İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, seçim gezilerinin ikinci durağı Bolu’da, “Bana pek çok şey söylendi ama Allah’ıma çok şükür ‘hırsız’ diyemediler. Sayın Kılıçdaroğlu’na da pek çok şey söylendi ama ona da ‘hırsız’ diyemediler. Dolayısıyla bütün iftiralara rağmen, bütün hakaretlere rağmen biz ayakta kaldık. Niye ayakta kaldık? Harama el uzatmadığımız için. Onun için; harama, helale, kul hakkına inanan bir insan olduğum için sizlerin helal oylarını istiyorum. Gerçekten hiçbir harama el uzatmamış, dürüst, namuslu, sakin, sinirlenmeyen, iki de bir atarlanmayan Sayın Kılıçdaroğlu’na da oy istiyorum” dedi.
Meral Akşener, dün Samsun’dan başlattığı seçim gezilerini bugün Bolu’da sürdürdü. Bolu’da yurttaşlara seslenen Akşener, şunları söyledi:
“15 Mayıs sabahı ya tek adam sistemine uyanacağız ve KPSS’ye girip, 82 puan alıp sonra da AK Parti’nin bünyesinde ayısı, dayısı olmadığı için 52 puanlık AK Partili birisinin çocuğuna 82 puanla kaybeden çocuklarımızın umutlarını yok edeceğiz ya da 15 Mayıs sabahı uyandığımızda ucube sistemi gitmiş olacak. Hukukun üstünlüğü yeniden tesis edilmek üzere yola çıkmış olacak, ekonominin yandaşların elinden çıkıp gerçekten istihdamın öne konduğu, işsizliğin giderildiği, yolsuzluğun yok edildiği, çarpandan çırpandan yargı eliyle hesap sorulduğu ve güneşin Türkiye’yi ısıttığı bir Türkiye’ye gözümüzü açacağız inşallah.
“Elimde 200 lira var. Bu 200 lira, Türkiye’nin en büyük parası. Bir kilo kıyma alabiliyor musunuz?”
Çok komik şeyler oluyor. Yeni baştan, 21 yıl önce bu iktidarın vaat ettiği birçok şeyi bugün bu seçimde yeniden vaat eden bir Sayın Erdoğan’la karşı karşıyayız. Ya ekonomi gitti kardeşim. Bakın, elimde 200 lira var. Bu 200 lira, Türkiye’nin en büyük parası. Bir kilo kıyma alabiliyor musunuz? Kıyma ne kadar oldu? Çocuklarımız aç uyuyor, aç. Çocuklarımızda bodurluk başladı. Allah razı olsun, Millet İttifakı’nın belediye başkanlarından. Sosyal belediyecilik nasılmış, gösterdiler hem Bolu’da hem Ankara’da hem İstanbul’da hem diğer yerlerde. Kimselerin gözüne sokmadan yardım yapıyorlar.
“Kadınların başı dik, mutlu, gururlu ve kendilerine güvenerek hem çalıştıkları hem ailelerini geçindirdikleri bir Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz”
Bir abimiz, ‘İnsanlar kanını satıyorlar’ dedi. Biliyorum, çoluğunu çocuğunu bir noktaya getirebilmek için organını satanlar var bu ülkede. 15 Mayıs sabahı bunların hepsini ortadan kaldıracağız. 15 Mayıs sabahı, düşmanlıkla elleri kolları bağlanan belediyelerimizin daha rahat iş yapmasını sağlayacağız. İşsiz gençlerimizin iş bulmasını sağlayacağız. Emeklilerimizin en düşük maaşını asgari ücret kadar yapacağız. Asgari ücreti, açlık sınırından yukarı çıkaracağız. Özellikle kadınlarımız, karanlıkta yürümekten korkan, dayak yediğinde suçlu çıkan, tecavüz edildiğinde kadının suçlu çıktığı bir Türkiye’yi ebediyen göndereceğiz. Bunun yerine, kadınların başı dik, mutlu, gururlu ve kendilerine güvenerek hem çalıştıkları hem ailelerini geçindirdikleri bir Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz.
