Boğaziçi Üniversitesi ‘kayyım yönetimi’ öğrenciler ve akademisyenlerle beraber personel üzerindeki baskısını artırıyor. Akademik düzeyde ‘adrese teslim’ kadro ilanlarıyla ‘tanıdık’ kişiler işe alınırken, kadrolaşma çalışmaları personel arasında da devam ediyor. Yeni alınan personel AKP’ye yakınlığıyla bilinen Eğitim-Bir-Sen’e üye yapılırken, bu sendikaya üye olmayı reddeden ve Eğitim-Senli personele baskı uygulanıyor. Baskının bir ayağını da açılan soruşturmalar oluşturuyor.
Boğaziçi Üniversitesi’nde çalışan Eğitim-Sen Boğaziçi Üniversitesi işyeri temsilcisi idari personel, Eğitim-Sen’in Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıl dönümü vesilesiyle 10 Kasım’da attığı e-postayı tüm personelin erişimine açık olan e-posta grubuna attı. Kamuya açık paylaşılan ve Eğitim-Sen’in sitesinde de yer alan mesajda şunlar yazılı:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün 10 Kasım 1938’de hayata gözlerini yummasının üzerinden 84 yıl geçti.
Atatürk’ün ölümünden bu yana dünyanın dört bir yanında yaşanan, kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere, milyonlarca insanın yaşam hakkını tehdit eden savaş, çatışma ve katliamlarda yaşanan büyük acılar, Atatürk’ün yıllar önce söylediği ‘Yurtta barış, dünyada barış’ sözünün ne kadar doğru ve anlamlı olduğunu göstermektedir.
İktidar eliyle eğitimde ve bilimde ırkçı-gerici politika ve uygulamalar her geçen gün artmakta, çocuk ve kadın haklarına yönelik yoğun saldırılar yaşanmaktadır. Eğitim kurumları başta olmak üzere toplumsal yaşamın bütün alanlarında baskıcı ve otoriter uygulamaların hayata geçirildiği, insanlığa, bilime ve laikliğe düşmanlığın hiç olmadığı kadar arttığı günümüz koşullarında, hayatı boyunca aydınlanmadan ve bilimden yana tutumuyla bilinen Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anıyoruz.”
Eğitim-Sen’in bu mesajının yer aldığı e-postayı personel grubuna atan çalışan hakkındaysa rektörlük tarafından soruşturma açıldı.
Gerekçe: Suç teşkil eden ifadeler
Rektörlükten personele, e-postada geçen ‘suç teşkil eden ifadelerden’ dolayı soruşturma açtı.
Personel savunmaya vermeye çağrıldı. Buna rağmen, soruşturulan personele ilk başta hangi e-posta ve ifadeler hakkında soruşturma açıldığıysa belirtilmedi. Bunun üzerine personel hangi e-posta ve ifadeler hakkında soruşturma açıldığını rektörlüğe sordu. Rektörlük, soruşturma sebebi olarak 10 Kasım mesajıyla ilgili e-postayı gösterirken hangi ifadenin suç teşkil ettiğini söylemedi.
‘Sendikal faaliyete engel teşkil ediyor’
Diken’e konuşan Eğitim-Sen Boğaziçi Üniversitesi işyeri temsilciliği, soruşturmanın sendikal faaliyetlerin engelleyici bir unsur olduğunu belirtti. Temsilcilik, personelin e-postayı kendisinin yazmadığını, Eğitim-Sen’in e-postasını paylaştığını vurgulayarak ‘sendikanın e-postasını veya açıklamasını paylaşmanın, bildirisini okumanın sendikal faaliyet’ olduğunu dile getirdi.
Temsilcilik, geçmişte farklı yer ve zamanlarda benzer nedenlerle soruşturmalar açıldığını ve cezalar belirdiğini ama bunun bir sendikal faaliyet olduğundan mahkemenin kararları bozduğunu söyledi.
‘Zamanlama manidar’
Eğitim-Sen Boğaziçi Üniversitesi işyeri temsilciliği, geçen ayın başında, işe yeni alınan sözleşmeli personelin genel sekreter yardımcısı tarafından ‘rutin işlem’ diyerek Eğitim-Bir-Sen üye formu imzalattığı, imzalamayı reddedenlerle Eğitim-Senlilere uygulanan baskı hakkında rektörlüğe şikayet dilekçesi verilmişti. Rektörlük, dilekçeye cevap bile vermedi.
Bu olaydan kısa bir süre sonraysa personele 10 Kasım soruşturması açıldı. Temsilcilik, soruşturma vaktinin ‘manidar’ olduğunu söyledi.
KAYNAK: DİKEN – MEHMET BARAN KILIÇ