde yaşanan protestolarla ilgili hem iktidarı hem ana muhalefet partisi CHP’yi eleştirdi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir hafta içinde değişen tutumuna dikkati çeken Akşener, “O gece Hatay’da bir kırılma anı yaşandı. Hataylılar iktidarı da ana muhalefeti de dinlemek istemedi. İki tarafa da tepki gösterdi. O tepki birbirine suç atma yarışına girerken milleti duymayanlara karşı bir tepkiydi” dedi. Akşener, “Bizim için ‘çadır yok’ diyen depremzedeler tasmalı diyen meczup yandaşlar ile kendilerine oy gelmediği için yapılan yardımları haram eden vicdansız yoldaşların arasında hiçbir fark yoktur. Bizim için kendinden olmayana nefret saçan iktidar diliyle kendine laf edene öfke kusan ana muhalefet arasında hiçbir fark yoktur” diye konuştu.
Akşener, “Türk siyasetinin bugün içerisinde bulunduğu ortamda biz aslında bir değil iki otokratik yapıya karşı mücadele ediyoruz. Üstelik her iki yapının da yöntemleri aynı zihniyetleri artı çıkarları aynı” ifadelerini kullandı.
Akşener, gazeteci Ayşenur Arslan’ın aktardığı, AKP’li eski bir bakana “Sizce ben Alevi-Kürt bir Cumhurbaşkanı seçtirir miyim? Siyasi çizgim buna izin verir mi! Asla!” dediği iddiasına sert bir dille tepki gösteren Akşener, amacın yönetim değişikliğinin ardından CHP içindeki “Kılıçdaroğlu dostlarının tasfiye edildiği” kavgasını ört bas etmek olduğunu söyledi. Akşener, “Türkiye’de bir dümen dönüyor, bu dümenin merkezi ben olmayacağım. Burada başka bir dümen var bu dümenin ne olduğunu ortaya çıkaracağım. Bu da benim sözüm olsun” dedi. Öte yandan İyi Parti lideri Ayşenur Arslan’ın ismini anmadan hakkında yasal işlemleri başlattıklarını duyurdu.
Akşener, konuşmasının sonunda kürsüde açtığı Karacaoğlan müziği ile şehitleri andığı sırada gözyaşlarını tutamadı.
Akşener, konuşmasından önce partisinin il ve ilçe belediye başkan adaylarının bir kısmı tanıttı. İyi Parti’nin Muğla Büyükşehir Belediye Başkan adayı Metin Ergun oldu.
CHP’den istifa eden Artvin’in Belediye Başkanı Demirhan Elçin, İYİ Parti’ye geçti. İYİ Parti Artvin Belediye Başkan adayı olan Elçin’e rozetini Akşener taktı.
İYİ Parti Hatay Büyükşehir Belediye Başkan adayı ise Nusret Cömert oldu.
Partisinin grup toplantısında konuşan Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Dün peş peşe iki felaketi beraber yaşadık. Erzincan’daki madendeki heyelan Antalya’daki sel felaketi. Bunlardan bahsederken kalbim ağrıyor.
İliç’teki maden faciası | “İktidarın iflah olmaz rant telaşı göz göre göre insanlarımızın hayatını tehlikeye sokuyor!”
“Biz milletini dinlemeyenlerin bizi dinlememesine şaşırmıyoruz. milletini önemsemeyenleri uyarılarımızı önemsememeleriNe şaşırmıyoruz. Milletimizi düşünmeyenlerin cennet doğamızı düşünmelerini de elbette beklemiyoruz. Ancak dengesi bozulan doğamız artık alarm veriyor. İktidarın iflah olmaz rant telaşı göz göre göre insanlarımızın hayatını tehlikeye sokuyor!
Sel felaketi | Antalya’nın afet bölgesi ilan edilmesi için kanun teklifi
“Antalya’nın bir an önce afet bölgesi ilan edilmesi için Meclis Başkanlığı’na bir kanun teklifi sunduk.
Ekonomi | “İstikrar dediler son beş yılda dört kez ekonomi politikası değiştirdiler!”
