Naci Ağbal’ın Merkez Bankası (MB) başkanlığı görevine atandıktan sadece dört ay sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından görevden alınması, TL ve borsa endekslerine yüzde 10’dan fazla kaybettirmiş, iç piyasadaki çalkantı benzer gelişmekte olan piyasalar üzerinden dünya geneline de sıçramıştı.
2013’teki panik
Dünyanın en büyük fon yöneticisi konumundaki Man Group ve Uluslararası Finans Enstitüsü’nün baş ekonomisti Robin Brooks, Türk varlıklarındaki çalkantının gelişen piyasalara da yayılarak 2013’tekine benzer bir paniğe neden olabileceği yönünde uyarıda bulundu.
Ekonomi literatüründe ‘Taper Tantrum’ adı verilen 2013 yılındaki dönemde, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) parasal genişleme programının zayıflatıldığına dair sinyaller vermesi üzerine ana piyasada büyük bir panik havası yaşanmış, bundan en çok gelişmekte olan piyasalar etkilenmişti.
‘Türkiye çatırdıyor’
Öte yandan, bu senaryo, gelişen piyasalarda büyük yatırımları olan Pacific Investment, BlackRock ve Ashmore Group gibi fon şirketlerinde henüz pek tutulmuyor.
Bloomberg ajansına konuşan, Man Group yetkilileri Patrick Kenney ve Santiago Pardo, “Türkiye çatırdamaya başladığından beri, gelişen piyasalardaki kaydadeğer birçok kırılganlığın, düşük fiyatlandığını (underprice) görüyoruz” dedi.
Daha önce ABD’li yatırım bankası Goldman Sachs’ta para stratejilerini yöneten Robin Brooks ise ABD’deki vergi paketi ve artan tahvil getirileri yüzünden gelişmekte olan piyasaların borçlarını çevirmekte zorlandığını söyledi. Brooks, en büyük iki gelişen piyasa Türkiye ve Brezilya’da piyasaların darbe almasının bunun başka piyasalara sıçraması riskini daha da artırdığını belirtirken, aynı kurumdaki başka bir ekonomist Sergi Lanau, Güney Afrika’nın da çok kırılgan durduğunu ifade etti.
‘Kırılgan beşli’ olarak tarif edilen Türkiye, Brezilya, Güney Afrika, Hindistan ve Endonezya’nda piyasaların 2013-2018 arasındaki kötü performansının bu temkinli yaklaşımı haklı çıkardığı belirtildi.
Farklı düşünen de var
Ashmore’dan Gustavo Medeiros ise sıçrama olasılığının düşük olduğunu çünkü Türkiye’nin geleneksel olmayan ekonomi politikalarıyla diğerlerinden ayrıştığını söyledi.
New York merkezli Totem Macro’nun kurucusu Whitney Baker ise güçsüz dolar, emtia fiyatlarındaki artış, küresel büyümedeki rebound etkisi beklentisinin 2013’tekinden daha iyimser bir arka plan oluşturduğunu belirterek, “Koşullar her anlamda ne kadar farklı da olsa insanlar Taper Tantrum’da yaşananlara kendilerini bağlıyor” dedi. Ekonomist, bu aşamada yüksek getirili piyasalarda risk-getiri oranının uygun olduğunu savundu.
Blackrock firmasının pozisyonu da benzer bir yaklaşıma işaret ediyor. Stratejist Wei Li ve Elga Bartsch, kurumun, getirinin kıt olduğu dünya piyasaları karşısında, yüksek getirili tahvillerde ‘makul derecede’ ağırlığı olduğunu ifade etti.
Pimco’dan Lupin Rahman da IMF’nin özel çekme hakkını yükseltmesiyle, rezervleri düşük olan yüksek getiri sınıfındaki ülkelerin desteklendiği görüşünde.
Öte yandan, Bloomberg’deki verilere göre, Türkiye’de Ağbal değişikliğiyle çöken piyasada, ülkede en çok yatırımı bulunan Pimco, Blackrock, FMR gibi fon kuruluşları kaybetti.
Türkiye’nin ağırlığı kalmadı
Ajansın analizine göre, pek çok fon kuruluşu paralarını erkenden çekerek ‘Türkiye’deki dram’dan kurtuldu. Buna göre, son dönemde sadece birkaç yatırımcının ülkede ciddi yatırımı kaldı. Türkiye’nin endekslerdeki ağırlığı dahi geriledi. Ülke piyasası, Bloomberg ajansının gelişmekte olan piyasalar endeksinde sadece yüzde 4 ağırlığa sahip. Bu konuda diğer en önemli endeks MSCI’da ise yalnızca binde 3.