Yaklaşık dokuz aydır sipariş ve gel-al uygulamalarıyla ayakta kalmaya çalışan yeme-içme mekanları ‘kontrollü normalleşme’ye geçilen 2 Mart’ta açılmış, ancak bu dönemde vaka sayılarının hızla artıp 10 binin altından 5o binin üstüne çıkmasıyla tedbirler tekrar gündeme gelmişti.
Sağlık Bakanlığı’nın bu yöndeki ilk adımıysa Ramazan ayı boyunca Türkiye genelinde lokanta, kafe gibi işletmelerin hizmetlerini paket servisle sınırlandırılmasına karar vermek oldu.
Esnaf anlattı
Gazete Kadıköy’den Seyhan Kalkan Vayiç’in haberine göre sosyal hayatın en hareketli yaşandığı Rasimpaşa, Osmanağa ve Caferağa Mahallesi’ndeki bar-kafe esnafında endişe, kaygı ve belirsizlik hakim.
‘Çıkmazın içindeyiz’
Altı buçuk yıldır bar işletmeciliği yapan Ergin Öncü: “Pandemi ile de her şey daha da kötü hale geldi. Son bir yıldır kapalı gibiyiz. Bir hastalık var. Birtakım önlemlerin alınması normal. Ama önlemlerin sadece yeme ve içme sektörüne yönelik olması adaletsiz bir durumu ortaya çıkarıyor. Salgının bütün yükünü ve ceremesini yeme ve içme ile sinema, tiyatro gibi hizmet sektörü çekiyor. Kapanmaların ekonomik boyutu olduğu gibi bir de psikolojik boyutu var. Bir yıldır gülerek geleceğe umutla bakacak bir sohbetimiz olmadı. Kimle konuşsan dert yanıyor. Hem sosyal hem ekonomik hem de psikolojik olarak bir çıkmazın içindeyiz.”
‘Yeni patronlar yaratıldı’
Yeme-içme sektöründe hizmet veren Nurten Karagöz: “Yanımızda çalışan arkadaşlarımız vardı. Maaşlarını ödeyemedik. O yüzden memleketlerine ailelerinin yanına döndüler. Şimdi de yanımda bir arkadaş var. Ona da günlük harçlık vermeye çalışıyorum. Paket servis yapın diyorlar. Paket servis ile kirayı mı, vergileri mi ödeyeceksin yoksa kendin mi geçineceksin. Paket servis için online sistemler var. 100 liralık paket servisin 35 lirasını onlar alıyor. Bize yeni patronlar yaratıldı. Yıllardır vergi ödedik, pandemi döneminde bunun karşılığını istedik. Bir ay açık kaldık. Hadi bir şeyler olacak günlük harçlığımız çıkacak derken ‘ramazan boyunca kapatıyoruz’ diyorlar. Bu da çok manidar kapatacaksan neden ramazanı bekliyorsun.”
‘Güçleri bize yetiyor’
Kafe işletmecisi Şahin Kılıç: “Bakmak zorunda olduğumuz ailelerimiz var. Bunun üzerine bir de aç kapa aç kapa yapılıyor. Toplu ulaşım dolu. Uçaklar ile şehirlerarası otobüsler çalışıyor. Alışveriş merkezleri açık. Ama güçleri küçük esnafa yetiyor.”
‘Tam kapanma olsun’
Kafe işletmecisi Mahir Bingöl: “Sahiller dolu. Kongreler oldu. Sanki vaka sayılarını biz yükseltmişiz gibi fatura bize kesiliyor. Kafeler açıldı ve vakalar yükseldi algısı yaratıldı. Ve kapatılıyoruz. Tam kapanma olsun. Hem ekonomik hem psikolojik olarak bizi çok kötü bir duruma soktular.”
‘Hiçbir destek görmedik’
15 yıllık lokantacı Mahmut Akoğuz: “Dükkânın önünde gelir olsun diye süt ve yumurta gibi ürünler satmaya başladık. Devletten hiçbir destek göremedik. Toplu ulaşım dolu, uçakta üç kişi yan yana yolculuk yapıyor. Mekânda iki metre mesafede oturuluyor. Ama bu sıkıntı olarak görülüyor. Tek sorumlusu bizmişiz gibi gösteriliyor. Tam kapanma yapmalarına razıyız.”