Karar gazetesi yazarı ekonomist İbrahim Kahveci, “1 trilyon maliyetli kararname!” başlıklı yazısında, şu ifadeleri kullanıyor:
“Bir kararnamenin sadece bir günlük maliyeti 1 trilyon lira olur mu? Ya da bir ülkeye bir günde 1 trilyon lira nasıl zarar verilebilir?
İşte bunu ülke olarak cuma akşamı yayınlanan kararname ile görmüş ve yaşamış olduk.
Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal görevden alındı ve yerine yeni bir başkan ataması yapıldı…
Ve piyasalar çöktü.
Kur seviyesi 1 lira yükseldiğinde sadece 450 milyar dolarlık dış borcun TL maliyeti 450 milyar TL artmış oldu. Yıllık 200 milyar dolarlık ithalatın da maliyetine sadece 1 lira eklediğimizde artık 200 milyar lira fazla ödeyeceğiz. Hazine garantili müteahhitlere de artık 200 milyar lira fazladan ödemeye başlıyoruz. Ama bunun yanında en önemlisi faiz artışı da artık maliyetlerde…”
“Ülkemiz yeni bir ekonomik fırtınanın içine girmiştir” diyen Kahveci, faizleri yükseltmenin bile ‘bu ateşi’ söndüremeyeceğini belirtiyor:
“Elbirliği ile Türkiye bir çalkantılı döneme daha sokuldu. Ama bir fark var: Daha önceki krizlerde iyi dönemlerin ardından kriz yaşanıyordu. Şimdi ise 2015 yılında başlayan yüksek işsizlik, 2016-2018 arası finansal çalkantı ve 2018 sonrası reel krize yeni bir fırtına daha eklemiş olduk.
Kısaca kriz içinde kriz yaşayan bir ülkeyiz.
Tebrik ederiz.
Bunu da başardınız.
Kurlar gece yarısı sığ piyasada 8,48 gördü ama dün 7,70’e kadar geriledi diye kimse umutlanmasın. Yabancı pozisyonların realizasyonunda bu beklenen hareketti. Ama ya sonrası…
İşte bizi asıl sonraki karanlık günler bekliyor.”
“Bir imam efendi “yokluğun da bir sınav olduğunu” yazmış. Hem de şu kriz ortamında” diyen Kahveci, şunları belirtiyor:
“Lütfen maaşının yarısını devletimiz kessin.
Kendileri önce o yokluğu ve işsizliği bir yaşasınlar.
Maaşsız çalışsınlar veya yarı maaş ile hele bir çalışsınlar da, verdikleri vaazların anlamı olsun.
Sadece sözde kalmasın…
Tabii ki önerim en başından başlıyor.”