Rosatom, ana yüklenici Titan2-İçtaş Ortaklığı’nın sözleşmesini iptal etti. İktidara yakınlığıyla bilinen şirket her ne kadar bu kararla Türk sermayesinin devredışı bırakılmak istendiğini iddia etse de fesih kararı eleştirilere haklılık kazandıran bir tabloyu gözler önüne serdi.
Uzmanlar, sözleşme feshinin santralın güvensiz, yapılan işlerin kalitesinin düşük olduğunun itirafı anlamına geldiğine dikkati çekiyor. Ayrıca, iktidarın seçim propagandası olarak kullanmak amacıyla inşaatın hızlandırılmasını isteyip istemediği ve iktidara yakınlığı ile bilinen İçtaş A.Ş.’nin bunu ‘emir olarak kabul edip etmediği’ sorusunun yanıtı da merak ediliyor.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Enerji Komisyonu Çalışma Grubu Başkanı Bülent Damar ve Makine Mühendisleri Odası (MMO) Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz fesih kararı sonrası süreç ile ilgili BirGün Gazetesi’nden Nurcan Gökdemir’e değerlendirmelerde bulundu.
Bülent Damar, ‘standartlara uyulmamasının’ fesih nedeni olarak ifade edildiğini kaydetti. Yıllardan beri uyarılarının yetkililer tarafından kulak arkası edildiğini dile getiren Damar, şöyle konuştu:
“Akkuyu Nükleer Enerji A.Ş. Titan2-İçtaş İnşaat A.Ş’nin sözleşmesini feshederken çeşitli gerekçeler öne sürdü. Finansal gerekçeler yanında ‘Standartlara uyulmadığı, iş güvenliği kurallarına riayet edilmediği’ fesih nedeni olarak ifade edildi. Atom Enerjisi Kurumu ve daha sonra Nükleer Denetleme Kurumu’nun bağımsız karar verme yeteneğinde olmadığı, yeterli teknik donanım ve teknik elemana sahip olmadığı tekrarlanmasına rağmen uyarılarımız yetkililer tarafından kulak arkası edildi. Reaktörlerin temel yapılarında meydana gelen çatlakların uyarılarımıza rağmen üzerinde durulmamış ve bu yapılar üzerine reaktör inşasına devam edildi. Denetim kuruluşu çalışma şartlarını iyileştirecek önlemler almadı. Ve sonunda muhtemelen ana yüklenici ile işlerin devam etmesi halinde zarar göreceğini anlayan Akkuyu Nükleer A.Ş. sözleşmeyi feshetti.
“İş sahibini rahatsız edecek derecede uygunsuz devam eden böylesine önemli ve bir kaza halinde felakete neden olacak tesisin yapımındaki standart dışı işlemlere sırf ‘seçimden önce yetişsin’ diye göz yuman ve tesisi denetimsiz bırakan siyasi iktidarın sorumluluğu çok büyük. Akkuyu Nükleer A.Ş. sözleşmesini feshettiği ana yüklenici yerine Türkiye’de kurulmuş ancak sahipleri Rus olan bir şirket ile sözleşme imzaladı. Yaptığı açıklamada da ‘İnşaat ve kurulum operasyonlarında kalitenin sağlanması’ ve ‘Projede yer alan şirketlerin de bu inşaat çalışmalarına özgü yeterliliklere sahip olması gerekmektedir’ cümleleri yer alıyor. Bunlardan anlaşılacağı üzere Akkuyu NGS’nin şimdiye kadar yapılan işlerinde kalite düşüklüğü olduğunu kabul etmekte. Ayrıca sözleşmesi feshedilen bu güne kadar yapılanları inşa eden ana yüklenicinin yeterli kapasiteye sahip olmadığı o nedenle sözleşmesinin feshedildiğini söylemekte.”
Oğuz Türkyılmaz ise sözleşmenin iptal gerekçeleri arasında ‘iş güvenliği ve işçi sağlığı kurallarına aykırı davranılması’ gibi çok ciddi bir iddia olduğunu vurgulayarak şu soruları yöneltti:
“İş kazaları karşısında gerekli denetimleri yeterince yapmayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, ETKB ve Nükleer Düzenleme Kurulu görevlerini ne zaman yerine getirmeyi düşünecekler? Sözleşmesi feshedilince aniden şantiyede çalışan işçilerin haklarından söz etmeye başlayan İÇTAŞ ise bugüne değin aynı işçilerin haklarının korunması için hangi somut adımları attı? Binlerce işçinin iş güvenliği ve işçi sağlığı koşullarının sağlanmadan çalışmaya zorlandığı, adeta zorunlu bir çalışma kampına dönmüş şantiyede yapım hızla sürdürüldü. Türkiye’nin nükleer elektriğe, atık ve risk sorunu çözülmemiş NGS’lere ihtiyacı yok. Akkuyu iptal edilmeli. Geçen yıl ithal edilen doğalgazın yüzde 45’ini, kömürün yüzde 39’unu, petrolün yüzde 24’ünü temin eden Rusya’ya bağımlılık daha da arttırılmamalı.”