Normalleşme süreciyle vatandaşların akaryakıt satın alma alışkanlıklarının değişeceğine işaret eden Yılmaz, şunları kaydetti:
“Bir istasyonda fiyat 5 lira 50 kuruşken, birkaç kilometre ötede 5 lira 20 kuruş düzeyinde. Bazı vatandaşlarımız sadece marka sebebiyle akaryakıt için 20-30 kuruş fazla ödeyebiliyor. Oysa, bütün lisanslı bayilerde akaryakıt kalitesi aynı. Bir istasyonunun kira gideri olmayabilir, satış hacmi farklı olabilir ve maliyetleri düşük olabilir. Bunlar da pompaya yansır. Hiçbir vatandaşımız bu şirketlerden daha zengin değil. Öyleyse markaya göre değil bütçeye göre hareket edeceğiz. Vatandaşımız ‘Ucuz yakıt arabama zarar verir.’ diye düşünmesin, bize güvensin. Hakkari’deki akaryakıtın kalitesiyle Edirne’deki, İstanbul’daki, Ankara’daki akaryakıtın kalitesi aynı. Yeter ki lisanslı bayi olsun. Ucuz olanı tercih etmekte sıkıntı yok”
Daha fazla ödeme yaparak katkılı ürün almanın ise tüketicinin tercihi olduğunu ancak EPDK olarak bunu tavsiye etmediklerini ifade eden Yılmaz, “Trafiğe kayıtlı 23 milyondan fazla araç var. Ancak akaryakıt sorunuyla ilgili bu yıl kurumumuza ulaşmış sadece 135 şikayet var. Avrupa’nın en kaliteli akaryakıtı Türkiye piyasasında ve EPDK bunun güvencesiyken vatandaşlarımız artık hem kendi cebini hem de ülkemizin ekonomisini düşünerek hareket etmeli.” diye konuştu.
Yılmaz, ayrıca lisanslı bir bayiden alınan akaryakıtın tüketicinin aracında soruna sebep olması halinde zararın ilgili şirket tarafından tazmin edilmek zorunda olduğunu ve tüketicilerin ilgili faturayla EPDK’ye başvurabileceğini sözlerine ekledi.