“Miadını doldurmuş bir iktidarla karşı karşıyayız. Kasım 2002’de iktidara geldiklerinde enflasyon yüzde 30bu bugün enflasyon Instagram filtrelerini aratmayan TÜİK filtresine rağmen geldi yüzde 65’e dayandı. hatta biliyorsunuz artık hayatımızda ak parti iktidarının ekonomi literatürüne kattığı bir terim var hissedilen enflasyon. O da neredeyse yüzde 130’a ulaştı. Yıllardır tek haneli faiz tek haneli enflasyon diye gezdiler 21 yılın sonunda ise başladıkları yerin bile gerisine düştüler! İstikrar dediler son beş yılda altı kez Merkez Bankası Başkanı değiştirdiler. İstikrar dediler son beş yılda dört kez ekonomi politikası değiştirdiler. İstikrar dediler ama bir tek Sayın Erdoğan’ın koltuğunda istikrar sağlayabildiler. Tutarsız ve akıl dışı politikalarıyla ekonomimizi her geçen gün harap ettiler. Damat bakanın buram buram liyakat kokan yönetimiyle olmadı, Nebati bakanın pırıltılı epistemolojik kopuşları kurtarmadı Faiz lobilerine uluslararası tefecilerine el avuç açmak sonuç vermedi. Paramız pul oldu milletimizin çektiği çile büyüdü ama Sayın Erdoğan’ın inadı durulmadı!
6 şubat depremleri | “İktidarın depremin birinci gününde de utanması yoktu, birinci yılında da maalesef hâlâ yok”
“Tertemiz niyetlerle uyunan bir gecenin kapkaranlık sabahının yıldönümüydü. 6 şubatta gerçekleşen depremlerin birinci yıl dönümüydü. Buradan bir kez daha kaybettiklerimize rahmet diliyorum. Türk milleti olarak bir kez daha başımız sağolsun. Aradan bir yıl geçmesine rağmen iktidar tarihimizin en büyük felaketlerden birinin yarasını ciddiyetsizlikle sarmaya çalışmaya aynen devam ediyor. Hal böyle olunca da maalesef yara kapanmıyor, sürekli kanıyor. Depremzede vatandaşlarımızın depremin birinci haftasında da sığınacakları çatıları yoktu birinci yılında da yok! Depremin birinci haftasında da kaybolan çocuklarımızın peşine düşen yoktu birinci yılında da yok. Çünkü ülkemizi yöneten iktidarın depremin birinci gününde de utanması yoktu birinci yılında da maalesef hâlâ yok.
Muhalefete ve iktidara sert Hatay tepkisi
“(Erdoğan’ın “Hatay garip kaldı” sözlerine) Sanki AK Parti tarafından yönetilen Kahramanmaraş garip kalmamış gibi, Gaziantep garip kalmamış gibi. Malatya garip kalmamış gibi, Adıyaman garip kalmamış gibi! İtiraf mı tehdit mi belli olmayan insanlıktan uzak böylesine bir cümle kurdu. Aradan bir hafta geçti kendisi sanki bu cümleleri hiç kurmamış gibi çıktı ve ‘bizde oy yoksa hizmet de yok diye milleti tehdit etmek’ olmaz dedi. Aynı bu şekilde söyledi. Bir hafta önce bu bir hafta sonra bu. Biz elbette Erdoğan’ın kıvrak dönüşlerine alışığız ama bir hafta içinde ne yaşandı da böyle hızlı bir dönüş yaptı. Elbette burada konuşacağız. Biliyorsunuz deprem felaketinin birinci yıl dönümünün gecesinde Hataylı vatandaşlarımız bir anma etkinliği yaptı. O gece Hatay’da bir kırılma anı yaşandı. Hataylılar iktidarı da ana muhalefeti de dinlemek istemedi. İki tarafa da tepki gösterdi. O tepki birbirine suç atma yarışına girerken milleti duymayanlara karşı bir tepkiydi.
Hatay’daki protestolar
“Hataylılar o gece birbirinizden bir farkınız yok dediler nitekim ana muhalefetten de gösterilen tepkiyi hazmedemeyenler çıkıp dediler ki ‘protestocuların kim olduğunu biliyoruz’ hatta tek tek saymış olsalar gerek ki sonra bir de ekleme yapıp ‘100 protesto yaşandıysa 99’u hükümete yöneliktir’ dediler. Sansürden sonra bunu da görmüş olduk. Hadi biz rakibiz, ama sadece bizim eleştirilerimizi değil milletin eleştirilerini de kabul edemez olmuşlar. Yok öyle yağma. Bizim için ‘çadır yok’ diyen depremzedeler tasmalı diyen meczup yandaşlar ile kendilerine oy gelmediği için yapılan yardımları haram eden vicdansız yoldaşların arasında hiçbir fark yoktur. Bizim için kendinden olmayana nefret saçan iktidar diliyle kendine laf edene öfke kusan ana muhalefet arasında hiçbir fark yoktur.
