
Plastikten, pamuğa, demirden çeliğe kadar sanayinin ana girdi kalemlerinde yaşanan fiyat artış oranı, kurda son günlerde yaşanan hızlı yükselişin de etkisi ile yüzde 100’ü aştı.
Bu durumun, son ürün fiyatlarına yansımakla kalmadığı, Türkiye’nin ihracat hedefini tehdit eder hâle geldiği belirtiliyor.
Dünya gazetesinin haberine göre, sanayi ürünlerine zam dalgası yolda, inşaat sektöründe ise kamuya iş yapanlarda iflas furyası bekleniyor.
Buna göre, hazır giyimden gıdaya, mobilyadan plastik sektörüne kadar birçok alanda hammadde darboğazı derinleşmeye başladı. Yaşanan sorunlara çözüm bulunamaması hâlinde yılsonu için 200 milyar dolar olarak belirlenen ihracat hedefinin hayal olacağını dile getiren sektör temsilcileri, ilave gümrük vergilerinin geçici bir süre de olsa kaldırılmasını ya da bazı kalemlerde ihracatın sınırlandırılması gerektiğini vurguladı.
Hammadde sorunun en yoğun yaşandığı sektörlerden biri hazır giyim. Geçen yıl 17,1 milyar dolarlık ihracata imza atan sektörde bu yılın ilk iki ayında ise ihracat deyim yerindeyse yerinde saydı. Sebebi ise ana girdi kalemleri olan pamuk ve polyester gibi iplik fiyatlarının yüzde 75’e yakın artması. Söz konusu artış oranı kullanım alanı çok geniş olan likrada ise yüzde 300’ü aştı. Likra fiyatı 5 dolarlardan 15 dolara, hatta kara borsada 20 dolarlara çıktı.
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Hadi Karasu, konuyu bakanlığa da götürdüklerini belirterek, “Hammadde fiyatlarında Çin’in pandemiden çıkar çıkmaz dünyadaki emtiayı toplama hırsı ve konteyner fiyatlarındaki artış, hammadde fiyatlarına yansıdı. Ama Türkiye piyasasında bu artış, dünya fiyatlarını da geçti. Portekiz, Bangladeş gibi ülkeler Türkiye’den hammadde topladı. Bu durum darboğazı artırdı. Bunu değerlendiren üreticiler daha yüksek fiyatlara ürün satmaya başladı. Şimdi Inditeks gibi büyük gruplar fiyat alırken, ‘dışarda daha ucuz, bu fiyata verirseniz alırız’ diyorlar. Fırsatçılığın önüne geçilemez. Bunun kontrol altına alınması lazım. Ya hammadde ihracatı bir süre durdurulmalı ya da yine ilave gümrük vergisi geçici bir süre kaldırılmalı. İhracat hedefine katma değerli ürün ihracatı ile ulaşılabilir” dedi.
Örme Sanayicileri derneği Başkanı Fikri Kurt da son bir yılda pamuk ve polyesterde fiyatların yüzde 75, likrada ise yüzde 300 arttığını belirterek, yine termin sürelerinin ise çok fazla uzadığını söyledi. Kurt, “Hammadde ihracatından kg bazında 40 cent veya 1 dolar kazanıyoruz. Bunun yerine, hammadde iç piyasada kalsa; örmeci, boyahaneci, hazır giyim üreticileri, emprime, baskı, ilikçi, düğmeci, naylon, karton, etiket gibi ambalaj üretimi yapanlar da bu üretim bandında yer alacak ve ismi geçen sektörlerde, işsizlik rakamlarının üst sevilerde olduğu bu dönemde binlerce kişi istihdam edilecek. Hazır giyim ihracatı ise kg bazında, iplik ihracatına göre daha yüksek oranda döviz girdisi sağlayacak. Yani ülke ekonomisine daha fazla katkı, iplik ihracatıyla değil, katma değerli kumaş ihracatı ve hazır giyim konfeksiyon ihracatıyla sağlanabilir. Tekstildeki dış ticaret fazlası bu şekilde oluşmaktadır” diye konuştu.
Haberde aktarılana göre, mobilya sektörü de artan talebin etkisi ile son aylarda büyük bir hareketlilik yaşıyor.
Döviz kaynaklı olarak mobilyanın hammaddeleri olan süngerde son bir yılda yüzde 130, cilada yüzde 40 ve MDF’de yüzde 25 artış yaşanırken, sektör temsilcileri hammaddede karaborsa oluştuğunu söyledi. Artışın ise kaçınılmaz olarak fiyatlara yansıyacağını kaydettiler.
Mobilya Sanayi İş Adamları Derneği (MOBSAD) Başkanı Nuri Gürcan, dövizden kaynaklı olarak cila, mobilya aksesuarı, cam, metal gibi bazı ürün gruplarında artış yaşandığını belirterek, şunları kaydetti:
“Geçen yılın son çeyreğinden beri hammadde bulamama sorunuyla karşı karşıyayız. Öncelikle MDF bulamıyoruz. Bunun en büyük nedeni, dolar kurunun yükselmesinden dolayı Türkiye’nin MDF üreticisi olarak ucuz ülke konumuna gelmesi, üreticilerin ihracat yapma iştahıyla ürünlerinin tamamını ihraç etmeleri, biz mobilya üreticilerini zor durumda bırakıyor. Oysa hammadde ihracatında elde edilecek gelir, mobilya ihracatının üçte biri kadar” dedi. Bu nedenle iç pazarda ürün teslimleri gecikirken, ihracatta da kendilerini sıkıntıya düşürdüğünü söyleyen Gürcan, “Döviz kurundaki bu şokları düşündüğünüz vakit, hammadde temini konusunda iyice zorluk yaşamaya başladık” diye konuştu. Gürcan, “Hammadde maliyetlerindeki artış ister istemez ürün son fiyata yansıyacak.”
Pandemiden dolayı inşaat sektörüne yönelik bazı malzemelerin üretiminin sekteye uğraması ve yeterli derecede üretilememesinden dolayı bir tedarik sorunu oluştuğunu belirten İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Tahir Tellioğlu, “Hükümetin kendine göre belirlediği enflasyonun yüzde 20-25 olarak düşünüldüğünde müteahhidin bunu ancak yüzde 30’luk bölümünü tolere edebildiğini” ifade ederek, “Şimdi yüzde 50’yi geçince bütçeyi ciddi oranda bozuyor” dedi.
Bu durumunda inşaat sektöründe üretimin zamanında yapılması ve maliyetlerin karşılanması noktasında sıkıntı yarattığını belirten Tellioğlu, sorunun özellikle kamu müteahhitlerini fazlasıyla etkilediğini belirtti. Kamuya iş yapan müteahhitlerin öz kaynaklarını kullanarak işi çözmeye çalıştığını özkaynağı kalmayanların ise iflas noktasına geldiğini ifade eden Tellioğlu, “Kamuya iş yapanlarda bir iflas furyası bekliyoruz” dedi.

















