Konya’daki Ereğli Cezaevi’nde kalan sekiz mahpus, cezaevinde yaşadıkları hak ihlallerini mektupla anlattı.
Mezopotamya Ajansı’nın aktardığına göre; Ereğli Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan Enver Ahmet, Teymur Enes, Muhammed Boru, Murat Avcı, İlyas Acar, Mehmet Can, Ferhat Kaya ve Faruk Can, yaşadıkları hak ihlallerini İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi’ne gönderdikleri mektupla kaleme aldı. Ahmet Enver adına gönderilen mektupta, ihlaller ‘ağır tecrit’ olarak nitelendirilerek, yaşananlara karşı duyarlılık çağrısı yapıldı.
TAHLİYELER ENGELLENİYOR
Ahmet Enver, 26 yıldır birçok cezaevinde bulunduğunu fakat ilk defa bu kadar ağır tecrit koşullarında tutulduğunu belirtti. Cezaevinin yeni inşa edildiğini ve getirildikleri günden bu yana tekli ve üçlü odalarda kaldıklarını aktaran Enver, kaldıkları odalarda havalandırmanın olmadığını, var olan pencerelerin ise tellerle kapatıldığını ifade etti. Kendisiyle beraber tutuklu bulunan birçok arkadaşının cezalarının 1 yıl ile 6 ayın altını düştüğünü kaydeden Enver, bugüne kadar tahliye olması gereken kimi arkadaşlarının tahliyelerinin ise ‘keyfi’ gerekçelerle uzatıldığını belirtti.
İŞTE EREĞLİ CEZAEVİ’NDE YAŞANAN İHLALLER
Mektupta, yaşanan ihlaller şöyle sıralandı:
-Hepimiz süreli hapis cezaları almış olmanıza rağmen ağırlaştırılmış cezadan hükümlülere uygulanan infaz rejimine tabi tutulmaktayız.
-Ağır bir tecrit altında tutulmaktayız.
-Bir havalandırmamız olmadığı için günün 22.5 saatini kapalı alanda geçirmek zorunda bırakılıyoruz.
-İçinde bulunduğumuz koşullar sağlığımızı tehdit etmekte, temiz hava almamızı engellemektedir. Odalar güneş almamakta, nemli ve sağlıksız bir ortamda yaşamaya zorlanmaktayız.
-Havalandırmamızın olmaması nedeniyle elbiselerimizi yıkamak gibi temizlik olanağımız bulunmamakta.
Adli ve başka tür suçlardan mahkum olmuş kişilerle aynı şebekede kalmaya zorlanıyoruz ve bu çeşitli problemler yaratmaya açık bir zemin tesis etmektedir.
-Sağlık sorunu yaşayan mahpusların tedavisi ya yapılmamakta ya da zamana yayılarak ciddi mağduriyetlerin yaşanmasına sebebiyet vermektedir.
-Koşullar ve alt yapısı müsait olmasına rağmen sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerden yararlanamamaktayız. Cezaevi idaresi tecrit ve izole etmeye aşırı odaklandığı için bu türden faaliyetler düzenleme yeteneğinden uzaklaşmıştır.
-Bakanlık tarafından alt ve üst sınırları belirlenen (yarım saat ile 1.5 saat) ve takdir yetkisi idareye bırakılan görüş süresi konusunda bulunduğumuz cezaevi idaresi görüşleri 45 dakika ile sınırlamıştır. Bu durum çok sınırlı ve uzak yerlerden aile ve yakınlarımızı mağdur etmektedir. Görüşler daha makul bir süreye çıkarılmalıdır.
-Kapatıldığımız odaların hiçbir mahremiyeti bulunmamaktadır. Güvenlik gerekçesiyle odalarda bulunan kameralar hem yatakhane hem de tuvalet ve banyoyu görmektedir.
-Sağlıksız ve temiz oda problemi olan odaların pencerelerine tel örgü çekilerek içerinin havası büsbütün kirletilmiştir.
Cezalarını tamamlayan ve tahliyesi gereken yoldaşlarımız tahliye edilmeyerek cezaları uzatılıyor ve kurullar eliyle ek cezalar ihdas edilmektedir; bu uygulamanın ne insani ne de hukuki bir yanı yoktur.”