Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında gözaltına alınan ve tutuklanan hakim ve savcılar için Türkiye’yi peş peşe mahhûm ediyor. Daha önce yüzlerce yargı mensubu için “ihlal” kararı alan yüksek mahkeme, son olarak 82 hakim ve savcı için benzer yönde hüküm verdi.
AİHM’in kararına göre 82 yargı mensubunun “özgürlük ve güvenlik hakkı” ihlal edildi.
Kararı insan hakları hukukçusu Gökhan Güneş duyurdu.
959 YARGI MENSUBU İÇİN İHLAL KARARI
Güneş, “AİHM,usuli güvencelere aykırı şekilde ve makul bir şüphe olmadan 82 hakim-savcının daha ‘özgürlük ve güvenlik hakkının’ ihlaline hükmetti. Bu kararla birlikte, haklarında ihlal kararı verilen yargı mensubu sayısı 959 yükseldi” dedi.
AİHM'DEN İHLAL KARARLARI GELMEYE DEVAM EDİYOR!
1. AİHM,usuli güvencelere aykırı şekilde ve makul bir şüphe olmadan 82 hakim-savcının daha "özgürlük ve güvenlik hakkının" ihlaline hükmetti. Bu kararla birlikte,haklarında ihlal kararı verilen yargı mensubu sayısı 959 yükseldi.
— Dr. Gökhan Güneş (@drgokhangunes) December 13, 2022
‘SİSTEMATİK SUÇ’
Gökhan Güneş, sosyal medya hesabından karara ilişkin şunları paylaştı:
“Bu yüz karası kararların mimarı hiç şüphesiz, aynı ihlal iddialarını görmezden gelen Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’dır.
Bu kararlar, sıradan ihlal kararları olmayıp “15 Temmuz yargıç-savcılarının” sistematik, yaygın ve örgütlü şekilde işledikleri insanlığa karşı suçların en büyük delilidir.
Zira sistematik,örgütlü şekilde ve tek bir merkezden verilen talimatla yapılmasa Edirne’den Kars’a bu kadar hakim-savcının tutuklanması nasıl mümkün olabilirdi?
AİHM’de bunun farkında olacak ki, ayrı ayrı yapılan başvuruları talep olmamasına rağmen birleştirmiştir.
959 yargı mensubunun haksız yere tutuklandığının tespiti bir ülke için utanç vesikası olsa da, bu kararlar henüz başlangıçtır ve binlerce kişinin daha haksız yere tutuklanıp haksız yere cezalandırıldıkları uluslararası mercilerce tüm Dünyaya duyurulacaktır!
Yine, 17 Ekim’de Avrupa merkezli 4 yargıç birliğinin, bundan önceki toplu ihlal kararlarına atıfla yaptığı açıklamada yer verdiği hususlar tam da Türkiye’deki durumun özeti ve yukarıda söylediklerimizin teyiti niteliğindedir.
Zira açıklamada;”Yargıçlar görevlerinden alınıp tutuklanırken ve yürütmenin güdümünde var olma eşiğine getirilirken,herhangi bir vatandaş davasının tarafsız ve bağımsız bir yargıç tarafından görülmesini nasıl bekleyebilir ve umut edebilir?” denilmiştir.Evet, durum tam da budur!”
Kararın tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.