“Türk siyasetinin bugün içerisinde bulunduğu ortamda biz aslında bir değil iki otokratik yapıya karşı mücadele ediyoruz”
“Türk siyasetinin bugün içerisinde bulunduğu ortamda biz aslında bir değil iki otokratik yapıya karşı mücadele ediyoruz. Üstelik her iki yapının da yöntemleri aynı zihniyetleri artı çıkarları aynı. Mesela iktidar güdümündeki yandaş medyaya göre ülkemizde her şey yolunda, bütün sorun ana muhalefette. Ana muhalefetin güdümündeki yoldaş medyaya göre ise ana muhalefetin kendi yerel iktidar alanında her şey yolunca bütün sorun iktidar partisinde bir taraf iktidarın günahlarını yüklemek için ana muhalefete yükleniyor, diğer taraf ise ana muhalefetin yetersizliğini gizlemek için iktidara yükleniyor. Ama bu orta oyunca millete memlekete ne olursa olsun sonuç hep aynı kalıyor. Hacivat Hacivatlığından Karagöz Karagözlüğünden fevkalade memnun. İkisinin de ortak dertleri ise bu düzene bir üçüncünün girmemesi. Çünkü el ele kurdukları bu hileli düzende yaptıkları sözde siyaset çok konforlu.
“Ne idüğü belirsiz gazeteci kılıklı tipler…”
“Seçimlere ayrı gireceğiz dediğimizde başımıza gelmedik iş kalmadı. Cumhur İttifakı’nın paydaşı yeniden refah partisi ayrı girmeye kalkıştığında inanamayacağım yoldaşların bazıları da o derece ki orada YRP’ne alkış tutulması riyakarlığın dibidir. Ben hayatımda böyle bir sahtekârlık görmedim. Onlar YRP’ni övüyor, öbür taraf ateş ediyor. Ters bir durum olduğunda 24 saat şahsen bana partimin mensuplarına söven ne idüğü belirsiz gazeteci kılıklı tiplerin, uzman kılıklı tiplerin ne yapacağını hakikaten merak ediyorum.
“Ben Kürt-Alevi birini cumhurbaşkanı seçtirir miyim” iddiası
Gazeteci kılıklı bir hanım hem yazdı hem haber haline geldi Halk Tv’de benim birine yani bir bakana bir eski AKP’li milletvekiline demişim ki ‘Kemal Beyi Alevi ve Kürt olduğu için’ kaldı ki Kemal Beyin ailesi Horosan’dan geliyor ‘onu cumhurbaşkanı adayı yapmayacağım’ demişim. Orada hangi kavga vardı Kemal beyin dostlarının tasfiye olduğu kavgası vardı. Benimle perdelemeye çalıştılar.
“Burada başka bir dümen var ve ne olduğunu ortaya çıkaracağım”
“Kendi partilerinin iç meselesini bize yansıtılması olarak görmüyorum ama. Budur ama daha endişe verici bir problem olarak görüyorum. Normalde o hanımı mahkemeye verdim gereğini yapacağız. Sonra önemli kişileri aradım bu nedir diye. İsimler ortaya çıktı, izinlerini almadığım için söylemiyorum ama söyleyebilirim. Eski bakan denilen arkadaşımızı aradım çünkü isim verildi, aradım, benim saygı duyduğum bir isim, beni ziyarete gelmişti, hakikatten de sormuştu ve Alevilik üzerinden bir soru sormuştu, iki yıl oldu, ben de kendisine demiştim ki tam tersine ‘Alevilik benim için artı değerdir.’ Bu ülkenin cumhurbaşkanının Alevi olması bu ülkenin yarın problem noktalarından birinin ortadan kalkmasına sebep olur. O Hanım bu bakanı aramış demiş ki meral hanım bana bunu söyledi. Sonra bir Ak Parti milletvekilinden bahsedildi, onu da 20 yıldır tanırım alevi bir arkadaşımızdır. Aynen kelimeleri ile söylüyorum ‘Abla, benim karşımda sen bir Alevi’yi bir Kürt’ü cumhurbaşkanı yapmayacağım dediğin takdirde o kapıyı çarpar giderim. Biz senle sarılarak ayrıldık.’ Şimdi bunları şunun için anlattım Türkiye’de bir dümen dönüyor, bu dümenin merkezi ben olmayacağım. Burada başka bir dümen var bu dümenin ne olduğunu ortaya çıkaracağım. Bu da benim sözüm olsun.”