Hükümetin ekonomi tercihleri sonrası rekorlar kıran dolar/TL kuru en son bir sene önce bugün tek haneli seviyeleri gördü. 15 Kasım 2021’deyse 9,93’tü.
Kur uzun süredir 18,60 TL seviyesinde. Uzmanlar, kuru bu seviyede tutabilmek için harcanan kaynakların büyüklüğü konusunda uyarıyor. Diğer yandan da ihracatçılar, kurun gerçek değerinin bu olmadığını belirtip zarara uğradıklarını söylüyor.
Nasıl Bir Ekonomi YouTube kanalında Hakan Güldağ’la güncel gelişmeleri yorumlayan Ağaoğlu, kuru bu seviyede tutmak için eldeki bütün kaynakların seferber edildiğini söyledi: ”Önümüzdeki yıl neyi kullanacağız da aylık 10 milyar dolar cari açık vereceğiz? Neyi kullandık; 65- 70 milyar dolar civarında KKM, yaklaşık 40 -45 milyar dolar civarında ihracat bedeli, bir de üzerine 20 -25 milyar dolar civarında net hata noksan fonlaması. Yani şu hesabı yaptığımızda yaklaşık 115-120 milyar dolar civarında bir kaynak. Önümüzdeki sene 120 milyar dolar, aylık 10 milyar dolar cari açığa geliyor. “Fonlamak problem değilse açık verebiliriz” gibi ilkel şehir efsanesine de hemen bir atıf yapayım. Hayır önce fonlarız sonra cari açık oluşur. Bunu ya borçlanmayla ya da akreditifle yaparız, ikisi için de kredibilite lazım. Şimdi bu kredilerin azaldığı bir ortamda bahsetmiş olduğun ihracatçının geliri, kur nedeniyle görece olarak sabitken buna karşılık gideri, maliyeti artıyor ise siz o işi yapmaya devam eder misiniz?”
Ağaoğlu, kurun bu seviyede kalmasına karşın yine de ‘patlamasının yaratabileceği’ sorunları yaşadığımızı söylüyor: ”Herkes ısrarla kur ne zaman patlayacak diye soruyor. Hayır patlamasına gerek yok. Patlamadan da biz kur patlamasının yaratabileceği olası sonuçların bazılarını yaşıyoruz. İlaç konusunda yine haberler çıktı son günlerde; ilaç bulunmasında bazı sıkıntılar yaşanıyor. Bazı mal ve hizmetlerin sıkıntısını hissetmeye başlayacağımızı söylemiştim. Kurunuz sabit ama mal yok. Nasıl yapacağız bu işi? Önümüzdeki yıl seçim dönemine girdiğimiz için işimiz daha zor. Biraz kenar süsleri ile bu işi götürürüz. ‘Hadi biraz daha dişimizi sıkalım’la götürürüz. Seçime kadar taşıdık diyelim, seçimden sonra çıkacak manzaranın ne olduğunu gerçekten bugünden kestirmek zor. Bir de hani mümkünse şu seçimi hakikaten erkene alalım. Şaka bir yana mayıs konuşuluyor, nisan sonu konuşuluyor, hakikaten mümkünse erkene alalım da şu bahsettiğim seçim öncesindeki o belirsizlik biraz daha kısa süre yaşansın.”