“Liyakatin öne konmasına ihtiyaç var”
Bakın, Cumhuriyet’e düşmanlıklarının getirdiği nokta nedir? Gelinen noktada, bayrağın renginden rahatsız olanlar, federasyon isteyenler, kadın haklarını zaten kabul etmedikleri gibi, bırakın İstanbul Sözleşmesi’ni, 6482 sayılı Yasa’nın dahi ortadan kalkmasını isteyen, ‘Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmesinler’ diyen bir zihniyetle yol yürüyenler bize akıl öğretiyor. Cumhuriyet’in kurucularına ‘İki ayyaş’ diyenler… Düştüğünüz durumu görüyor musunuz? Bolu, özellikle kadınlarımız, özellikle gençlerimiz, özellikle emeklilerimiz, çiftçilerimiz biliyorlar ki bu ülkenin kalkınması için, bu ülkenin istihdam yaratabilmesi için hukukun üstünlüğüne, adalet ihtiyaç var. Liyakatin öne konmasına ihtiyaç var.
Bizlere Müslümanlık dersi verenlerin öncelikle kul hakkına el uzatanlardan olması da apayrı bir çelişkidir. Allah’ın izniyle, sizlerin teveccühüyle 15 Mayıs sabahı Türkiye yepyeni bir güne uyanacak ve Türkiye’ye bahar gelecek. Birlikte kazanacağız ve tarih yazacağız.
“Bu ucube sistemin değişmesini istiyorsanız, Türkiye’nin yeniden nefes almasını istiyorsanız da 13. Cumhurbaşkanı’mız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vereceksiniz ve bu ülke feraha çıkacak”
Bu ülkeyi terk etmek isteyen gençlerimiz, haklısınız. Çünkü nefes alamıyorsunuz. İki de bir itilip kakılıyorsunuz. İş bulma imkanlarınızın olmadığına inanıyorsunuz. İnsanların kayrıldığını biliyorsunuz. Onun için, mühendis olup burada iş bulamayacağını düşünen evlatlarımız, bir başka ülkeye gidip garson olmayı tercih ediyor. Keşke ülkende kalıp garson olsan. Ama orada bile iş bulmak için ayı lazım, dayı lazım. Özel sektörde dahi, yandaşın içinde değilse iş bulma imkanın yok. İşte bütün bunların ortadan kaldırıldığı bir gün olacak. Ama sizden bir ricam var; ben, üç yıldır esnaf geziyorum, hiçbir zaman o dönemde partimi övmedim. Sadece sizi dinledim. Şimdi bugün, sizden oylarınızı istiyorum. İYİ Parti’ye oylarınızı istiyorum ve 13. Cumhurbaşkanı’mız olacak olan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na oylarınızı istiyorum. ‘Başbakan Meral’ diyorsunuz ya ben, sizin helal oylarınızla başbakan olmak istiyorum. Pazarlıklarla olmak istemiyorum. Siz eğer beni başbakanlığa layık görüyorsanız oy vereceksiniz. Bu ucube sistemin değişmesini istiyorsanız, Türkiye’nin yeniden nefes almasını istiyorsanız da 13. Cumhurbaşkanı’mız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vereceksiniz ve bu ülke feraha çıkacak.
“Harama el uzatmamış, dürüst, namuslu, sakin, sinirlenmeyen, iki de bir atarlanmayan Sayın Kılıçdaroğlu’na da oy istiyorum”
Bana pek çok şey söylendi ama Allah’ıma çok şükür ‘hırsız’ diyemediler. Sayın Kılıçdaroğlu’na da pek çok şey söylendi ama ona da ‘hırsız’ diyemediler. Dolayısıyla bütün iftiralara rağmen, bütün hakaretlere rağmen biz ayakta kaldık. Niye ayakta kaldık? Harama el uzatmadığımız için. Onun için; harama, helale, kul hakkına inanan bir insan olduğum için sizlerin helal oylarını istiyorum. Gerçekten hiçbir harama el uzatmamış, dürüst, namuslu, sakin, sinirlenmeyen, iki de bir atarlanmayan Sayın Kılıçdaroğlu’na da oy istiyorum.”