CHP’nin Türkiye’de aydınlara yönelik yaşanan cinayetlerin gizli kalmış tüm yönlerinin, azmettiricileri dahil tüm faillerinin ortaya çıkarılması amacıyla verdiği araştırma önergesinin TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesine ilişkin getirdiği grup önerisi AKP ve MHP milletvekillerinin oyarıyla reddedildi. İYİ Parti’den ise “Art niyetli çevrelere istifade alanı açabilir” gerekçesiyle itiraz geldi.
Grup önerisi üzerinde söz alan CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, “Uğur Mumcu, Musa Anter, Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Bahriye Üçok, Gaffar Okkan, Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu, Kemal Türkler, Tahir Elçi ve ismini burada sayamadığımız daha birçok aydın, yazar, gazeteci, siyasetçi ve bilim insanı menfur cinayetler sonucu öldürülmüşlerdir. Ne yazık ki bu karanlık cinayetler günümüze kadar gerçek anlamda aydınlatılamamış, azmettiricileri ve failleri tam olarak tespit edilerek cezalandırılamamışlardır” dedi.
“Cezasızlık cesaret doğurur” diyen Uzun, “Bu nedenle, her olay en ince ayrıntısına kadar araştırılmalı ve tüm failleri ortaya çıkarılarak sorumlular cezalandırılmalı, olaylar nedeniyle bozulan toplumsal huzur yeniden tesis edilmelidir. Sunduğumuz öneriyle Cumhuriyetimizin ve ilkelerinin kökleşerek yüzyıllar boyu sürmesi amacıyla düşüncelerini paylaşan, yazılar yazan ve bu uğurda durmaksızın çalışan cumhuriyet aydınlarımızın uğradıkları suikastların ve katledilişlerinin araştırılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
Uzun konuşmasında, “Gelin, hep birlikte, öldürülen cumhuriyet aydınlarımızın şahsından önce, Cumhuriyetimize yönelmiş bulunan bu hain saldırıları, siyasi cinayetleri bir daha yaşanmaması için tüm yönleriyle araştıralım; gizli kalmış tüm yönlerini, azmettiricileri dahil, tüm faillerini açıkça ortaya koyalım” ifadesini kullandı.
SAADET PARTİLİ ŞAHİN: AYDINI KORUMA DEVLETİN GÖREVİ
Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin aydınlara ve siyasetçilere yapılan suikastlare ilişkin birilerin toplumsal fay hatlarını kırmak ve farklılıklar üzerinden kavga çıkarmak istediğini belirterek, “Amaç istikrarı olmayan bir Türkiye. Amaç barışın, huzurun olmadığı bir Türkiye. Bir ülkenin siyasetçisini, aydınını korumak devletin görevidir, şerefidir. Bu ülkede önce devlet müsaade etmeyecek bu kaosun çıkarılmasına sonra hukuk gereğini yapacak” dedi.
İYİ PARTİ’DEN ‘ART NİYETLİ ÇEVRELERE İSTİFADE ALANI AÇAR’
İYİ Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat ise “Önergede ifade edildiği gibi katledilen aydınlarımızın, siyasilerimizin, vatandaşlarımızın cinayetlerinin araştırılmasını istediği araştırma önergesinin ve önerge içerisinde yer alan bazı cümleler çerçevesinde art niyetli çevrelere istifade alanı açacağına binaen endişe taşıdığımı da ifade etmek istiyorum. Kim Türkiye Cumhuriyeti aleyhine türlü hesaplar yapıyorsa, kim ulu orta kelime oyunlarıyla Türk milleti adına açık kapalı düşünceler ortaya koyuyorsa iyi bilinsin ki Türk milleti bunca yıl o kadar çok entrika o kadar çok kumpas o kadar çok tuzak gördü ki bütün bu sayılanları bugün de yarın da aşabilecek ve bertaraf edebilecek güce ve kudrete sahiptir” dedi.
HEDEP’Lİ KOÇYİĞİT: BÜTÜN SİYASİ CİNAYETLERİN ÜSTÜ ÖRTÜLDÜ…
HEDEP Kars Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ise şöyle konuştu:
“Üç gün sonra Cumhuriyet’in 100’üncü yılını kutlayacağız ve Cumhuriyet’in 100’üncü yılına üç gün kala bu Meclis kürsüsünden neyi konuşuyoruz? Bu ülkede işlenen siyasi cinayetlerin araştırılması ve Meclis’in bunu ortaya koymasını tartışıyoruz. Bu ne demek? Aslında bu, zımni olarak Cumhuriyet tarihi boyunca bu ülkedeki bütün iktidarların açığa çıkaramadığı siyasi cinayetler olduğunun ve bütün bu siyasi cinayetlerin de üstünün örtüldüğünün açık bir şekilde göstergesi değerli arkadaşlar.
Peki, sadece Cumhuriyet tarihiyle mi sınırlı? Hayır. Bakın, geçmişten bugüne kadar aslında bu ülkede sürekli siyasi cinayetler işlendi ve bütün bu siyasi cinayetlerin arkasında da her zaman devletin derin odakları, onunla iş birliği yapan iktidarlar ve belirli çeteler, belirli çıkar grupları oldu. Bu, neredeyse hiç değişmeyen, devletin tunç yasasıydı. Zamanın Başbakanı Çiller ne demişti? ‘Devlet için kurşun atan da kurşun yiyen de şereflidir’ demişti. İşte, o ‘kurşun atan’ meselesinde kurşunu kimin attığı, hangi yöntemle attığı ne yazık ki bu ülkede hiçbir zaman sorgulanmadı. O nedenle de Teşkilat-ı Mahsusadan İttihat Terakkiye, Özel Harp Dairesinden JİTEM’e, Kontragerillaya kadar bu ülkede, bu ülkenin aydınlarına, yazarlarına, gazetecilerine, çizerlerine yönelik onlarca suikast planlandı, onlarcası faili meçhul cinayetlerde katledildi, aslında hepsinin faili belliydi. Bu ülkede 17 bin faili meçhul var. Bu ülkede, yıllardır, Cumartesi İnsanları, kendi sevdiklerinin kemiklerini bulmak için cumartesi meydanında oturuyorlardı -Galatasaray Meydanı’nda- şimdi, onlara karşı işlenen bir suç var, hukuksuzluk var. Ama sadece bunlar mı? Bakın, sadece birkaç isim saymak istiyorum değerli arkadaşlar: Mustafa Suphi’den başlayan, Sabahattin Ali’ye, Doğan Öz’e, Bedrettin Cömert’e, Kemal Türkler’e, Edip Solmaz’a, Muammer Aksoy’a, Vedat Aydın’a, Musa Anter’e, Mehmet Sincar’a, Uğur Mumcu’ya, Ahmet Taner Kışlalı’ya, Hrant Dink’e ve Tahir Elçi’ye uzanan, onları yaşamdan koparan bir sistem var, bir müesses nizam var. Gerçek anlamda, bu müesses nizamı sorgulamadan, bu müesses nizamın arkasındaki güç odaklarını açığa çıkarmadan bu ülkede ne faili meçhul -aslında belli olan- cinayetleri açığa çıkarabiliriz ne de siyasi cinayetlerin önüne geçebiliriz.”
Görüşmelerin tamamlanmasının ardından CHP’nin grup önerisi oy çokluğuyla reddedildi.