Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi çağrısını yineledi.
Turan, Sabancı Center’da gerçekleştirilen TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Toplantısı’nın açılışında yaptığı konuşmada, geçen ay yapılan seçimlerle Türkiye’yi ikinci yüzyılına taşıyacak yönetimi ve parlamentoyu seçtiklerini anımsatarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, kabinesini ve tüm milletvekillerini tebrik etti.
Şimdi herkesin birinci vazifesinin “Türkiye’yi, ortak gayeleri olan muasır medeniyetler seviyesine taşımak için çalışmak” olduğunu kaydeden Turan, Türkiye Cumhuriyeti’nin birinci yüzyılındaki kazanımların korunması, güçlendirilmesi ve eksikliklerin giderilmesi gerektiğini söyledi.
Turan, Türkiye’nin tarihsel mirası, köklü kültürü, jeostratejik önemi, dinamik genç nüfusu, dünya çapındaki uzmanları ve bilim insanları, köklü demokrasi geçmişi, ekonomik yapısı ve sanayisi, bürokratik kadroları, tecrübeli devlet ve siyaset insanı ve canlı sivil toplum geleneğiyle çok daha yukarılara ulaşabileceğini anlattı.
“Beklentimiz, İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi”
İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülme çağrısını yineleyen Turan, “Toplumun yarısını oluşturan kadınların hala şiddet görmesi, iş hayatında ve toplumsal hayatta ayrımcılığa uğraması, Türkiye’nin ikinci yüzyılına yakışır özellikler değil. Bu nedenle ikinci yüzyılımızın ilk parlamentosundan beklentilerimizden birisi de 2021’de ayrılmış olduğumuz İstanbul Sözleşmesine geri dönülmesi. Ayrıca ulusal düzeyde elimizdeki en güçlü yasal düzenleme olan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu’na daha sıkı sarılmak ve en etkili şekilde uygulamak zorundayız.” diye belirtti.
Bölgesel ve küresel sorunların çözümünde daha etkin olabileceklerini kaydeden Turan, bilim, teknoloji ve sanatta uluslararası kıyaslamalardaki yerlerini çok daha yukarılara taşıyabileceklerini, mevcut sorunları el birliğiyle aşıp Türkiye’yi cumhuriyetin ikinci yüzyılında bir üst lige taşıyabileceklerini vurguladı.
Turan, “Bunun için de konuşmak, söyleşmek gerekiyor. Arzumuz; ülkemizin barış, huzur, istikrar ve refah toplumu olma yolunda, en ileri seviyeye ulaşması.” diye konuştu.
“Türkiye için gösterilecek tüm çabalara katkı vermeye hazırız”
Orhan Turan, en ağır sorunları bile meşru zeminde tartışarak çözebileceklerini belirterek, TÜSİAD olarak bir süredir toplumun farklı kesimleri ile düzenledikleri söyleşme toplantıları ile ilgili bilgi verdi.
TÜSİAD olarak bu dönemde çözümün bir parçası olmaya, diyalog kanallarını hep açık tutmaya ve Türkiye’yi hak ettiği yere çıkaracak tüm çabalara katkı vermeye hazır olduklarının altını çizdi.
Kadınların hala şiddet görmesinin, iş hayatında ve toplumsal hayatta ayrımcılığa uğramasının Türkiye’nin ikinci yüzyılına yakışmadığını ifade eden Turan, toplumsal cinsiyet eşitliği alanında yürüttükleri çalışmalara değinirken kadın-erkek eşitsizliklerini ortadan kaldırmaları gerektiğini söyledi.
Turan, yeni döneme ilişkin bir başka beklentilerinin “kapsamlı eğitim reformu” olduğunu vurguladı.
Turan, eğitim sisteminin çocukları ve gençleri ezberciliğe değil; özgür, eleştirel ve yaratıcı düşünceye yöneltmesi gerektiğini kaydederek, gençlerin teknik ve sosyal becerilerini yükseltmeleri, iyi yabancı dil konuşmalarını sağlamaları, eğitim sisteminin tüm çocuklara fırsat eşitliği sağlaması gerektiğini anlattı.
Demokrasi ve hukuk üstünlüğü vurgusu
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Turan, demokratikleşme, hukukun üstünlüğü, toplumsal cinsiyet eşitliği ve eğitim reformunun gündemlerinin önemli başlıkları olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Bu başlıkların yanına, değişen küresel sistemin etkin bir aktörü olmak, iklim değişikliği ile mücadele ve dijital dönüşüme hazır olmayı da eklemeliyim. Bu başlıklar, bugünümüzü olduğu kadar, yarınımızı da doğrudan belirleyecek olsa da gündemi daha acil konular dolduruyor. Bunların en başında ekonomi geliyor. Göstergeler, ekonomide ciddi bir tabloya işaret ediyor. Artık hem cari açık hem bütçe açığı veriyoruz.
