Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki 15 baro, yaptıkları ortak açıklamada Yargıtay Başsavcılığı’nın talebi üzerine Anayasa Mahkemesi (AYM)’nin HDP’ye yapılan hazine yardımına bloke konulması tepki gösterdi. Kararın birçok yönüyle Anayasa ve yasalara aykırılık teşkil ettiği belirtilen açıklamada, “Ülkemizin seçim atmosferine girdiği bir dönemde AYM’nin vermiş olduğu bu kararın aynı zamanda yüksek mahkemenin seçimlere ve demokratik siyasete müdahalesi olarak değerlendirme resmi ve potansiyeli taşıdığı görülmektedir” denildi.
Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Bitlis, Dersim, Diyarbakır, Hakkari, Kars, Mardin, Muş, Siirt, Urfa, Şırnak ve Van baroları AMY’nin HDP’ye yapılacak Hazine yardımı hesabına geçici bloke kararıyla ilgili ortak açıklama yaptı. 15 baro tarafından yapılan ortak açıklama şu ifadelere yer verildi:
“Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından HDP’nin kapatılmasına ilişkin açılan davada; kapatılma talebi ile birlikte partiye yapılacak hazine yardımının kesilmesi tedbiren talep edilmiş, ancak Anayasa Mahkemesi vermiş olduğu ilk karanında bu talebi reddetmiştir.
Kapatma davası devam ederken mahkemeyi etkileme faaliyeti olarak değerlendirilebilecek “hazine yardımının kesilmesi” talepleri politik aktörler tarafından sıklıkla dile getirilmiştir.
“Anayasaya ve yasalara aykırılık teşkil etmekte”
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bu talebini yeniden bir dilekçe ile mahkemeye sunması sonrası, mahkeme 6 Ocak 2022 günü bu talebi değerlendirmek üzere toplanarak 6 ret oyuna karşılık 9 kabul oyu le geçici tedbir kapsamında hazine yardımının bloke edilmesine karar vermiştir. Bu karar birçok yönüyle Anayasaya ve yasalara aykırılık teşkil etmektedir.
Öncelikle Anayasanın 69. maddesi bir siyasi parti aleyhine kapatma davası açılmışsa, Anayasa Mahkemesi’nin nihai olarak partinin kapatılmasına karar verebileceği gibi alternatif yardımının kısmen veya tamamen kesilmesine karar verebileceğini hüküm altına almıştır.
Anayasanın 69. maddesine göre Anayasa Mahkemesi’nin nihai nitelikte bir kararı tedbir adı altında vermesi, ihsas-ı rey niteliğinde olup açıkça Anayasanın amir hükmüne aykırıdır.
Bununla beraber Anayasanın 149. maddesindeki düzenlemeye göre; siyasi partilerin kapatılmasına ya da devlet yardımından yoksun bırakılmasına karar verilebilmesi için toplantıya katılan üyelerin üçte iki oy çoğunluğu şartı karşısında, tedbire ilişkin mahkeme karanının salt çoğunlukla alınmış olması kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
“Seçimlere ve demokratik siyasete müdahale”
Anayasanın emredici hükümleri incelendiğinde mahkemenin vermiş olduğu kararın nitelikli çoğunluk içermediği, anayasal ve yasal açıdan sakat olduğu tartışmasızdır. Ülkemizin seçim atmosferine girdiği bir dönemde Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu bu kararın aynı zamanda yüksek mahkemenin seçimlere ve demokratik siyasete müdahalesi olarak değerlendirilme riski ve potansiyeli taşıdığı görülmektedir.
“Karardan dönülmesi çağrısı yapıyoruz”
Biz aşağıda imzası olan Barolar olarak; Türkiye’nin geleceği ve demokrasisi açısından büyük risk barındıran, anayasal ve yasal hükümlere açıkça aykırı olan bu karardan dönülmesi çağrısında bulunuyoruz.”