Ekonomi yazarı Evren Devrim Zelyut, seçim sonrası doların akıbetine ilişkin bir yazı kaleme aldı. Merkez Bankası rezervlerinin eksi sonsuzluğa koştuğuna ve para piyasasındaki miktarın şişirildiğine dikkat çeken Evren Devrim Zelyut, enflasyonun düşmeyeceği, doların da seçim sonrası çok fazla yükseleceği tahmininde bulundu.
Zelyut, Sözcü’de kaleme aldığı yazısında “Küresel sermaye Türkiye’yi izliyor. Çarkı döndürecek kadar borcu da veriyor. Zira Şimşek iyi kötü gerçekçi ekonomi yolunun işareti. Eğer bu işaret yerel seçimlerden sonra kalkarsa, çok net bir gerçek var: Tükenip eksiye dönmüş rezervlerle, büyük bütçe açıkları ile, küresel yatırımcının bitmiş güveni ile ve ne yapacağına kimsenin güvenmediği Sayın Erdoğan politikası ile doları 50-60 lirada tutmak başarı olur” dedi.
Evren Devrim Zelyut’un yazısı şöyle:
“Doğadan gelen felaketler, kovid + deprem, bir de insan eliyle yaratılan “Nas” politikası eklenince kur 20’lerin üzerine çıktı; bugün 31 liraya geldi. Sıkıntı büyük, zira Merkez’in rezervi ne yazık ki eksi sonsuza doğru ilerliyor. Şu an açık -55 milyar dolar… Peki 1 yıl içinde ödememiz gereken borç ne kadar? 226,6 milyar dolar! Üstelik raporlardan anlıyoruz ki yabancı sermaye, anayasa mahkemesi ve yargıtay arasındaki çekişmeyi görüp “Türk hukuk sistemi siyasallaştı” diyerek ülkeye gelmiyor. Hangi yabancı barut fıçısına dönmüş bir ülkeye gelir yatırım yapar?
‘ENFLASYON SÜRECEK’
Ekonomik olarak tam bir çıkmaza giren başkanlık yönetimi; mecbur kaldığı için Şimşek ve Karahan ile ekonomide gerçekçi bir para politikası uygulamaya başladı. Ama orada da sorunlar var: Para miktarını kısmadan faiz artırmak da sanırım yeni bir Türk ekonomi deneyi olsa gerek. Ama sonuç belli: Enflasyon sürecek…
Geçen yıl bu dönemde 8,7 trilyon olan para miktarı şimdi 14,2 trilyon olmuş. Para piyasası bu kadar şişirilmişken kimse Mehmet Şimşek’in enflasyonu düşürüp, cari ve bütçe açıklarını kapatarak gelir dağılımını düzelteceğini de beklemesin. Çünkü hükümetin siyasi kanadı reformlarla, siyasi atmosferle, hukukta güvenle ekonomi yönetimine gereken desteği vermiyor. Şimşek de başta tarım ve sanayi olmak üzere büyük üretim reformlarını Erdoğan’dan talep etmiyor. Onun da amacı kısa vadede ülkeyi yüzdürmek, kur krizine sokmamak…
Ancak şunu belirtelim: Küresel sermaye Türkiye’yi izliyor. Çarkı döndürecek kadar borcu da veriyor. Zira Şimşek iyi kötü gerçekçi ekonomi yolunun işareti. Eğer bu işaret yerel seçimlerden sonra kalkarsa, çok net bir gerçek var: Tükenip eksiye dönmüş rezervlerle, büyük bütçe açıkları ile, küresel yatırımcının bitmiş güveni ile ve ne yapacağına kimsenin güvenmediği Sayın Erdoğan politikası ile doları 50-60 lirada tutmak başarı olur! Ekonomi, kıldan ince kılıçtan keskince bir hat üstünde yürümekten çok yoruldu, çok…”