Gösterge faiz oranının sürekli olarak düşürülmesine rağmen, reel sektörün krediye erişimi giderek zorlaştı. Ticari kredilerin artış hızı enflasyonun bir hayli altına indi. Finansmana erişim sorunu yatırımları baskıladı. Fiyatların ekonominin gerçeğini yansıtmaz hale gelmesi, özel sektörün risk ve getiri hesaplamalarını güçleştirdi. Bu da yatırım kararlarının ertelenmesine, yeni istihdam yaratma kapasitesinin azalmasına ve büyümenin zayıflamasına yol açtı.”
“Bakan Şimşek ile son derece faydalı görüşme gerçekleştirdik”
Orhan Turan, tüketim artışının yurt içi üretim artışı yerine ithalatla karşılandığını, 2021’in ilk çeyreğinden bu yana üretim-tüketim makasının açıldığını, bu durumun aşılabilmesi için para ve finans politikalarının değişmesi gerektiğini söyledi.
Finansal kesimin iyi çalışmasının çok önemli olduğunu dile getiren Turan, “Finansal kesim sağlıklı olduğu, kendi fiyatlamalarını yapabildiği ölçüde, reel kesim de sağlıklı olur. İzlenecek olan politikalar, reel kesimin olağan yollardan finansmana ulaşabilmesini sağlamalı; üretim ve yatırımın önünü açmalı.” diye konuştu.
Turan, bu çerçevede, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan’a görevlerinde başarılar diledi.
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’in rasyonel politikalara dönüş vurgusunun bu doğrultuda çok önemli bir adım olduğunu vurgulayan Turan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Sayın bakanın da ifade etmiş olduğu gibi, kolay çözümler ya da hızlı sonuç verecek yöntemler bulunmuyor olsa da, şeffaflık, hesap verilebilirlik ve öngörülebilirlik prensipleri doğrultusunda, kural temelli politika yapımına bağlı kalınması, ekonomideki bu zor durumun aşılmasını sağlayacaktır.
Sayın Bakan ile az önce son derece faydalı ve yapıcı bir toplantı gerçekleştirdik. Ekonomimize ilişkin görüşlerimizi ve önerilerimizi Sayın Bakan ile paylaştık. Ekonomimizin çok daha iyi bir noktaya evrildiğini görmek, hepimizin ortak arzusu. Bu çerçevede, Ekonomik ve Sosyal Konsey’in, geniş bir yelpazede, toplumun çeşitli kesimlerinin temsilcilerinin katılımıyla, ekonomik ve sosyal sorunlar ile bunlara ilişkin çözüm yolları hakkında görüş üretilmesinde önemli bir katkısı olabileceğini de değerlendirmekteyiz.”
“Yoksullukla mücadele güçlendirilmeli”
Orhan Turan, gelir dağılımının iyileştirilmesi, vergi sisteminin daha adil hale getirilmesi, yoksullukla mücadelenin güçlendirilmesi, sosyal koruma yardımlarının daha etkin ve kurumsal yapılması, refah devletinin derinleştirilmesi gerektiğini anlattı.
İleri teknolojili ürün ve hizmetlere yönelmenin avantajlarından bahseden Turan, girişimcilerin ve KOBİ’lerin kurumsallaştırılmasının, yeşil dönüşümde başarılı olunmasının, reformlarla finansmana erişimin iyileştirilmesinin önemine değinirken kayıtlı çalışmayı teşvik etmenin, verimliliği artırmanın, rekabet koşullarını daha adil hale getirmenin ve beyin göçünün durdurulmasının önemine vurgu yaptı.
Turan, dijital ve yeşil dönüşümden de bahsederek, “Net sıfır sanayi yapılanmasından Gümrük Birliği’nin güncellenmesine kadar, gelecek odaklı pek çok başlıkta zaman kaybetmeden harekete geçilmeli. Stratejik alanlarda Türkiye-AB işbirliği ortak menfaatler doğrultusunda derinleştirilmeli.” şeklinde konuştu.
“Deprem gündemine yeniden dönmeliyiz”
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Turan, seçim sürecinin deprem gündemini geri plana ittiğini, artık dikkatlerin yeniden bu konuya çevrilmesi gerektiğini belirterek, bölgenin eskisinden de daha iyi bir biçimde ayağa kaldırılması ve İstanbul depremine hazırlanılması çağrısında bulundu.
Gerçek beka sorununun “deprem” olduğunu vurgulayan Turan, “Hem merkezi hem de yerel yönetim düzeyinde birçok konuyu yeniden ele almamız gerekiyor. Deprem öncesinde kentleri depreme dirençli hale getirmeliyiz. Gerçekleşmesi kaçınılmaz olan depremler sonrasında da yardımları hızlı ve etkin biçimde yapabilmeliyiz. Bunun için yeni bir yaklaşıma ihtiyacımız var. Bu yaklaşımın ana unsurunu da yönetişim konuları oluşturuyor.” diye konuştu.